Baba Zula, efsenesini performanslarıyla yayıyor. Müziklerine bir isimkoymak da zor. Zaten Murat Ertel de doğalarının böyle olduğunu anlatıyor: “Hem öyleyiz hem böyle, biz İstanbulluyuz.” Dahası Türkiye’de rağbet görmedikleri kadar dünyada tanınıyor, dinleniyorlar. Bir gün Brezilya’da, bir günMısır’da, bir gün Norveç’te konser veriyorlar. Son rotaları Hindistan. Yeni yılda da İsrail’e gidecekler. Murat Ertel’le Tünel’de, Baba Zula’nın menajerliğini yapan Gülbaba Müzik’in ofisinde buluştuk. Toplantıya daldık.


Baba Zula sahnede sadece müzik yapan bir grup değil. Bu, sizinle sadece müzik konuşmayacağımız anlamına da geliyor.

Yaptığımızmüzik, hayatımızla, yaşadığımız coğrafyayla çok birleşik. Performanslarımızda bütün sanat dallarını harmanlamak gibi bir felsefemiz var. Şiir de var tiyatro da...


Bu coğrafyadan beslenmek sizi doyuruyor mu?

Anlatamadığım çok şey var. En minimum isteklerimiz için bile epey mücade ve sabır gerekiyor. Büyük ayrımcılıklar, haksızlıklar var. Ayrımcılıklardan bahsetmek de sorun. Cinsel tercihleri farklı olan kişilerden bahsettiğiniz zaman siz de cinsel tercihi farklı olarak görülüyorsunuz. Bunlardan müziklerimizde bir yere kadar bahsedebiliyoruz. Ama uğrunda devamlı olarak mücadele ediyoruz.


Baba Zula olarak Türkiye’de nasıl algılanıldığınızı düşünüyorsunuz?

Belli bir efsanemiz olduğu söylenebilir. Bir hikâyemiz var çünkü. Gerçeğiz. Birmasalımız var. Bu da kulaktan kulağa yayılır. İnsanlar sevsin ya da sevmesin özgün bir grupla karşı karşıya olduklarını kabul etmek durumundalar. Bu coğrafyaya aidiz. İstanbulluyuz...


Yurtdışında çok konser veriyorsunuz. Ama bu, ünlü pop şarkıcılarının konserleri gibi olay olmuyor. Orada hakkınız buradakinden daha mı çok veriliyor?

Biraz öyle hissediyoruz.


Üstelik o ülkelerdeki vatandaşlarımıza değil, oralılara konser veriyorsunuz. Brezilya’da da konser verdinizmesela. İstanbul, oralara ulaşabiliyor mu?

Tevfik Fikret’i çok severim. Şöyle bir lafı var: “Vatanım dünya, milletim insanlık” demiş. Buna inanıyorum.


Şu sıralar size kim veya ne heyecan veriyor?

Latin Amerika kültürü... Arjantin’in yeni müzikçilerini dinliyorum. Geçen gece de DJ Tudo isimli Brezilyalı bas gitarist bir arkadaşım için kayıt yaptım. Albümü Brezilya’da çıkacak.


Klip çekiyormusunuz?

Son yaptığımız klip Ekümenopolis için. İstanbul’un mimari ucubeler tarafından nasıl yok edildiğini anlatan bir film. İçindeki 6 dakikalık bir animasyon bölümünemüzik yaptık. Epey politik. Türkiye’nin 20’nci yüzyıl politik tarihini anlatan bir çizgi film. Kral TV’de yayınlanmaz herhalde.


Size neden kulak kabartılmıyor peki?

Belirli yaştaki insanlarmüziği sadece televizyondan takip ediyor. Ama internetle aramız iyi.Milyon kere izlenen şarkılarımız da oyunu kuralına göre oynadığımız, nakaratı en az 2 defa tekrar eden parçalar.


Kurallara ayak uydurmayan tavrınız da sizi ikonlaştırıyor.

Katılıyorum. Biz kurallar içine hapsolmaya karşıyız.


Yeni albümünüz ne zaman çıkıyor?

Altyapılarını bitirdik sayılır. 2013’te çıkaracağız.


Hindistan’a gidiyorsunuz.

Daha önce hiç gitmemiştim. Önemli bir festivale, “Çöl Müziği Festivali”ne gidiyoruz. Çöl müzisyenleriyle beraber çalacağız.


İsrail’de de çalacağınızı duyduk.

Orada çalacağımız söylenince itirazlar geldi. İsrail hükümetinin politikasını, yaptığı karanlık işleri hiçbir şekilde onaylamıyoruz. Ama aynı karanlık durumFransa, ABD için de var. ABD’nin geçmişindeki 1960’lara kadar süren ırkçılığı, daha öncesindeki yerli soykırımı ve şu anda Irak’ta Afganistan’da yaptıkları İsrail’den daha aydınlık,masumdeğil. Ama ABD’de çalanlara karşı hiçbir şekilde böyle bir sorgulama yapılmıyor. Biz organizasyona bakıyoruz.Müziğimizle oradakilere eşitlikçiliği anlatabiliyorsak gitmeliyiz.


Röportaj: Alihan Mestci

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.