Geçtiğimiz yaz sonunda, Bebek’te aşka dair bir röportaj yapmıştık çok sevdiğim Nilgün Belgün’le... "Aşk deyince aklınıza ilk gelen ne oluyor?” diye sormuştum röportajdan önce kendisine. “Balonlar... Çünkü aşk içimdeki çocuğa iyi geliyor” diye yanıtlamıştı beni. Bebek Parkı’na elimde balonlarla gitmiş ve o balonları birlikte gökyüzüne bırakırken “Haydi aşk dileyelim evrenden” demiştim Belgün’e...




“Dilememize gerek yok, aşk zaten bizim içimizde! Sadece dışarıya çıkmak için en doğru zamanı bekliyor” cevabını almıştım. Onu tanıyan herkes bilir; Nilgün Belgün’ün içi dışı birdir. İçindeki o gerçek aşka inancın dışa vurumunun adı Bekir Ünlüataer oldu. Haberi duyduğumda kendi başıma gelmiş kadar mutlu oldum ve “Aşk nihayet yuvasında” diye mesaj attım Belgün’e. Teşekkür ederken, “Çift olarak bir tek gazete röportajı vereceğiz, o da sana” dedi. Birkaç gün sonra evinde buluştuk. Birbirlerine dokunmaya doyamayan, senelerdir tanışıyormuşçasına uyum yakalayan, hislerinin gerçekliği gözlerinden taşan bir çift vardı karşımda.




Aşka inancımı geri verdiler bana. Röportajın sonunda girdim aralarına, kaldırdım ellerimi havaya, dua ettim Allah’a: “Böyle ışıl ışıl bir aşkın darısı hayata kalbiyle bakan herkesin başına...” Aylar önce Twitter aracılığıyla Belgün’ü benden isteyen hayranlarına, “Zordur almak benden kızı” diye seslenmiştim. Şimdi içim çok rahat, çünkü o ruhunu besleyen adamla buluşmuş durumda...




Günlerdir ilişkiniz hakkında yazılıp çiziliyor. Çoğunluk aranızdaki 23 yaş farktan dem vuruyor. Nilgün Hanım, geçenlerde “Herşeyi kabul ediyorum ama Bekir’in kim olduğunu bilmeden, araştırmadan yazmaları onun sanatına büyük haksızlık” yazdınız Twitter’da...


Nilgün Belgün: Çok üzüldüm Bekir’in ‘çıtır sevgilim’ olarak lanse edilmesine... O, Türk müziğinin gizli starlarından biri, gerçekten çok önemli bir sanatçı. Bu şekilde lanse edilmesi çok çirkin... “Acaba menajerimi?” diye bile yazdılar...




Bilmeyenlere sizin kim olduğunuzu anlatarak başlayalım o zaman Bekir Bey...


Bekir Ünlüataer: Müzik hayatım Üsküdar Musiki Cemiyeti’yle başladı. 1997’de birincilikle İTÜ Devlet Konservatuvarı’na girdim. Okurken TRT’nin açtığı ses yarışmasında Marmara bölge birincisi oldum. Sözleşmeli radyo sanatçısı olduktan sonra konserler başladı. 2000’lerin başında Ahmet Özhan ve Emel Sayın’ın sunduğu alaturka beste yarışmasında yine birinci oldum. Orada yıldızım parladı. Geniş kitlelerce tanınmamsa Emel Sayın’ın sunduğu ‘Mavi Boncuk’ adlı programa katılmam ve ardından Beyaz Show’a çıkmamla oldu. Artık daha geniş kitlelere bir şeyler yapmak isterken askerde Fatih Ahıskalı’yla tanıştım. Kendisi çok önemli bir müzisyen. Asker dönüşü birlikte Eşref Vakti diye bir grup kurduk. İlk CD’ miz çok ses getirdi, ekim ayın da ikinci CD’ mizi çıkaracağız.




“Efendiliğinden çok etkilendim!”


Nilgün Hanım’la nasıl tanıştınız?


