Sayesinde, kızlara bir gazoz ikram etmek bile tehlikeli bir hal almıştı. Önce kendi bardağına koyup içmeden kızları ikna edemez olmuştu talihsiz delikanlılar. Şaka bir yana, 200’den fazla filmde aynı “kötü adamı” oynayıp sosyolojik inceleme konusu olan başka aktör yoktur herhalde dünya sinemasında. Evden kaçan kızların madalyonlu, beyaz Mercedes’li prensi Alço; 80’lerinmodasını, korkularını, köşe dönme zihniyetini ve sosyal yapısını belki farkında bile olmadan temsil etmişti. Öyle ki yıllar sonra üniversite öğrencilerince kurulan Naro adlı bir grup, Nuri Alço ismini dünyanın dört bir yerinde duvarlara yazarak “Alço kimliğini” bir protesto aracı olarak kullandı...


Bendeniz böyle sosyolojik analizlere filan girmedim tabii. Zaten Nuri Bey de Naro’nun amacının farkında değil. Bunu sorularıma verdiği yanıtlardan çıkarıyorum. Zira kendisiyle, geçen hafta basına yansıyan yüz gerdirme polemiğinin üzerine çok tatlı bir sohbet yaptık. Eskileri, yenileri kaynattık...Merak etmeyin, ben ikram ettiği gazozu sadece içer gibi yaptım!


Kimin nesi bu “kötü adam”? Leylek yerine ejderhanın getirdiği kesin.

Eskişehir’de doğmuşum. Baba tarafım Trakyalı. Dedemde meşhur pehlivan Kel Aliço...


Pehlivan dedenin artist torunu. Rahmetli filmlerdeki rolleri görse ne derdi?

Düşünmedim ama belki de görmemesi iyi oldu. Adam 27 sene üst üste Kırkpınar’ı kazanmış; “Gaddar Ali” derlermiş.


Kündeye getiriverirdi sizi. Peki ya anne babanız?

Onlar bir de hacı üstelik. Babam biraz kızdı önce, şaşırdı.


Şöyle esaslı bir Osmanlı tokadı yediniz mi?

Yok canım. “Madem oynuyorsun iyi rollerde oynasaydın oğlum” filan dedi, ama koca adam olmuştum artık. Ceketimi alıp çıktım evden.


“Narkotiğin sempozyumlarına katılıyorum”

“Koca adam” artist olana kadar ne yaptı peki?

Eskişehir’de bankada kredi istihbarat şefliği yapıyordum. Askerden dönünce iki yıl Pfizer şirketinde çalıştım.


İlaçlı gazoz merakı oradan geliyor herhalde!

Yok yahu. Aslında iyi adam rolleriyle başladım. Derken Türker İnanoğlu karakter oyunculuğuna itti beni. Kötü Nuri Alço’yu o keşfetti yani. “Kayıp Kızlar”la patladı iş. Ardından “Tele Kızlar” filan arka arkaya geldi.


Bunca yıl genç kızları tuzağa düşüren kötü adamı oynadıktan sonra insanlar hâlâ neden seviyor sizi?

Valla ben de bilmiyorum. 20 yaşındaki gençler de seviyor, ilkokula giden çocuklar da. Konuşmacı olarak üniversitelere çağırıyorlar.


Gazozun formülünü mü veriyorsunuz?

Tam tersi. Uyuşturucu üzerine konuşuyorum, onları bilinçlendirmeye çalışıyorum. Bazen Narkotik Şube’nin uluslararası sempozyumlarına da katılıyorum. Onların kitaplarında bile resimlerim var.


Hadi be! Yanılıyorsam düzeltin, adınız bir ara uyuşturucu operasyonuna karışmadı mı?

Bir dostumdan dolayı böyle bir olay oldu. Sonradan suçsuz olduğum ortaya çıktı.


Hiç uyuşturucu kullandınız mı?

Hiç. Zaten raporlar da bunu doğruladı. O günlerde İçişleri Bakanı olan Mehmet Ağar da “Sen günah keçisi oldun” demişti. O kadar zaman geçti aradan, herkesin telefonu dinlendi. Böyle bir şey olsa çıkmaz mıydı ortaya.


“Adım gibi nurlu bir insanım” diyorsunuz yani...

Aynen öyleyim. Ramazanda içki içmem, orucumu tutarım. Şaşırıyor millet. Ben filmlerdeki

adam değilim yahu.


"Türkan Şoray’ın gözlerine bakarken zorlanırdım"

İnsaf, hepsine mi? Serpil Çakmaklı, Türkan Şoray, Hülya Avşar, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik... Bütün güzel kadınlarla oynadınız. Hiçbiri heyecanlandırmadı mı sizi?

Fatma’nın hem oyunculuğuna hem güzelliğine hayrandım. Türkan Şoray, gözlerine bakmakta zorlandığım kadındır. Hülya Avşar da öyle. Onlar oyunculuklarıyla çok güçlüydüler.


Anlaşıldı, bu konular sizi geriyor. Bu kadar filmde oynadınız, maddi durumunuz nasıl? Çok para kazandınız mı?

Nerede? O zamanlar para yerine senet verirlerdi. Aldığımızı da kılık kıyafete, yol masraflarına harcardık.


