İlki 1999’da gösterime giren bir gençlik filmi Amerikan Pastası. O dönemlerde çocukluktan gençliğe geçenler için mutlaka izlenmesi gereken bir filmdi, çünkü gençlerin “ilklerini” anlatıyordu. İlk öpüşme, ilk seks, ilk heyecanlar... Filmin adıysa başrol oyuncularından birinin bir pay ile mastürbasyon yaparken ailesine yakalanmasına dayanıyor. İlk filmde yakışıklılığıyla dikkat çeken Seann William Scott, filmin diğer oyuncuları gibi başka dizilerde, filmlerde oynamaya başladı. Son filmin yani Amerikan Pastası: Buluşma’nın senaryosundaki fikir de ondan çıkmış. İşte Seann’ın gözünden, ilk filmden bu yana Amerikan Pastası.

Bir “Amerikan Pastası” filmi daha çekme tecrübesi nasıldı?

Çok eğlenceli.

Bu projenin fikrinin sizden çıktığı doğru mu?

Evet, 3 yıl önce bir lise buluşması için herkesi bir araya getirme fikrini sundum. Stüdyonun da bir süredir seriye bir film daha eklemek istediğini biliyordum ama nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Lise buluşması filmleri artık yeni bir tür fakat henüz kimsenin onları tam olarak anladığını sanmıyorum.

Bu buluşmaların sizin için ifade ettiği anlam nedir?

Buluşmalar, insanların geri dönüp hayatlarına baktıkları özel anlardır. Benim de liseden mezun olduğumda düşündüğüm buydu: “12–13 yıl sonra nerede olacağım?” Bu, ilk “Amerikan Pastası” filmindekileri tekrar bir araya getirmek için muhteşem bir fırsattı. Bu filmdeki fikir o kadar muhteşem ki sadece bir dâhi düşünebilir.

Canlandırdığınız Stifler karakterinin sizin için anlamı ne?

Bu karaktere bayılıyorum. Bazı insanlar benim gerçekten de Stifler olduğumu düşünüyor.

‘Muhteşem iş çıkarıyoruz’

Bu filmi orijinal “Amerikan Pastası” filmiyle nasıl karşılaştırırsınız?

İlk filmde hepimiz yeni tanışmış olmamıza rağmen muhteşem bir elektrik yakaladık. Hayatta yaşadığımız onca şeyden sonra tekrar bir araya geldiğimizde bu elektriği yine yakalıyoruz ve muhteşem iş çıkarıyoruz.

İlk “Amerikan Pastası” filminin dünya çapında bu kadar başarılı olmasının sebebi ne?

İçtenlikle ve taze bir yaklaşımla o kadar eşsiz bir espri anlayışına sahip ki hem müstehcen hem de şoke edici espriler çıktı. Filmin başarılı olmasında oyuncuların da payı büyük.

O tecrübeden beri bir oyuncu olarak nasıl değişimler yaşadınız?

Ben spor yaparak büyüyen rekabetçi bir kişiyim. İlk “Amerikan Pastası” filminin yakaladığı başarıdan sonra kariyerimin gideceği nokta konusunda biraz aceleci davrandım ve şu anda olduğumdan çok daha gergindim. Şimdi bir filmden öbürüne atlayarak elimden geleni yapıyorum. Artık bu konuda stres yapmıyorum.

Eski ekiple buluştuğunuzda neler hissettiniz?

Herkes kariyerinde öyle bir noktada ki bunu başlatan noktaya geri dönmek çok eğlenceli. Oturup da senaryoyu ilk defa okuduğumuzda çok heyecanlı olduğumu hatırlıyorum. Her karakter hemen, tekrar can buldu. Sanki okulun ilk günü gibiydi. Oyuncuların çoğunu 2004’ten beri görmemiştim ama o elektrik hemen geri geldi.

Bu filme hazırlanmak için geri dönüp orijinal filmi tekrar izlediniz mi?

Düşünmeye başladığımda tekrar izledim ama projeye başladıktan sonra tekrar izlemedim.

Çekimler bittikten sonra neler hissettiniz?

Bitmesini istemedim o yüzden çok üzgündüm. Bittikten sonra bir süre bir daha asla bir film çekerken bu kadar keyif almayacağımı düşündüğüm bir dönem oldu.

Unutulmaz anlar...

“İlk filmin çekimlerindeki en unutamadığım an, setin ilk günüydü, çünkü rolü kapmıştım ve gerçekten de bir film setindeydim! Amerikan Pastası: Buluşma’daysa parmaklarımı Thomas Ian Nicholas’ın ağzına soktuğum anı unutamıyorum. Çok sıcaktı!”

American Pie

Filmin yapımcısı Schlossberg şöyle diyor: “1999 yazıydı. Dört kasabalı Michigan erkeği, bakirliklerini nasıl kaybedeceklerini araştırmaya başlamıştı. Lise böyledir işte. Kafayı sekse takmış erkekler vardır ama sonra herkes ilişkiler ve aşkla uğraşmaya başlar.”

Rakamlar

1999’daki ilk filmin bütçesi 11 milyon dolardı. Kazancı ise 235 milyonu geçmişti.

Röportaj: Heja Bozyel