Televizyonda dile takılan reklam jingle’larında çoğu kez onun sesi, sesi yoksa sözleri var. “Büyüdüm büyüdüm...”, “Aşkımla erir misin?”, “Bir Tek Annem Olsun Bana Bir Şey Olmaz” vesaire. Nil Karaibrahimgil reklam müzikleri yapıyor ama albümünden de geri kalmıyor.


3 hafta önce yayınlanan “Ben Buraya Çıplak Geldim” albümündeki “He-man” şarkısının klibinde, ünlü oyuncu Birol Ünel ve Danimarkalı aktör Rudi Köhnke’yle görüyoruz Karaibrahimgil’i. Sinema filmi tadında çekilen klipte, ünlü şarkıcıyı hiç olmadığı kadar feminen, seksi hatta “famme fatale” görünce “Nil büyüyor mu; bu değişim niye” diye merak ettik ve Akaret’lerde buluştuk. Onu tek kelimeyle tarif etsem “Sahici” derim. Uzaktan göründüğü gibi güler yüzlü, samimi ve güzel. Evde kendi topladığı saçları ve sadece maskaralı kirpikleriyle geldi. İçinden geldiği gibi...


El üstünde büyütülmüş bir kız çocuğu havası var sizde...

Şanslı bir çocukluktu. Ankara’da geçti çocukluğum.Müzik kutusu bir evde doğdum. Babam her gün gitar çalıp şarkı söylerdi.Modern Folk Üçlüsü’nde de amcam vardı, onların çok sesli yorumladığı türküler dinlenirdi. İlkokula yürüyerek giderdim. Kardeşimle beni, aile sıcaklığında ısıtarak, güldürerek, “Değerlisin,mutluluğu hak ediyorsun” diyerek büyüttüler...


Ne zaman büyüdünüz ki?

Kendimi yetişkin hissetmiyorum. Büyümek zorunda bırakılmayı da hiç sevmem. Ne yazık ki bazen bir şey oluyor ve büyümek zorunda kalıyorsun.


"Sarhoş olup barlardan mı taşayım?"

“Özgür kız” olarak çıktınız ama çok da kontrollüsünüz. Tezat değil mi bu?

Özgürlük kontrolsüzlük değil ki. Özgürlük sınırlar olduğunda konuşulan bir konu. Ayrıca ne yapınca kontrolsüz olacağım ve bir oh çekilecek bunu da anlamış değilim. Sarhoş olup barlardan mı taşmalıyım? Soyunup sere serpe gazetelerin logosuna mı uzanmalıyım? Yoksa ağzıma geleni söylemeli, diğer ünlüler hakkında atıp tutmalı mıyım? Bunlar mı kontrolsüz dediğiniz şeyler?


"Seksapel konusunu düşününce şuna vardım..."

“Seksapel bana bakanın ilk gördüğü şey değil” diyorsunuz ama son kliplerinizde seksi bir kadın görüyoruz...

Seksapel konusunu düşününce şuna vardım; kesinlikle edayla, üslupla ilgili bir şey. Formül aramak boşuna. Jartiyer giyince olmuyor yani... Kalın paltolar içinde, bir kadın da çok seksi olabiliyor. Benim de içimde, pek çok kadın var. Bazen biri, bazen diğeri sazı alıp fırlıyor. Hepsini serbest bırakıp sergilemek taraftarıyım. Tutarlılık bana çok sıkıcı geliyor.


Bu cümle, seksi bir kadınların ukalalık formülü mü?

“Tutarlılık bana çok sıkıcı geliyor” cümlesi mi? Evet:)!


Nil’in bir günü nasıl geçiyor? Sürekli şarkı mı yazıyor?

Bazen evet, bazen hayır. Ama keşke her günüm şarkı yazarak geçse. Aşırı dozda zevkten başka boyuta geçerdim. Günleri algılarımı uyararak geçirmeye çalışıyorum; okuyup gezip konuşuyorum. Herkes gibi... Normal denilen hayat neyse, ondan kopmayarak... Şaşaalı, simli, yaldızlı yaşarsan nabzı tutamaz, hayatın kaba güzelliklerini yaşatamazsın kendine. O oyuna gelmedim. Şakşakçı yok etrafımda.


