İstanbul cemiyet hayatının ünlü isimlerinden mimar Nejat Cinisli’nin kendisi gibi başarılı mimar kızı Fulya Cinisli, New York’ta mimarlık eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek kendi ofisini açmış. Yeni yerler görmeyi, değişik kültürler tanımayı çok seven Fulya Hanım, en büyük huzuru ise evinde yalnız kalarak bulduğunu belirtiyor. Mimari anlamda kişinin kültürünün tasarımlarına yansıdığını ifade eden Cinisli, kendisine dair bilinmeyenleri htkulup.com’la paylaştı.




Mimarlığa nasıl başladınız?


1994 yılında liseyi Cenevre’de College du Leman’da bitirdikten sonra New York Parsons School Of Design’da dört senelik iç mimari eğitimimi aldım. Eğitimim sonunda 3 sene New York’ta çalıştım. Türkiye’ye döndükten sonra 2003 yılında kendi şirketim Cinisli Mimarlık’ı, 2006 yılında da Cinisli Collection Mobilya firmasını kurdum.




Cinisli Mimarlık olarak ne gibi projeler yapıyorsunuz? Yeni atılımlar olacak mı?


İlk başlarda daha çok restoran ve gece kulüpleri yaptık. Şu anda biraz daha ev projelerine ağırlık veriyoruz. Aynı zamanda mobilyada tasarlayarak, özel imalatlar yapıyoruz.




Mimari anlamda kendi tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?


Genelde modern bir çizgim var. Dömi klasik uygulamalar yapmaktan da hoşlanıyorum. Açıkça söylemek gerekirse yaptığım tarzlar müşteriye uygun oluyor. Ev projelerinde biraz daha klasiğe kaçmış oluyorum.




Sizce müşteri memnuniyeti mi önemlidir yoksa mesleki tatmin mi?


Ev projelerinde en önemli şey benim için müşterinin memnun kalmasıdır. Mesleki tatmin doğrusunu söylemek gerekirse ikinci sırada kalıyor.




‘Yeni yerler keşfetmeli’


Dünyada sizi en çok etkileyen mimari yapılar hangileri?


New York’taki Chrysler Binası, Meksika’daki Chichen Itza Tapınağı çok özel bir yer. İstanbul’da ise Ayasofya beğendiğim binalardan bazıları...




Kendi evinizi nasıl dekore ettiniz?


Daha yumuşak tarzda dekore ettim. Hem modern hem de klasik objeler kullandım. Geniş koltuklar çok hoşuma gider, çok renkli bir evim var. Maviler, bordolar hepsini kullandım. Lacivert, kadife perdeleri olan, halıların da mavili lacivertli olduğu, mürdüm, sarı ve varak kullandığım bir evim var.




Tasarım yaparken nelerden ilham alıyorsunuz? Çok özel bir esin kaynağınız var mı?


Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek benim için çok önemli. Bu insanın vizyonunu genişletiyor. Tasarımlarım için gittiğim gördüğüm yerlerden besleniyorum. Etkilenmemek mümkün değil zira. İnsanın kültürü tasarımına yansır. Bir kişi ne kadar kültürlü olursa, tasarımlarını da o kadar başarılı yapabilir. Hem kendimi geliştirmiş oluyorum hem de yeni kültürler öğrenmekten keyif alıyorum.




Peki formunuzu nasıl koruyorsunuz?


Düzenli olarak spor yapıyotum ve dengeli beslenmeye özen gösteriyorum. Yemeyi çok kaçırdığım zaman ertesi gün dikkat etmeye çalışıyorum. ‘




‘Hayvanlar huzur veriyor’


Sizin için değerli olduğunu bildiğimiz bir de kedileriniz var değil mi?


İki tane kedim var. İsimleri Mistik ve Ra. Hayvanlarla birlikte yaşamak koşulsuz bir sevgi. Doğduğum günden beri hayvanları çok seviyorum. Hayvansız yaşayabilen bir insan değilim. Bana huzur ve mutluluk veriyor ve tüm stresimi alıyorlar.




Kedilerin dışında stresinizi nasıl atıyorsunuz?


Yalnız kalmak ve evim de olmak bana huzur veriyor. Tatiller insanın enerjisini toplamaya yarıyor.




Röportaj: Aybala Çalışkan





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.