Rihanna bu film dışında başka bir konuda konuşmamakta o kadar kararlı ki filmin Avustralya lansmanında bir gazetecinin aşk hayatı hakkında soruları üzerine, röportajı yarıda kesip gitmiş. Oysa bir pop yıldızının ne yaparsa yapsın magazin gündeminden kaçması imkânsız. Rihanna’nın sesini pek beğenmeyen biri olarak oyunculuk konusunda gayet iyi iş çıkardığını söyleyebilirim. Hatta artık daha az şarkı söyleyip daha çok film çekmeli. Sinema dünyasına girişini, başarılı yönetmen Peter Berg’in çektiği büyük bir projede, “Savaş Gemisi” filminde “Raikes” rolünü canlandırarak yapıyor. Taylor Kitsch, Alexander Skarsgard, Brooklyn Decker ve Liam Neeson ile birlikte bir modern zaman Amerikan askerini canlandırıyor. Dünya üzerinde de tasarım planları olan galaksiler arası bir gücü engellemek üzere harekete geçen Amerikan donanması, filmin asıl baş kahramanı. Film, aslında Amiral Battı oyununun beyazperdeye aktarılmış hali. Gerisini Rihanna anlatıyor.





Canlandırdığınız Raikes karakterinden bahseder misiniz?


Tam bir baş belası. Gerçekten de sert bir karakter, adeta erkeklerden biri gibi. Bana göre biraz asi. Pek güvenli olmayan birçok şey yapıyor. Risk alıyor. Korkusuz biri, tüm gerginlik de burada başlıyor. Filmin çekimlerinde gerçekten çok keyif aldım. Çok havalı bir rolüm ve müthiş bir yönetmenimiz vardı. Bu benim ilk filmim. Bir acemi olarak büyük bir filmde oynarken yönetmenin de müthiş olması çok yardım etti.





“Baş belası” bir karakteri oynamaktan keyif aldınız mı?


Kesinlikle! Günlük hayatım gibi! Düşündüğümden daha çok zorlandım. Sadece dışarıdan sert görünmek yetmiyordu, karakterimle aklım arasında bir bağlantı kurmak ve bunu böyle tutmak zorundaydım. En zor kısmı buydu ama bunu da becerdikten sonra hareketleriniz canlandırdığınız karakter gibi olmaya başlıyor.





Peter Berg sizi çağırmadan önce oyunculuk hayaliniz var mıydı?


Bir aksiyon filminde rol almayı hep denemek istedim. Fakat sever miyim, hoşuma gider mi, nefret mi ederim hiç bilmiyordum. Muhteşem bir tecrübe oldu.



‘Hem oyunculuk hem de müzik’





Müzik klipleri oyunculuk deneyiminize yardımcı oldu mu?


Olmadı, çünkü çok farklılar. Klip çekerken Rihanna’yım. Eh bu da çok kolay. Ama Raikes karakterini canlandırabilmek için Rihanna’ya ait olanlardan kurtulmam gerekiyordu.





Daha önce hiç “Amiral Battı” oynadınız mı?


Oyundan haberdar bile değildim çünkü Barbados’ta bu oyun yok. İlk sete geldiğimde prodüksiyon bana oyunu verdi. İçinde bir sürü oyuncak vardı ve bu çok güzeldi.





Müzik sektöründe bir yapımcıyla birlikte çalışmanın film setinde bir yönetmenle çalışmaktan farkı nedir?


Yapımcıyla “birlikte” çalışırsınız oysa filmde yönetmen belli şeyler ister ve siz bunu uygularsınız.





Müzik ve film arasında gidip gelmek zor mu?


Hayır, müthişti. Film konusunda üzerimde baskı yoktu. Bunun keyfini çıkardım. Bu tecrübe müziğe kıyasla o kadar farklıydı ki... Her gün uçağa binmeye veya farklı bir zaman diliminde olmaya alışığım. Fakat film setinde uzun süre aynı yerde oluyorsunuz ve her gün aynı saatte işe başlıyor, aynı saatte bitiriyorsunuz. Hafta sonları çalışmıyorsunuz fakat bunların hepsi çok monoton. Buna hiç alışık değilim. Ama hoşuma gitti. Hem oyunculuk hem de müzik yapmam için bir sebep göremiyorum.





Oyunculuk deneyiminde kendiniz hakkında bir şeyler öğrendiniz mi?


Kendim hakkında öğrendiğim çok şey var. Kalkanlarımı indirip gerçekle yüzleşmem gerekiyordu, bu da benim için çok zordu. Oyunculukta duygularınızdan saklanamazsınız. Oyunculuğu esas başarılı kılan şey o duyguları kullanabilmek.





Liam Neeson’la çalışmak nasıldı?


Taken filmini izlediğim zaman ona âşık olmuştum. O kadar feci bir platonik aşktı ki bu, sette yüzüne bile bakamıyordum. Sonra benden oğluna göndermek için birlikte bir fotoğraf çektirmemizi istedi. “O fotoğrafı bana da gönder, ben de istiyorum” dedim.





Alexander Skarsgard hakkında ne düşünüyorsunuz?


Tanrım, çok yakı şıklı! Turne boyunca True Blood DVD’lerini izlerken sürekli ona kilitleniyordum. Sonra aniden bom; sette karşımdaydı! Kendi kendime sadece, “Derin nefes al ve cool ol” dedim. Yani aslında hem sette hem de set dışında rol kesiyordum.





‘Diyet de yapmam spor da’


“Film için özel bir kişisel antrenörüm vardı. Ama acayip korkutucu biriydi. Aslında iyi bir insan olduğunu biliyorum ama alışkın olduğum her şeyden beni uzaklaştırdı. Benim hımbıl olduğumu düşünüyordu ve kesinlikle kendimi “superstar Rihanna” olarak görmeme izin vermedi. Bunu kafamdan atmamı istedi. Mekik çekmekten ağlıyordum, acayip sinirlendiriyordu beni. Diyet yapmıyorum. Spor da yapmıyorum. Yeme düzenim korkunç. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama zayıf kalmam tamamen metabolizmamla ilgili olsa gerek. Turne sırasında çok kilo almıştım. Uyumuyordum, her yerim şişmişti ve sesim için


ilaç kullanıyordum.”



Hazırlayan: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.