Günlerden cumaydı, Asmalı Mescit’te Novo’daydım. Bir arkadaşım geldi. “Haydi St. Petersburg’a, TuborgFest’te Red Hot Chili Peppers’ı izlemeye gidelim” dedi. Kendisi organizatör şirketten. Ertesi gün ünlü cazcımız İlhan Erşahin’e “St. Petersburg’a Red Hot Chili Peppers’ı izlemeye gidiyorum, hem de beyaz gecelerde” diye çıtlattım. “Onlar benimkankam, özellikle basçı Flea ve perküsyoncu Mauro Refosco. Gittiğinde mutlaka görüş” dedi.


Efsane Red Hot Chili Peppers grubunun 8 Eylül akşamı santralistanbul’da hayranlarıyla buluşacağını da düşünürsek, bu kaçırılmayacak bir fırsattı. Ardından Mauro’yu aradı.Mauro Refosco grubun yeni üyesi Brezilyalı perküsyoncu. Kendi grubu “Forro in the Dark” ile tanındı. Ama asıl bilinirliği, şimdilerde müzikleri “funk rock” olarak tanımlanan Red Hot Chili Peppers’ın son albümü “I’mWith You”nun stüdyo kayıtlarında yer almasıyla arttı. Söylenenlere göre özellikle Flea çok istemiş albümde çalmasını. Kayıtlar sırasında işler iyi gitmiş, turnede beraberler.


Anthony Kiedis, Flea ve Chad Smith yıllardır birlikte. Haklarında pek çok şey biliyoruz. Kendi adıma Anthony Kiedis’i zaten severdim, “Scar Tissue” adlı biyografisini okuduktan sonra saygı duydum. Flea zaten sahne performansı ve sempatisiyle yılanı deliğinden çıkaranlardan. Davulcu Chad Smith’in 308 parçadan oluşan dünyanın en büyük bateri setini çalıp Guinness Rekorlar Kitabı’na girdiğini biliyoruz. Gitarist John Frusciante’nin ayrılışından sonra gruba dahil olan Josh Klinghoffer ile ilgili grubu sevenlerin dağarcığında birtakımbilgiler var. Ve işteMauro’nun ağzından Red Hot Chili Peppers ve İstanbul konseri...


Brezilyalısın. Şu an nerede yaşıyorsun, rüya şehrin neresi?

1992’den beri New York’tayım, Brooklyn’de yaşıyorum. Kafamda bir rüya şehir yok. Sadece en iyi hayatı yaşamaya çalışıyorum. Ama özellikle bugünlerde Rio de Janeiro da cazip bir seçenek.


Red Hot Chili Peppers’a nasıl katıldın?

“I’m With You” albümünün kayıtları sırasında böyle bir teklif geldi. Albüm güzel gitti, devamında turneye katılmamı istediler, çok mutlu oldum.


Üst üste, kat kat sıralanan trampetlerden oluşan müzik aletin ilgimi çekti. Bir adı var mı?

Galiba “tamborim”den söz ediyorsun. Portekizce’deki adıyla “maquina de tamborim”. Bu alet Brezilya’ya dönen Amundenes isimli bir beyefendi tarafından icat edilmiş. Bir enstrüman çalarken ondan aynı anda pek çok farklı sesin çıkmasını sağlıyor. Harika bir şey. Çok dikkat çekiyor, çünkü cidden sesi kulağa muhteşem geliyor.


St. Petersburg konserinde üzerinde Zenit takımının forması vardı. Konselerde hep futbol forması mı giyiyorsun?

Hayır, sahneye her zaman formayla çıktığım söylenemez. Hatta St. Petersburg’daki ilkti. Zenit buraya ait bir takım. Formaları hediye ettiler, ben de bu yüzden giydim. Kiev’deyse Dinamo Kiev’in stadyumunda sahne aldık, orada da üstüne isimlerimizin yazılı olduğu Dinamo Kiev formaları hediye edildi. O formayı da konser sırasında değil ama bis yapmak için sahneye çıktığımızda giydim.


Biraz grup üyelerinden bahseder misin?

Anthony Kiedis, Flea ve diğerlerinden. Özellikle bis için sahneye çıktığınız an müthişti. Flea ellerinin üzerinde yürüdü. Herkes olağanüstü! İnsanlar sahnede müzik yapan 5 adam görüyor ama gerçekte RHCP ailesi çok daha büyük. Böyle bir şovu gerçekleştirmek için ciddi emek gerekiyor. Pek çok insanın katkısı var. Yaklaşık 70 kişilik bir ekip olarak dünyayı dolaşıyoruz.


Red Hot Chili Peppers dışında senin kendi grubun “Forro in the Dark” var. İkisi birlikte nasıl yürüyor?

Evet, solo performansıma da devam ediyorum ama “Forro in the Dark”ın programıyla birlikte yürütmek biraz zor. Ben RHCP ile turnedeyken “Forro in the Dark” çalışmalarını ve konserlerini sürdürüyor.


Bir de Radio Head’in solisti Thom Yorke’un kurduğu “Atom for Peace” adlı gruba üyesin.

Sadece ben değil Flea, Nigel, Thom, Joey hep birlikte prova yaptık. 2009- 2010’da bazı konserlerde çaldık. Gerçekten iyi bir grup.


Ayrıca film müzikleri ve kompozitörlükle de uğraşıyorsun.

Film müzikleri yaptım ama uzun zaman önceydi. Eğer kariyerini film müzikleri yapan bir müzisyen olarak kurmak istiyorsan, kendini yüzde 100 bu alana adaman gerekiyor. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Programım fazlasıyla yoğun, özellikle de bugünlerde. Yine de şansım olsaydı Wes Anderson, Coen Kardeşler veya Ang Lee gibi yönetmenlerle çalışmayı isterdim.


St. Petersburg konserinde biletleri olmayan iki punk Rus gencini konsere almışsın.

İhtiyacı olduğunu düşündüğüm herkese, yapabilirsem daima yardım edeceğim. O iki genç çok kibardı ve bana gerçekten çok hoş bir yolla ulaştılar, ben de onları konsere soktum. Sonuçta inanılmaz mutlu oldular ve ertesi gün teşekkür etmek için otele geldiler.


“Bu müzikte partnerine çok yakın olmalısın!”

Bize biraz, kendi grubuna adını veren “forro” müziğinden bahseder misin?

Forro kısaca parti anlamına geliyor. Kuzeydoğu Brezilya’nın kırsal alanlarına özgü bir müzik forro. İnsanlar forro ezgileriyle coşup dans ediyorlar. Forro müziğinde temelde 3 farklı ritim var: Yavaş olan ritme “xote”, orta tempolu ritme “baiao” ve hızlı ritme de “arasta pe” adı veriliyor. Ve dans ederken partnerine gerçekten çok yakın olman gerekiyor...


Röportaj: Levent Özçelik

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.