Tımlarınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Bu serüven nasıl başladı? aslında değişik ölçülerde, sergilenen ya da takılan, taşınan heykeller

yapıyorum. Taşınabilir heykeller tasarlamaya başlamadan önce daha büyük ebatlarda 'seyredilebililir' heykeller yapıyordum. Üniversiteden sonra, İstanbul'da yaşamaya başlayınca İrfan Korkmazlar'ın heykel atölyesinde, figüratif heykel çalışmaya başladım.

Aksesuar tasarımı yapmaya ne zaman başladınız? Bu süreç nasıl gelişti?

Heykelin bronz döküm aşamasından önce son müdahale ve rötuşlar mumla yapıldığından, elimi geliştirmek ya da disipline etmek için aksesuara yöneldim ve bırakamadım. Malzemeye hükmedebilmek sonucu etkileyen ilk şart, teknik ve yolları sınırsız kılan ilk etap. Daha sonra fırsat buldukça, yurtdışında değişik atölyelerde deneyim edindim. Farklı tekniklerle, malzemeyle olan dialoğumu güçlendirmeye çalıştım. İlk başta heykelle ilgili olan bu workshop'lar zamanla, özellikle takı ustası Mehmet Kabaş'la çalışma ayrıcalığını yakalamam, yerini aynı teknik ve ruhla farklı bir ifade biçimi olan takıya bıraktı. Daha sonra ve halen Kapalıçarşı'daki geleneksel atölyelerde değişik bilgi ve birikimini paylaşmaktan hoşnut sayılı ustalarla metalle çalışmalar yapıyorum ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Kariyerinizi bu yöne doğru değiştiren ne oldu?

Paris'te katıldığım uluslararası fuarlar ve özellikle Prêt à Porter-Atmosphère ve ödül aldığım Éclat de Mode Bijorcha beni motive eden ilk deneyimler oldu.

Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Kuyumculuğun asırlardır var olduğu bir coğrafyada sonsuz beslenme kaynağı ve dinamiği olduğunu varsayarak tarzımın gelenekselden yola çıkarak çok kişisel bir ifade biçimine dönüşmesi kaçınılmazdı benim için. İşlerimi farklı kılan vurgu yapmak istediğim ışık yerine gölge-karanlıktan yola çıkmam. Kütleyi, bir formu ışıkla ortaya koymak yerine izleyeni gölgeyle derine çekmek, hayal gücünün sınırlarını zorlamak. Geleneksel, ışıltılı, değerli taşlarla süslenmiş statü sembolleri yerine karanlık ama cesur ve güçlü ifade biçimlerim daha duygusal bir ihtiyaca yönelik.

Hangi malzemelerle çalışıyorsunuz? Bu malzemeler size ne gibi avantajlar sağlıyor?

Malzemeyle kurulan diyalog üretilen işin anlam alanını belirleyen en önemli faktör. Bu yüzden onu iyi dinlemek, doğasına ters düşecek alanlarda onu zorlamamak gerekir. Bronz, altın, gümüş, değerli, yarı değerli veya değersiz taşlarla çalışıyorum. Yarattığım işin özneleri. Asıl mesele onlarla yapılan düş ortaklığı. Hayallerinizin peşinde koşarken onun hangi malzemeyle uyum yakalayacağını keşfetmek gerekiyor. Figüratif çalışmalarımda zamanla oksitlenip renk değiştiren, yaşayan bronz ilk seçimim. Koyu metalleri daha teatral buluyorum ve çok kullanıyorum. Marie Claire'in haberine göre;alışılmışın dışında, ezber bozan malzeme birliktelikleri bronz-siyah pırlanta gibi bana işin ruhuyla doğru orantıda cazip olabilecek alternatifl erim.

Bir koleksiyon ne kadar zamanda ortaya çıkıyor?

Bu çok değişken bir süreç bir gün de, bir ay da olabilir. Koleksiyon yerine temalarla ayırıyorum işlerimi. Onlar düne veya yarına ait değil, bu anda var olan zamansız ve tarihsizler dolayısıyla her temanın bir başlangıcı olmasına rağmen bitiş noktası yok. Dönem dönem geri dönüp, yeni işler ekliyorum.

Takılarınızı kimler kullanıyor?

Takılarım genellikle 'cesur' ve genç görünmekten, fark edilmekten korkmayanları çekiyor ama her şeyde olduğu gibi bunda da kesin bir profil tanımı yaratmayı biraz sınırlayıcı olarak görüyorum. Bu aslında her şeyden önce yapan ve takan arasında oluşan hoş bir iletişim, paylaşım, etkileşim.

Sizi alanınızdaki diğer tasarımcılardan ayıran nedir?

Yukarıda saymış olduğum tüm farklı yaklaşımlarım dışında sanırım XX-large yüzüklerim!

Markanızla ilgili heyecan verici gelişmeler var mı son zamanlarda?

En son olarak Las Vegas'ta katıldığım en prestijli mücevher fuarlarından biri olan The Couture'de aldığım ve beni çok cesaretlendiren ikincilik ödülüm çok keyifli bir gelişme.

İstanbul için satış noktalarınız ?

Nişantaşı Atiye Sokak'taki atölye galerim, Nişantaşı ve İstinye Park Beymen, Nişantaşı Blender, Haaz Galeri.