Ergo ana Sponsorluğunda İstanbul Çocuk Tiyatrosu tarafından ülkemize gelen Ora Arena’da sergilenecek dünyaca ünlü gösteri Disney On Ice gösteri ekibinden Yasemin’i canlandıran Audrey Wong, Pamuk Prensesin yakışıklı prensi Sacha Lalonde ve kızların hayali masal kahramanı Sindirella Stephanie Farrell ile konuştuk. Röportajdan önce gösteri için yapacakları son provalarını yaparken izledik. Tek kelimeyle inanılmazlardı. Tıpkı buzun üzerindeki melekler gibi oradan oraya süzülerek gidiyor gibilerdi. Onlar masallardaki kadar güzeller ve bir o kadar da içten. Sorduğumuz sorulara samimi cevaplar verdiler ve sıcak tavırlarıyla ülkemizi her cümlelerinde ne kadar çok sevdiklerinden bahsettiler. Röportaj alanına giderken bir lise koridoru gibi her yer dolaplarla dolu bir kısmında bebek resimleri, bazılarında ailelerine ait olduğunu düşündüğüm resimler. İşleri çok zor fakat hepsi sanki yorulmanın ve özlemenin ne demek olduğunu bilmiyor gibiler. Tur ekibinde herkes liseyi bitirmiş. Çoğu üniversite mezunu, mezun olmayanlar ise okullarına internet üzerinden devam ediyorlar. Yüzlerinden gülümseme eksik olmuyor. İşlerini çok sevdikleri her hallerinden belli. Çok büyük bir tura çıkmışlar ve dünya turlarına İstanbul’da start veriyorlar. Diney On Ice’ta çalışmanın ne kadar heyecan verici olduğundan mesleklerinin zorluklarına kadar herşeyi bizimle paylaştılar.




Bize karakterinizden bahsedebilir misiniz?


Audrey Wong: Gösteride ben Prenses Yasemin karakterini canlandırıyorum. Bu sene Disney On İce’da 8 prenses var. Tinkerbell tüm şov boyunca hikayeyi anlatacak. Deniz kızından Yasemin’e kadar tüm masallar bu gece gerçek oluyor. Yeni prenseslerimiz Rapunzel ve Tiana var. İzleyicileri çok komik bir hikaye bekliyor. Harika bir son ile gösterimizi tamamlayacağız.




Seyirciler buz üzerinde kaç kişiyi izliyor olacak?


Audrey Wong: Toplam 40 patencimiz var. Çok kalabalık bir ekip ve 13 konteyner gibi çok ekipmanla geldik.




Kaç yaşında ve neden kaymaya başladın?


Audrey Wong: 4 yaşında bu spora başladım. Abim buz hokeyi ile uğraşıyordu ve bende kaymak istiyordum. Böylece özel derslerle birlikte bu spora ciddi anlamda 6 yaşında başladım.




Boş zamanlarında neler yapıyorsun? Zamanını nasıl geçiriyorsun?


Audrey Wong: Yoga yapmak çok iyi geliyor. Provalar ve çalışmalardan arta kalan zamanlarda ailem ve arkadaşlarımla zaman geçirmekten çok zevk alıyorum.




Sahneye çıkmadan önce yaptığın uğruna inandığın birşey var mı?


Audrey Wong: Özellikle sağ ayakla çıkmaya özen gösteriyorum. Bir de sahneye çıkmadan bir tane naneli şeker mutlaka alırım.




En etkilendiğin aktris kim?


Audrey Wong: Audrey Hepburn... O tam bir ikon ve ölümsüz bir zerafeti var.




Buz pateni yerine başka bir spor yapsaydın bu ne olurdu?


Audrey Wong: Kesinlikle dans. Modern dansçıların hareketleri ve figürlerine bayılıyorum.




Peki spor dışında bir iş yapsaydın dansçı mı olurdun?


Audrey Wong: Sanırım insanlara birşeyler öğretebileceğim ya da yardım edebileceğim bir meslek seçerdim.




En sevdiğin filmler nelerdir?


Audrey Wong: Lilo ve Stich, Billy Madison ve The Hangover.




Uzun yolculuklar yapıyorsunuz, kendinle kaldığında ne yaparsınız, kimi dinlersin?


Audrey Wong: Mutlaka yoga yapabileceğim bir yer bulurum ya da açık havada kendimi dinlerim. Bunun dışında Kings of Leon ve Dave Matthews Band dinlemeye bayılıyorum.




