Son dünya kupası Güney Afrika’da düzenlenirken beklenen oldu ve Nelson Mandela stadyumdaki heyecanlı kalabalığı selamladı. Güney Afrika’nın efsane lideri, namı diğer “Madiba” sadece kendi halkının değil, tüm dünyanın zihninde uğruna savaşılan değerlerin yaşayan sembolü. Zira o, 27 yıl hapis yatarak sivil direnişin de adı oldu.




Nelson Mandela’nın 2010 Dünya Kupası’nda seyircileri selamladığı o tarihi anlarda, Bayındırlık Bakanı ve Mandela’nın Robben Adası’ndaki hapishaneden arkadaşı Tokyo Sexwale, bana, Güney Afrika’ya Dünya Kupasını getirenin bizzatMandela olduğunu söylüyordu. 2009’da Londra’daMadiba’nın kalabalık, alkış kıyamet 90’ıncı yaş günü kutlamalarında yanındaydım. Baş başa kaldığımızdaysa karşımdaki, 27 sene hapis hayatından sonra hayalini kurduğu kalabalıklara doymuş, artık dinlenmeye ihtiyacı olan yorgun bir adamdı. Enerjisinin kalanını eşi Graca Machel’a, çocuklarına ve torunlarına ayırmak istiyordu.




Doğduğu köyde, doğumgünü kutlamasına katıldığımdaysa yanında ailesi vardı.Madiba’nın 20 torunundan biri olan Kweku Mandela, genç bir filmyapımcısı. Beni köye davet eden de oydu. Torunları NelsonMandela’ya hayatını anlattırıyordu. Çocukluğundan, özel hayatından, kadınlardan bahsediyordu yaşlı adam.Mandela, torunlarına hayatını 6 günde anlattı.Mirasını bıraktı. Kweku da kaydetti. KwekuMandela şimdilerde çekimlerimontajlıyor ve 2013’te yayınlanacak bir belgesel haline getirmeye çalışıyor. Mandela’nın hayatının 3 farklı dönemi var. İlki doğumundan Johannesburg’a taşınıncaya kadar geçen 1918-1952 arasındaki yıllar. İkincisi 1964’e kadar siyasete girmesi ve hapse atılması. Sonuncusuysa 1964’ten bugüne özgürlükmücadelesi ve Robben Adası yılları. İşte torunlarının sorularına “Madiba”nın veridiği samimi cevaplar.




Bir adı da ‘sorun çıkaran’




Pişmanlık duyduğun şeyler var mı?


Siyasi olarak kalkıştığım hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. Bana ihtiyaçları olduğunda yanlarında bulunamamak, torunlarıma yeteri kadar vakit ayıramamak tek pişmanlığım.




Çocukken en çok kimden etkilendin?


Annemden. Bana inandığım şeylerin peşinden gitmekten asla vazgeçmemeyi öğretti. Hayatımdaki kadınlar bana hep iyi gelmiştir.




Çapkın bir erkek miydin?


Torunlarımın yanında fazla detay veremeyeceğim. Kadınlar benden hoşlanır. Onları hep güçlü buldum, kadınlarıma bağlı kaldım.




Sana “Madiba” diyorlar...


Aslında bir adım daha var: “Rolihlahla.” “Sorun çıkaran” demek.




İlk defa ne zaman sisteme kafa tuttun?


Sanırım ilki Transkei’yi terk etmekti. Benim için ayarlanan evlilikten kaçtım.




Hapisten çıktığında aklında ne vardı?


Çocuklarımı hatırlayamayacağım, tanıyamayacağım diye çok endişeliydim.




Bazı eylemler barışçı lider imajını zedelemiyor mu?


Mesela gerilla metotları kullanmak. Yapmak zorundaydım. Taviz vermek istemedim. İnandıklarım uğruna ölmeye hazırdım. Zaten direnmenin tek yolu da buydu.




Yaser Arafat ve Muammer Kaddafi’yle dostluğun da tartışma konusu.


Robben Adası’nda hapisken bu insanlar beni destekledi. Bu desteğin değerini ancak yıllarca tutsak kaldıktan sonra özgürlüğe kavuşanlar bilebilir. Onlara sırtımı dönemezdim, yardımları için teşekkür ettim ve başkanken dostluğumu sürdürdüm.




Hiç başarısız oldun mu?


Kazanmak, hiç başarısızlığa düşmemek değildir. Kazanmak, her düştüğünde tekrar ayağa kalkabilmektir.






Hazırlayan: Daphne Barak

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.