N.B.: Bizi buluşturanda Eşref Vakti oldu. Bir gün evde televizyon seyrederken Eşref Vakti’ni gördüm ve müziklerine bayıldım. Ertesi gün her yerde CD’ yi aradım ama bulamadım. Beni önce yaptığı müzikle etkiledi yani Bekir. Bir zaman sonra Mesut Yar beni doğum günü programına çağırdı. Aslında diğer konuk Emel Sayın’dı ama Emel gelemeyince onun yerine Eşref Vakti çıktı. Programdan önce “Onlardan birini çağırın bana, CD’lerini bulamıyorum” dedim. Sevgili Bekir elinde CD’yle yanıma geldi ama hiç yüzüme bakmıyordu.




İlk görüşte etkilenmiş gibi anlatıyorsunuz...


N.B.: Eee, hoş adam. Özellikle efendiliğinden çok etkilendim. Bana imzasız CD getirmiş, imza istedim, gitti imzalısını getirdi. Programda da yan yana oturduk. Sonradan o programı izledim de, Bekir’i beğendiğim anlaşılmasın diye resmen öbür yanımdaki konuğun üzerine çıkmışım. (Kahkahalar) Program sonrasında beni Zarifi’deki programlarına davet ettiler. 2 kere kalabalık gruplarla gittim ve dostluğumuz başladı.




Siz ilk görüşmede neler hissettiniz Bekir Bey?


B.Ü.: Ben zaten Nilgün’ün pozitifliğine hep hayrandım, onu hep hoş bulurdum ama bir gün bunları yaşayacağımız aklımın ucundan geçmezdi. Her şey birdenbire ve kendiliğinden oldu. Üstelik de benim aşka hiç vaktimin olmadığını düşündüğüm bir dönemde. Mutluluk kelebek gibi; sen koştukça kaçıyor, oturup bir yerde bekledin mi omzuna konuyor. Bizimki böyle oldu biraz. İyi de oldu. Ama maalesef insanlar bütün bunları bilmeden sadece aramızdaki yaş farkından bahsediyorlar. Ben yıllarımı müziğe verdim, kendim kazanan bir insanım. Sadece sayılarla gündeme gelmek insanı üzüyor.


N.B.: Yaş farkını yazıp duruyorlar. Oysa biz sayılarla değil duygularla ilgileniyoruz. Beni basamak olarak kullanacakmış! Bana ihtiyacı mı var? Çok ucuz şeyler bunlar. Biz mayıs ayında tanıştık. Bir ay sürekli görüşüp, birbirimizi tanıdık. Kimse bizi yakalamadı, ben Twitter’dan açık açık yazdım ilişkimizi. Onun ruhu çok olgun, benimki çocuksu. Bir birimizi tamamlıyoruz, ayrı frekansta titreşiyoruz. Ruhlarımız çok iyi anlaşıyor. Bizi yaş ya da para gibi sayısal hesaplar ilgilendirmiyor. Kendi adıma ben yazılanlara gülüp geçtim ama Bekir çok üzüldü.




“Adam gibi bir adam buldum!”


Şöhretin bedeliyle tanışmış oldunuz Bekir Bey...


B.Ü.: Evet ama sonra Nilgün’den aldığım güçle hayatımda bahar temizliği yaptım. Herkes önce kendine baksın! Güneş balçıkla sıvanmaz, bizden de yaştan başka malzeme çıkmaz! Şu ramazanda Allah tüm kötülerin kalplerini temizlesin!


N.B.: Biz birbirimize yakıştığımızı düşünüyoruz, başkaları yakıştırmasa kaç yazar? Adam gibi bir adam buldum, mutluyum. Ruhunu şeytana satmış insanlara kulakları mızı tıkadık.




"Nilgün sayesinde içimdeki cevheri fark ettim"


Bekir Bey, Twitter’a “Bir erkeğin hayatın içindeki duruşu yaşamını paylaştığı kadının durduğu yerle ilgilidir” yazmışsınız. Nasıl bir yerde duruyor Nilgün Belgün?


N.B.: Böyle laflar etme, kadın hayranların fazlalaşacak... (Kahkahalar)


B.Ü.: Fevkalade güzel bir yerde duruyor Nilgün, herkesin gönlüne taht kurmuş. Işık saçıyor herkese. Benim ufkumu genişletiyor duruşuyla. Hayata o kadar güzel bakı yorki benimde bakışım değişti. İçimdeki cevherin farkına vardım onun sayesinde. Belki çok iddialı bir örnek ama Mevlânâ ve Şems’te olduğu gibi ruhsal bir kavuşma yaşıyoruz.