Sürekli turdasınız ve evinizden uzak hiç bilmediğiniz yerlerde kalıyorsunuz bu nasıl bir duygu?


Audrey Wong: Bence harika. Otel odalarında kalıyoruz ve odayı olabildiğince kişiselleştiriyorum. Bir haftalık evim olacak şehri keşfe çıkıyorum. Birçok şehir, birçok kültür tanıyoruz. Hep hayal ettiğim şey buydu. Çok mutluyum. Bulunduğum yerin tadını çıkarıyorum.




Aladdin’in Cin’i olsa ne dilerdiniz?


Audrey Wong: Sanırım benim dileğim çoktan gerçekleşti. Sevdiğim bir yerde kaymak ve dünyanın farklı yerlerini gezmek istiyordum. İstanbul gibi harika şehirlere gidip buralarda performans sergilemek istiyordum. Sanırım gerçek oldu.




Çocukları nasıl davet edersiniz?


Audrey Wong: Size Disney dünyasını getiriyoruz. Tüm sevdiğiniz karakterler burada. Minnie, Mickey, Goofy, Prensesler, Flander (Deniz Kızı çizgi filmindeki balık) ve Aladdin'nin Cini’ne kadar.




Türkiye’ye ilk kez mi geliyorsunuz?


Sacha Lalonde: Evet


Stephanie Farrell: Evet. Burada herşey harika! Özellikle güneşi görmek mükemmel.




Güneş deyince heyecanlandınız, nerelisiniz?


Stephanie Farrell: İkimizde Kanada’lıyız.




Bu spora ne zaman başladınız?


Stephanie Farrell: 4 yaşında başladım .


Sacha Lalonde: Bende 4 yaşında başladım.




Tur dışında formunuzu kaybetmemek için ne kadar çalışıyorsunuz?


Stephanie Farrell: Aslında gününe bağlı. Çarşamba günleri açılıyoruz. Neredeyse her akşam bir gösterimiz var. Cumartesi günleri ise 3 tane.




Bu sporla ilgilenen aile ve çocuklara ne tür tavsiyeler vermek istersiniz?


Stephanie Farrell: Sonuna kadar katlanmalısınız. Bu öyle bir spor ki çok küçükken eğlence için başlarsınız, yaşınız ilerledikçe ve daha iyi olmaya başladıkça rekabetiniz artar. Bu sporu ne kadar çok yaparsanız o kadar iyi olursunuz. Anahtar kelime “süreklilik”.


Sacha Lalonde: İşinizi hep sevmeniz gerekli. Eğer hoşlanmıyorsanız o sizin için doğru şey olmayabilir. Her zaman yaptığınız işe neden ve ne hissederek başladığınızı hatırlayın. İlk günkü kadar heyecanlı olup olmadığınız önemli. Kendimden bahsetmem gerekirse ilk günkü heyecanı duyuyorum ve işimi seviyorum.




Disney On Ice ekibinde kalabilmek için belli bir süreniz var mı?


Stephanie Farrell: Kaç sene isterseniz o kadar kalabiliyorsunuz. İsterseniz bir tur katılabilir, dilerseniz 10 sene kalabilirsiniz. Tabi en önemlisi bu süreçte başarılı bir şekilde devam etmeniz.




Okulu olanlar tura nasıl katılıyorlar?


Sacha Lalonde: Ben önce okulu bitirdim daha sonrasında Disney ekibine katıldım. Benim için öncelikli olan eğitimdi. Bu iş biraz da önceliklerinizle alakalı.


Bu gösteri için ne kadar çalıştınız?


Sacha Lalonde: Son iki haftadır yoğun bir çalışma planımız var. Boş vakitlerimizde farklı sporlar yaparak hazırlandık. Kendi adıma konuşmam gerekirse ben bisikleti çok kullandım. Çok seviyorum. Sürekli aynı spora takılıp kalmadım. Sürekli paten yapmak yerine farklı birşey yapmış oluyorsunuz. İnsanın hayatında çeşitlilik olmalı.






Takımda evli olanlar var mı?


Stephanie Farrell: Birçok evli çift var.




Bebeği olan?


Stephanie Farrell: Bebeği olanlar var. Tabiki bizimle gelmiyorlar.






Dolaplarda bebek resimleri gördüm...


