Yaklaşık 90 yıl önce, Virginia Woolf, Deniz Feneri romanını yayımladı. Bu öyle bir romandı ki her şeyden öte, edebi analize değer ciddi uğraşlar olarak ‘feminen’ alışkanlıkların ve amaçların keşfi gözü ile okunabiliyordu. Günümüzde, bu roman, 20. yüzyılın en iyi kitapları arasında gösteriliyor. Ancak Woolf’un işlerinde saklı mesajlar, kadınların edebi çalışmalarından hala kaçınan birkaç kitap incelemesi kurumuna dâhil edilmiş değil.


2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, New York Review of Books %75 erkek yazarları ele alıyor. Ve cinsiyet eşitliğini göz ardı eden tek oluşum bu da değil.



Bu rahatsız edici trende tepkisini göstermek amacıyla, fotoğraf sanatçısı Carrie Schnedier, kadın yazarların kitaplarını okuyan kadın öznelerle dolu bir fotoğraf serisi hazırladı. “Okuyan Kadın” adındaki seride, elinde Gwendolyn Brooks’un Blacks kitabı ile bir kadın masasında rahatlıyor. Bir başka kadın, deri sandalyesinde yalınayak her daim etkileyici Deniz Feneri’ne gömülmüş.


“Bu projeye, hakkında az şey bilindiğini düşündüğüm bir şeyi vurgulamak adına başladım: Yaratıcı jenerasyonumdaki kadın sanatçıların ve yazarların inanılmaz mirası.” diyor Schneider. “Linda Nochlin’in 1971 tarihli ‘Neden artık büyük kadın sanatçılar yok?’ metninin yanı sıra, edebi gruplardan ve hatta hangi sanat ve kültür öğesinin yüceltileceğini belirleyen mekanizmaların bazılarını ortaya koyan eleştirmen Jerry Saltz’tan ilham aldığımı söyleyebilirim. Okuyan kadınları temsil etmek, bu baskın anlatıyı çökertme amacını güdüyor.”


Schneider’ın fotoğrafları, derin düşüncelere dalmış, kendilerininkinin dışında dünyaları ve bakış açılarını keşfeden kadınları gösterse de, okumanın toplumsal doğasının, projenin ayrılmaz bir parçası olduğunu söylüyor.



“Okumayı tek başına yapılan bir hareket olarak gördüğüm söylenemez.” diyor Schneider. “Temel bağlamda, bir metinle meşgul olmak, başka bir insanın yaratıcı ya da entelektüel faaliyetlerini tecrübe etmektir. Daha da ötesi, okuduklarımız, dünyada başkaları ile karşılaştıkça, kim olduğumuzu şekillendirir.”


Bu durumda, kamusal alanda kitap okuyan yabancılar yerine, kendi özel alanlarındaki arkadaşlarını fotoğraflamayı seçmiş olması kulağa anlamlı geliyor.


“Kendi tanımlı alanında, kendi iradesi ile bir şey yapan bir arkadaşı göstermek, işimin önemli bir başlangıç noktasıydı.” diyor Schneider. “Umarım bu çalışma, insanları, böyle bir portre içinde bulunsalardı ne okumak isteyecekleri üzerinde düşünmeye sevk eder – hayatlarını etkileyen kitaplar belki. Umudum, kadın yazarların etkilerinin bilinirlik kazanmasına az da olsa katkıda bulunmak yönünde.”



Schneider’in fotoğrafları için aşağıya göz atabilirsiniz:




Abigail, Angela Davis’in Otobiyografi’sini okuyor, 1974, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Molly, FannyHowe’un Kış Güneşi’ni okuyor, 2009, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Antonia, Simone de Beauvoir’ın Sessiz Bir Ölüm’ünü okuyor, 1964, Carrie Schneider “Okuyan Kadınlar”.





Vicky, Gloria Fuertes’nin Historia de Gloria Amor Humory Desamor’unu okuyor, 1980, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Heather, ChrisKraus’un Nefret Yazı’nı okuyor, 2012, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Flavia, Clarice Lispector’ın Claricena Cabeceira’sındaki kısa öykülerini okuyor, 2009, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Rena, Zadie Smith’in İnci Gibi Dişler’ini okuyor, 2000, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Cauleen, Gwendolyn Brooks’un Blacks’ini okuyor, 1987, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.





Dana, Virginia Woolf’un Deniz Feneri’ni okuyor, 1927, Carrie Schneider, “Okuyan Kadınlar”.


Bu yazı huffingtonpost.com sitesinden derlenmiştir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.