Hiç çekinmediniz mi bu kadar ışıklı, bu kadar hayranı olan, güçlü bir kadınla birlikte olmaktan?


N.B.: Biraz ürktü tabii...


B.Ü.: Yapı olarak biraz ürkek bir adamım. Her şey plansız oldu. Nilgün’ün duruşundan hiç korkmadım ama insanların söyleyebileceklerinden çekindim. Nilgün mesleğinim zirvesinde ama ben daha çok yeniyim. Korktuğum başına geldi ama “Siz ne anlarsınız aşktan meşkten, çekin elinizi hayatımın üzerinden” dedim. Allah herkesin karşısına Nilgün Belgün’ü çıkarsın. O, hayatı çözmüş biri. Sayesinde özgüven kazandım, başkaları için yaşanmayacağını bana Nilgün öğretti.




“Beni kızdırmasınlar basarım nikâhı!”


Nilgün Belgün’e bir şarkıyla seslenseniz hangi şarkı olurdu?


B.Ü.: Böyle bir sürpriz hazırlıyordum, kısmet röportajaymış. Sözleri Leyla Saz’a ait olan ‘Seni Sevda Çiçeğim’i söylerdim. (Başlıyor sözleri ‘Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim, bilemezsin ne kadar çok severim’diye akan şarkıyı söylemeye. Biz de mest olmuş dinliyoruz.)


N.B.: Şu sese bak Ece! Beni 2 Kasım’da başlayacak ‘Nilgün Belgün-Aşk ve Komedi ’ adlı tek kişilik gösterime hazırlıyor Bekir. 7 şarkı söyleyeceğim gösteride. Bir de biliyorsun dans tutkum var, birlikte dans kursuna da gideceğiz.


B.Ü.: 5 Eylül’de evleniyoruz. Onu da söyle hayatım. (Gülüyor)


N.B.: İyi de ben daha gelinliğimi diktiremedim. (Kahkahalar)




Cidden evlilikten konuşuyor musunuz?


B.Ü.: Arada Nilgün istiyor ama ben duymazdan geliyorum. (Kahkahalar)


N.B.: Hadi oradan! Asıl Bekir baskı yapıyor bana Ece! Şaka bir yana geçenlerde hakkımız da yazılanlara çok kızdı. “Kafamın tasını attırmasınlar, basarım nikâhı” dedi. Hakkımızda konuşanlara duyurulur! Kızım Oylum da aylar önce evlenirken ayakkabısının altına adımı yazmıştı, silinmişti. Ona göre... (Kahkahalar)




“Kadın budur’ dedirtti!”


Fiziksel olarak birbirinizde ilk etkilendiğiniz şey neydi?


N.B.: Ben Bekir’in endamına bayıldım.


B.Ü.: Bende Nilgün’ün ağzına, dişlerine... Ben bir de özgüvenine hastayım. Muhabbeti, enerjisi, derinliği ve özgüveniyle bana “Kadın budur” dedirtti.




Meşhur kahkahasıyla aranız nasıl?


B.Ü.: O kahkaha 24 saat kulaklarımda çınlıyor. Koşa koşa gidiyorum Nilgün’ün evine, o kahkahayı duymaya. O kadar güzel bir insanki... İçinde bulunduğumuz piyasada insanların çoğu kötü, çok çirkin şeyler oluyor. Benim için o bataklığın içinde bir gül gibi Nilgün...


N.B.: Bekir’in sayesinde artık daha sık kahkaha atıyorum. Gizli Cem Yılmaz, beni çok güldürüyor.


B.Ü.: Nilgün pası atıyor bende golü. Bazen de tam tersi oluyor.


N.B.: Her gün birbirimize daha çok uyduğumuzu fark ediyoruz. Ortak yönümüz çok. Biz golü attık. Biz biriz, bize laf atanlar sıfır! (Kahkahalar)




Röportaj: Ece Saruhan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.