“Kristal Elma”lı bir reklamcıyken müziğe kaydınız ama reklamlardan da kopamadınız. Hangisi daha keyifli, reklam yazarlığımı yoksa müziği mi?

Müziğin her türlüsü zevkli...Müzik bir lütuf... Büyük bir güç, bir kutlama, ayin. Delilik halinin kabul edilebilir son boyutu. Reklam için jingle yazarken de öyle. Bir şey demek istiyordum, reklamlarda söyledim. “Çocuk da yaparım kariyer de” öyleydi. Reklamdaki “Anne” şarkısı da öyle. Annem dinleyince ağlamıştı.


Pek çok firma sizinle çalışıyor; niye?

Markalar ancak müzikle canlanacaklarını anladı. Belki samimi geliyorum, bilmiyorum. Beylik reklam laflarını jingle’larıma koymamaya çalışıyorum. Neşeli duyulma çabam yok. Kasmıyorum reklam diye.


İnsanları tüketime yönelten gizli bir formülünüz mü var?

İnsanların tüketmek için yönlendirmeme ihtiyaçları yok. Ben samimi duygulardan bahseden basit bir müzisyenim. Bir markanın pencereye gelip söyleyeceği serenadı yazıp ekmek parası kazanıyorum. İçimden geldiğinde, sokaktan geçenlere de şarkı söylüyorum.


İnsanların ne duymaya ihtiyacı var?

Sevgi ve tolerans... Bunların olduğu yeryüzü cennet...


İsteklerde ne gibi bir değişim var?

Samimiyet. Bu farkı herkes anlıyor. Herkeste gerçeklik dedektörü var.


Hiç seçimşarkısı yaptınız mı?

Geldi, reddettim. Siyaset beni heyecanlandırmıyor, tam tersi yoruyor. Süte şarkı yapmayı tercih ederim.


Türkiye’deki siyasi trendleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oldurulamayan şeylerin bitmez münakaşası.


"Kürt meselesinin çözümü için ancak şarkı yazarım!"

Başkanlık sistemi ya da Kürt meselesine kafa patlatıyor musunuz?

Burada yaşayıp haksızlıklara, savaşlara, acılara kayıtsız kalmak mümkün değil. Obama seçimi kazandığı zaman “Bunu rengârenk oylara borçluyum” dedi. Bir toplumun zenginliği,minareli farklılıklarıdır. Oyu, eşitlik sağlayarak, renklere saygı göstererek de alabilirsin. Amerika’ya bu yüzden hayran değil miyiz? “Herkesin hayatı, eşitliği,mutluluğu arama hakkı” var diye kuralı baştan koymuşlar. Keşke bizim yeni Anayasa’da da yazsa bu.


Kürt meselesinin çözümüne insanlar nasıl motive edilir?

Bir annenin ağzından ağıt yazdım. Elimden bu gelir. Sözleri şöyle: Şu yerde yatan, benim oğlumdur / Aslan oğlumdur, canım oğlumdur / Hatırlıyorum ilk nefesini / Ah! Görmeseydim son nefesini / Allah’ın verdiği canı, kullar mı alacak? / Anaların gözyaşını kim kurutacak? / Burası neresi? / Bu neyin savaşı? / İmkânsız mı düşmanın olmak arkadaşı? / Herkes ne kadar genç / Herkes ne güzel / Yok mu bu kurşunun daha da yavaşı?


"İlham hayvanımı sağarım, sütü varsa verir..."

Müzikle ilgili hayallere gelelim...

Uzun bir yolculuk o. Hayallere gidiyoruz her gün.


"Nilin işleri" adını verdiğiniz stüdyonuz bitti mi?

Bitmek üzere.


Evde mi bu stüdyo?

Evde değil. Ama müziğin gecesi gündüzü, stüdyolardan randevu alıp gitmesi olmaz diye stüdyo istedim. Kafama estiğinde kayıt yapmak, prova yapmak, hatta şarkı yapıp internete salmak istiyorum. Aradaki şeyler, arabulucular, teferruatlar bir çekilsin...


Siz ne zaman şarkı yazarsınız?

İçimden geldiği zaman. Bir de birileri isterse... Gider ilham hayvanımı sağarım, sütü varsa verir. Bu hafta sonu bir arkadaşıma doğum günü hediyesi şarkı yazdım mesela.


Röportaj: Aysun Öz Kaşi



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.