Stephanie Farrell: Arkadaşlarının bebekleri olabilir. Sacha Lalonde: Aralarında sürekli bir bağ var.




Kareorafiyi nasıl hazırladınız?


Stephanie Farrell: Gösterimizin kareografı Cindy Stuart. Bu şov bundan 6 sene önce başladı. Tüm kareografiyi o hazırladı. Her sene gelir bizi izler, yeni şeyler eklenir. Tüm yeni kareografilerden o sorumludur.




Hayalimizdeki karakterleri canlandırmak nasıl bir duygu? Geçen sene Minnie ve Mickey vardı. Fakat bu sene masallarıyla büyüdüğümüz karakterler...


Stephanie Farrell: Kendimi çok şanslı hissediyorum.


Sacha Lalonde: Farklı karakterleri canlandırabiliyoruz. Kendimi açıkçası ayrıcalıklı hissediyorum. Çok mutlu hissediyorum çünkü hem kayıyorum, hem rol yapıyorum, hem de akrobatik hareketler yapıyoruz ve belki de en güzeli tüm bunları eğlenerek yapıyoruz.




Bu sporla uğraşıyorum diyelim. Nasıl bu gurubun bir parçası olabilirim?


Stephanie Farrell: Öncelikle bir deneme çekimi hazırlamanız gerekiyor. Biz şehirleri ziyaret ettiğimizde de seçmelere katılabilirler. Gösteriye gelip, sonrasında kalırlarsa katılım şartlarını da yerine getirmişlerse gösteri ekibini seçen Judie Thomas, burada iyinin iyisini o seçiyor.


Sacha Lalonde: Ofisimize gelebilirler ya da internet sitemizi ziyaret edebilirler.




Hangi karakter nasıl tepki alıyor?


Stephanie Farrell: Şehire göre değişiyor. Bazen Ariel çıkıyor ve herkes heyecanlanıyor arkasından Flander çıktığında seyirci kendinen geçiyor. Bunun şehire ve izleyiciye göre değiştiğini düşünüyorum. Ama herkesin kendine özel bir anı mutlaka vardır.




Hayal kahramanınız kim?


Sacha Lalonde: Hepsini seviyorum, bir tane yok.


Stephanie Farrell: Ben Cindirella’yı oynuyorum. Hayalimdeki karakter sanırım o. Kendimi ona yakın hissediyorum. Sarışın olduğumdan değil. Hikayeyi ve müziklerini seviyorum. Her kız büyürken Cindirella hikayesini düşler.




Sahnedeki en ilginç ve şaşırtıcı anınız?


Sacha Lalonde: Benim ki seçmelerde sahneye çıkışımdı. Çok iyi zaman geçirdim. İlk ana rolümdü. Her prodüksyonun kendine ait güzellikleri vardır, yeni insanlarla tanışırsın, yeni yerler görürsün. Hiçbir zaman burada olacağımı düşünmezdim.




İstanbul dışında hangi şehiri daha çok sevdiniz? Sizi neresi büyüledi?


Sacha Lalonde: Bu aslında ne istediğinize de biraz bağlı. Farklı kategoriler var , alışveriş, eğlence gibi. Bu sizin şehirden ne beklediğinize bağlı.


Stephanie Farrell: Çok farklı şehir gezdik. Hergün en iyi şehir listem değişiyor. Bir sabah kalkıyorum ve şurası diyorum ertesi sabah başka bir yer. Ama İstanbul bir numarada. Çok eğlenceli bir şehir.






Aladdin’in cini burada olsaydı 3 dileğiniz ne olurdu?


Stephanie Farrell: Seyircilerin harika bir zaman geçirmesini dilerdim. Tüm atlayışlarımız ve hareketlerimizin harika geçmesini ve seyircilerin gösteriden etkilenmiş ve mutlu ayrılmalarını dilerdim.


Sacha Lalonde: Gösteride herşeyin yolunda gitmesini, herkesin şova gelip anılarını yakınlarıyla paylaşmalarını ve buradan mutlu ayrılmalarını dilerim.




Çocuklara söylemek istediğiniz son şeyler nelerdir?


Stephanie Farrell: Gösterinin tadını çıkarın, keyifli bir zaman geçirmelerini istiyorum.


Sacha Lalonde: Hayatta ne yaparsanız yapın, bundan keyif almanızı dilerim.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.