İstanbul Film Festivali filmleri

Toplam 21 bölümde, 61 ülkeden 200’ü aşkın filmin gösterileceği 36. İstanbul Film Festivali, 5-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşiyor. Sadece uzun metrajlı yeni filmlerin yer aldığı öneri listemizde, festivallerde ödül kazanan ve ses getiren yapımlar ağır basıyor.

Giriş: 26 Mart 2017 09:11 Güncelleme: 05 Nisan 2017 11:14

36. İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışma, FACE Sinemada İnsan Hakları, Seyfi Teoman En İyi İlk Film, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Film Yarışması olmak üzere 6 farklı kategoride tam 59 film yarışacak. Bu yıl Altın Lale Uluslararası Yarışma jürisinin başkanlığını yönetmen Reha Erdem, Altın Lale Ulusal Yarışma jürisinin başkanlığını ise yönetmenler Durul Taylan ve Yağmur Taylan üstlenecek.

Tam 36 yıldır sinema sanatının en yeni, en iyi, en doyurucu örneklerini sunan İstanbul Film Festivali, 5-15 Nisan tarihleri arasında zengin bir programla festival takipçileriyle buluşacak. Festivalde, 15 Nisan Cumartesi gününe kadar, 9 sinema salonunda dünya sinemasının en yeni örneklerinden kült yapıtlara, usta yönetmenlerin son filmlerinden yeni keşiflere ve gizli hazinelere, 61 ülkeden 207 yönetmenin 186 uzun metrajlı ve 17 kısa filmi gösterilecek. 11 gün boyuna, film gösterimlerinin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilecek sohbetlerden konserlere ve özel etkinliklere sinemayla dolu günler yaşanacak.

14. Louis'nin Ölümü (La mort de Louis XIV)

Yönetmen: Albert Serra

Fransa tarihinin en güçlü krallarından 14. Louis, av gezisi dönüşünde sol ayağındaki ağrı nedeniyle rahatsızlanır... "400 Darbe"nin çocuk oyuncusu Jean-Pierre Leaud, ülkesi üzerindeki sınırsız gücüne rağmen bedenindeki çöküşe söz geçiremeyen 14. Louis'de kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkarıyor. Üstelik filmin büyük bölümünde yatakta ve hareketsiz... Katalan yönetmen Serra'nın çektiği bu iç mekân filmi, İngiliz sinema dergisi Sight and Sound'a göre 2016'nın en iyilerinden biri.

1 / 10
Ateş Serbest (Free Fire)

Yönetmen: Ben Wheatley

Geçtiğimiz yıl Ballard uyarlaması "High Rise" ile adından söz ettiren İngiliz yönetmen Wheatley, bu kez kurşunların havada uçuştuğu bir filme imza atıyor. Silah satışı için bir depoda buluşan taraflar anlaşamayınca çatışmaya giriyorlar. 1970'li yıllarda geçen "Ateş Serbest", mizah duygusuyla öne çıkıyor. 70'lerin klasik suç filmlerinden esinlenen Wheatley; Brie Larson, Sam Riley, Arnie Hammer ve Cillian Murphy gibi oyuncuları bir araya getiriyor. Tarantino ve John Woo filmlerini sevenlere...

2 / 10
Beden ve Ruh (A Teströl es Lelekröl)

Yönetmen: Ildiko Enyedi

Macar yönetmen Enyedi'nin 18 yıl aradan sonra çektiği film, karlı bir ormanda yiyecek ararken birbirlerine yaklaşan iki geyiğin görüntüleriyle açılıyor. Asıl hikâye ise mezbahada çalışan genç Maria ile 50 yaşlarındaki finans müdürü Endre'nin duygusal yakınlaşması üzerine kurulu... Hayatlarının farklı dönemlerini yaşayan ve ilişki kurmakta zorlanan bu iki yalnız, içedönük karakterin ilişkisi rüyaları üzerinden gelişiyor... Berlin'de Altın Ayı ve FIPRESCI ödüllerini kazandı.

3 / 10

Deha (Gifted)

Yönetmen: Marc Webb.

ABD'de 7 Nisan'da gösterime girecek "Deha" festivalin "kapalı kutu"larından... Matematik zekâsıyla herkesi şaşkına çeviren 7 yaşındaki yeğeni Mary'yi kardeşine söz verdiği gibi yetiştirmek isteyen Frank, eğitimciler ve annesiyle karşı karşıya gelir... "Aşkın (500) Günü" gibi yenilikçi bir romantik komedi filminin ardından "İnanılmaz Örümcek-Adam" serisinde de iyi iş çıkaran Marc Webb'in yönettiği film, dâhi bir çocuğun nasıl yetiştirilmesi gerektiğini sorguluyor.