“Karşılıksız senet”mi?

Karşılıksız değil de, yapımcı sana senet veriyor.Masada bir de tefeci var,mecburen senedi kırdırıyorsun, yarısını alıyorsun paranın. Biz böyle yaşıyorduk, şimdiki nesil çok şanslı.


“Şimdiki nesil” demişken, yeni dizilerde de tecavüz sahneleri çok moda. Bir veliaht seçtiniz mi kendinize?

Ölmedikten sonra veliaht falan olmaz.


“Hiç parayla seks yapmadım”

Baba olmadığınız için pişmanlık duyuyor musunuz?

Hayır, ama önüme evlenebileceğim düzgün biri çıkarsa neden olmasın? Ama öyle güç ki... Kadını alıyorsun eve, yatıyorsun, kalkıyorsun, giyinip gidiyor. Yatağı toplamadan giden kadına kadın demem ben.


Hiç parayla seks yaptı mı Nuri Alço?

Hiç. Arkadaşlarım ikram etmiş olsa dahi yapmadım.


Pek de nazikmiş arkadaşlarınız, kadın ikram edenini de hiç duymamıştım.


“Genelevde bir hafta çalıştım”

Manukyan’ın hayatını anlatan film için Hülya Avşar ve Nurseli İdiz’e teklif götürüldüğünde “Bu rolün altından nasıl kalkacaklar, biz olsak 10-15 gün kerhaneden çıkmazdık” demişsiniz.

Böyle yazdılar ama dedim mi, demedim mi şimdi hatırlamıyorum. Bir sanatçı bir rolü oynayacaksa mutlaka etüdünü yapmalı. Ben uyuşturucu olayını öğrenmek için Bakırköy’deki AMATEM’den çıkmazdım.


Genelevde film çektiniz mi hiç?

Çekmez miyim. Ahu Tuğba’yı genelevden gelinlikle çıkardım.


Allah mutlu etsin. Ne kadar kaldınız genelevde?

Yaklaşık bir hafta. Manukyan o zaman sağdı. Onun Zürafa Sokak’taki bir evinde çalıştık. Oradaki kadınlar için Ahu Tuğba’nın genelevden gelinlikle çıkması ne demek biliyor musun?


“Darısı başımıza” diye asılanlar oldu mu?

Neden olmasın. Onların hepsinin rüyası bir adamın kendilerini gelinlikle oradan çıkarması.


Beyaz atlı prens Nuri Alço Manukyan’ı da etkiledi mi?

Etkiledi mi bilmem ama, birlikte çay içip çok sohbet ettik. Kendini işine adamış bir kadındı.


Rolünüz için Manukyan’dan ders aldınız mı?

Daha çok Ahu sordu. Genelevde çalışan bir kadını oynuyordu. Rolüyle ilgili öğütler aldı.


Gerçekten hayatınızda rol gereği hariç hiç geneleve gitmediniz mi?

İnan hiç gitmedim.


“Kıvanç’ın davranışı unutulmaz!”

Hepsi mi kötü yeni nesil oyuncuların? Hiç yok mu içinden beğendiğiniz?

Var tabii. Kıvanç’ı ve Kenan İmirzalıoğlu’nu beğenirim. Kenan biraz düz ama Kıvanç her kalıba girebiliyor. Jönü de oynuyor psikopatı da. Oyunculuk da zaten budur. Bir de çok saygılı çocuk.


Nereden biliyorsunuz? Tanışıyorsunuz galiba.

Ekrem Bora’nın cenazesinde mezarlıkta ağlayan, iki gün evinden çıkmayan oydu. Tüm misafirleri ağırladı, tek tek ilgilendi. Büyüklerine saygı gösteren yegâne isim odur.


Peki ya diğerleri?

Sete geldiğinde selam bile vermeyip kafasını çeviren bir sürü insan var. Edirne’de çektiğim bir filmde, başrolde bir genç kız vardı. Devamlı bana nasıl oynayacağımı gösteriyor. “Sen kapıyı aç, önden ben gireceğim, bayanım” filan diyor. Sesimi çıkarmıyorum. Ben yönetmene “Hocam” diyorum, o “Yavrucuğum” diye hitap ediyor.


Hangi film bu...

“Nekrit”... Bir, iki, üç derken yönetmene de karışmaya başladı hanım kız; “Benim sahnemi şöyle çek, böyle çek” diye. Bizde mümkün müydü böyle şeyler... Bir Osman Seden’e, Atıf Yılmaz’a yapacaksın da...


“Oyarlardı insanı” diyorsunuz...

Kimse cesaret edemezdi ki böyle davranmaya. Bu hatun, yönetmene “Yavrucuğum” diyor. Dayanamadım, bastım sonunda küfürü.


Resmen küfür mü ettiniz?

Ettim tabii. O kadar kişi var sette. Patladım sonunda.


Kimdi bu oyuncu?

Vallahi adını bile hatırlamıyorum. Merak eden internetten bakar öğrenir. (“Kötü adam” Nuri’nin sözünü dinledik, Google’ladık. Karşımıza Başak Sayan çıktı...)


Röportaj: İzzet Çapa

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.