Bulgaristan’da doğup büyümüş. Babası Türk asıllı. Türk yemeklerini, böreği, baklavayı ondan öğrenmiş, “Bizi mutlu etmek için yemek yapardı” diye anlatıyor. Aynı hevesle yemek yapmaya başlamış. Sonraları bu hevesi keyiften öte bir tutkuya dönüşmüş. Evlenip Londra’ya taşındığında insanların sırf yemekleri için yaptığı partilere katıldıklarını anlamış. Ve bu tutkusunu bir tık öteye taşımaya karar vermiş.





Herhangi bir eğitimi yok ama araştırıyor. Dünyamutfaklarını öğreniyor. Babası vasıtasıyla tanıştığı Osmanlı ve Akdeniz mutfaklarında uzmanlaşmaya da böyle karar vermiş. Kendi yorumunu da katmış “Osmanlı mutfağı dendiğinde insanların aklına ağır yemekler geliyor. Ben çok az yağ kullanarak, light yemekler hazırlıyorum” diyor.




Ünlülerin favori restoranı!

Sonra Rowe, Notting Hill’de “Books for Cooks” adlı bir kitapçıda çalışmaya başlıyor; içindemutfak da var. Yemeklerini ilk tadanlar Cher, Tina Turner, Claudia Schiffer... Derken Gary Rhodes, Heston Blumenthal,Mario Batali gibi büyük şeflerin yanında çalışıyor. Tecrübe kazanıyor. Kulaktan kulağa yayılan ünü sayesinde 2010’da BBC’de program yapmaya başlıyor. Aynı yıl yayınladığı ilk kitabın yayın hakları Türkiye dahil 11 ülkeye satılıyor. İkinci kitabının ilk baskısının 19 günde tükendiğini hatırlatalım. Geçen yıl Londra’da The May Fair Hotel’de açtığı restoranın daimimüşterileri arasında Beyonce, Gwyneth Paltrow gibi isimler var. Türkiye’den iş dünyasının önemli isimlerinden Leyla Alaton da onun en yakın arkadaşlarından. Alaton‘un güçlü karakterinden ve karizmasından etkilendiğini söylüyor. “Leyla gibi güçlü, dünyanın her yerini görmüş birinin beni beğenmesi gurur verici. Kitabımın tanıtımı için Türkiye’ye geldiğimde tanıştık ve sonrasında kardeş gibi yakın olduk. Onu çok seviyorum” diyor. Şu sıralar yeni televizyon programı ve Ortadoğu mutfağıyla ilgili bir kitap hazırlığında. İngiltere’nin en önemli kadın şeflerinden Silvena Rowe ile aşçılığını, aldığı en güzel iltifatı ve her seferinde konunun dönüp dolaşıp geldiği seks - yemek ilişkisini konuştuk.


Son dönemde yemek programlarında üslup, konuşulan dil cinsel göndermelerle dolu...

Sadece yemek pişirme tekniklerini anlatarak insanları ekran başında tutamazsınız. Çok sıkıcı olur. İşi şova dönüştürmeniz gerekiyor. Ben öyle yapıyorum. Kibar kibar anlatmakla yetinmiyorum. Duygularımla, tutkumla pişiriyorum. Seksi yemekler hazırlıyorum.




Seksi yemek nasıl oluyor?

Herkesin yapabileceği bir şey değil. Ben seksi olduğumiçin yemeklerimde seksi. Bahsettiğimşey yiyeceğin görüntüsü değil. Yediğiniz ortamda size o hissi verebilir. Restoranlarımda buna dikkat ederek bir atmosfer hazırlıyorum. Yemeklerim, dekorasyon ve hizmet hepsi beraber benimseksi görüntümün bir yansıması oluyor. Bugüne kadar aldığımen büyük iltifat neydi biliyormusun?




Neydi?

Dünyada ünlü bir işadamı restoranıma gelip yemeğimi yedikten sonra “Silvena, bu güzel yemeği yedikten sonra canım seks yapmak istiyor” demişti. Yemek yemekle seks arasında kesinlikle bir bağ var.




Nasıl bir bağ?

İkisinde de bütün duyular harekete geçiyor. Tatmin oluyoruz.




İyi yemek iyi seksle eşdeğer midir?