4 / 10
Hayalet Hikâyesi (Personal Shopper)

Yönetmen: Olivier Assayas.

Fransız yönetmen Assayas, "Clouds of Sils Maria"nın ardından bu kez bir hayalet hikâyesiyle geliyor karşımıza... Ünlü ve zengin bir kadının alışverişlerini yaparak hayatını kazanan Maureen'in (Kristen Stewart) mistik inanışları vardır. Kaybettiği erkek kardeşi Lewis'in öte dünyadan kendisine bir işaret göndereceğinden emindir. Ama Maureen için olaylar farklı şekilde gelişir. Assayas'ın, soyut ekspresyonizmin öncülerinden, medyum kişiliğiyle tanınan İsveçli sanatçı Hilma af Klint'e (1862-1944) selam gönderdiği alternatif bir gerilim.

5 / 10
Lodos (Notias)

Yönetmen: Tassos Boulmetis.

Hayalgücüyle ailesini tedirgin eden Stavros, daha küçük bir çocukken okulda kendisine öğretilen antik Yunan mitlerine ve tarihsel gerçeklere karşı çıkar. Büyüdükçe mitlere ve tarihe karşı olan tavrı değişmez... "Baharatın Tadı" (2003) ile tanınan Yunan yönetmen Boulmetis, Stavros'un hikâyesini 1960'lardan 80'li yıllara uzanan bir dönemde ele alıyor. Sinema tutkusu ve nostalji duygusuyla seyircileri yakalayacak bir Akdeniz öyküsü anlatan "Lodos" festivalin açılış filmi.

6 / 10

Paris Büyüsü (Paris Pieds Nus)

Yönetmenler: Dominique Abel, Fiona Gordon

"Rumba" ve "Aşk Perisi" filmlerini seyrettiyseniz Abel- Gordon ikilisinin özgün tarzlarına aşinasınız demektir. Onları seviyorsanız "Paris Büyüsü"nü kaçırmayın! Ocak ayında hayatını kaybeden Emmanuelle Riva'nın son filmi olan "Paris Büyüsü" harekete ve durum komedisine dayalı bir mizahı, beden diline yoğunlaşan sade bir sinemayla birleştiriyor. Film, teyzesi Martha'yı bulmak için Paris'e gelen Fiona ve karşılaştığı bir evsizin öyküsünü anlatıyor.

7 / 10
Raw

Yönetmen: Julia Ducournau

Bir korku filminin festivallerde bu kadar çok ödül alması sıra dışı bir durum. Bir büyüme öyküsü anlatan "Raw" okulda zorla çiğ et yedirilen vejetaryen bir genç kızın gerçek doğasının açığa çıkmasıyla ilgili. Fransız yönetmen Ducournau'nun ilk uzun sinema filmi olan "Raw", çok kanlı ve rahatsız edici bir yapım. Geçen yıl Avrupa'nın en iyi fantastik filmi seçilmiş, Cannes'da da FIPRESCI ödülünü kazanmıştı. Sadece korku sevenler için...

8 / 10
Saygın Vatandaş (El ciudadano ilustre)

Yönetmenler: Gastón Duprat, Mariano Cohn

Hayatını Avrupa'da sürdüren ünlü yazar Daniel, Arjantin'den gelen bir daveti kabul eder. 40 yıl sonra büyüdüğü topraklara geri dönecektir... Amacı romanlarına esin kaynağı olan kasabayı yeniden görmektir ama gelir gelmez engel olamadığı trajikomik durumların içinden bulur kendini. Nobel Edebiyat Ödülü'nü dahi bir düşüş olarak gören kibirli yazarla kasaba halkının kültürel cehaleti arasındaki kontrast, eğlenceli sahnelere vesile olur.

9 / 10

Son Portre (Final Portrait)

Yönetmen: Stanley Tucci

Alberto Giacometti gibi usta sanatçılar için portre, bir insanın sadece fiziksel görünüşünün değil, ruhunun da resmedilmesidir... Giacometti, 1960'lı yıllarda stüdyosunda kendisini ziyarete gelen Amerikalı sanat eleştirmeni ve biyografi yazarı James Lord'u, portresini çizmek üzere birkaç saat daha kalmaya ikna eder ama süre ona yetmez... Amerikan ve Avrupa kültürünün de karşı karşıya geldiği filmde nevrotik ve huzursuz Giacometti'yi Geoffrey Rush, James Lord'u ise Armie Hammer canlandırıyor.

Yazı: Mehmet Açar

10 / 10