Benimiçin kesinlikle öyle. Yemek yemek tıpkı seks gibi şehvetli bir iş. İnsana haz veriyor. O yüzden bir yemeği tarif ederken kadife, ipeksi, büyüleyici gibi seksi ifadeler kullanıyorum. Tarihte de benim gibi düşünenler var. Kitaplarım için Türkiye’den kaynak ararken Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem’e yazdığı şiirleri ve aşk mektuplarını okumuştum. Hislerini tarif ederken hep meyvelerle, şekerlerle , şerbetli tatlılarla kıyaslama yapmış.




‘Feminen ve aşçı kadınları toplayacağım’


Gastronomi dünyası erkeklerin egemenliğinde... Siz aradan nasıl sıyrıldınız?

Onlarla erkek gibi savaştım. Mutfak askeri disiplin gerektiren bir alan. Bu yüzden erkeklerin hakimiyetinde. Kadınlar o düzene ayak uyduramaz; daha güçsüzler, gidip evlerinde yemek yapsınlar diye düşünüyorlardı. Bu algıyı kırdığımı düşünüyorum. Kolay olmadı. Onlara hep şunu ispat etmek için uğraştım: Evet, siz çok iyi yemek yapıyorsunuz. Ama kadınlardaki estetik duygusuna ulaşmanız çok zor. Biz bir yemek yaptığımızda süslemelerle onu bir sanat eserine dönüştürebiliyoruz. Ve en önemlisi iki işi bir arada yapabiliyoruz. Bu da bizi daha pratik yapıyor. En büyük hayalim ne biliyor musun?




Nedir?

İstanbul’da tüm mutfak ekibi kadınlardan oluşan bir restoran açmak istiyorum. Seksi, feminen ve aşçı kadınları toplayacağım. Belki erkekleri de alırım. Bulaşık yıkayabilirler mesela. Yanlış anlaşılmasın. Lezbiyen ya da feminist değilim. Sadece bir rol model olarak, kadınların bu alandaki güçlerini ön plana çıkarmalarını istiyorum. Mutfakta en iyi 5 kışkırtıcı! 1 Uçucu baharatların kokusu: Burunda hissettiğinizde yemeğin lezzetine karşı tümüyle savunmasız olursunuz... 2 Havan: Mutfaktaki en güçlü yardımcım... 3 Kırmızı nar taneleri: Yemekleri renklendirir, gözünüzü de doyurur... 4 Kırmızı acıbiber yağı: İçinde bu varsa bir yemeği asla unutamazsınız... 5 Narenciyeler: İlk kitabıma da adını veren bu meyveler hayal gücünü kışkırtır...




‘Portakallı baklavam çok meşhurdur’

“Kendime Osmanlı kökenli, modern bir mutfak yarattım. Fazla yağ ve şekerden uzak durdum. Aynı zamanda estetik görüntüye de çok önem verdim. Mesela fenerbalığını gül yapraklarıyla servis ediyorum. Hem lezzet veriyor, hem de güzel duruyor. Böreklerim de inceciktir. Küp küp küçük dilimlere ayrıldığında mücevher gibi görünür. Salatalarımın üzerine içindeki malzemelere uygun renkte çiçekler koyarım. Çırağan Sarayı’ndaki Türk şeflerden fıstıklı baklava yapmayı öğrendim. Favori lezzetlerimden biridir. Portakallı baklavam çok meşhurdur. Osmanlı mutfağında sıkça rastlanan güvercin, ördek, kuzu gibi av hayvanlarının etlerini ben de çok tercih ediyorum. Ama ağır olmasın diye fazla baharat katmıyorum. Küçük kuzu butlarını marine ettikten sonra yemekte kullanıyorum.”




Mafyanın sofrasını hazırladı

Silvena Rowe, Kanadalı yönetmen David Cronenberg'in yönettiği 2007 yapımı Eastern Promises filminde Rus mafya ailesinin yemek sofrasını hazırladı.




Köşe yazarlığı yaptı

Rowe 2000 - 2001 yılları arasında The Guardian Gazetesi’nde yeme-içme ile ilgili köşe yazarlığı yaptı. Ayrıca Independent, Sunday Times gibi gazetelerde makaleleri yayımlandı.




Üçüncü kitap yolda

İlk kitabı “Purple Citrus and Sweet Perfume”de Osmanlı mutfağını anlatıyor. 2’nci kitabı Orient Express’te resimli yemek tarifleri var. 3’üncü ise Suriye, Tunus, Mısır ve Türk yemeklerinin.






Hazırlayan: Pınar Erbaş

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.