Aylar önce Avusturyalı Niko Alm'ın sürücü ehliyetine makarna süzgeçli fotoğrafını koydurmasıyla Pastafaryanizm'le tanıştım. Yaptığım minimal araştırmalar sonrasında fazlasıyla eğlenceli ve adaleti bulduğum Pastafaryan'ların change.org'da bir kampanya başlattıklarını gördüm. "Ortaöğretimde Pastafaryan Öğrencilere Dini Kıyafet Özgürlüğü İstiyoruz!" başlığıyla açılmış imza kampanyası Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya verilemek üzere ve hali hazırda imzalanmaya devam ediyor. Şu an ulaştıkları rakam bin 158… Bu kadar imzanın sadece sempati duyularak verildiğini düşünmek, Pastafaryanizm'e fantastik bir düşünce gibi yaklaşmak kadar fantastik olur!

Pastafaryanizm'le ilgili sorularımı sormak için Türkiye Pastafaryan Cemaati rahipleri Caner Çelik ve Özgür Saral'la buluşuyorum. Pastafaryanizm’i temel hatlarıyla anlatıyorlar herkese. Sıcak, davetkâr bir sohbet başlıyor bunun arından. “Bu dinin de diğer dinler gibi bir kurucusu var mı?” diye soruyorum. “Büyük dinlerin öğretilerinin bir araya geldiği ve daha insani şekillerde konumlandırılan Pastafaryanizm'de sınırlandırmalara yer yok! Dinin kurucusu Oregon Eyalet Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu Bobby Henderson, 2005 yılında Kansas Üniversitesi'ne açık bir mektup gönderiyor. Ve böylece pastafaryanizm macerası başlıyor...” diyerek konuya girizgah yapıyor Caner Çelik.

Meraklı gözlerle etrafa bakan Caner Çelik adeta bir soru yutma makinesi. Sorduğum her soruya 5 yaşındaki bir çocuğun heyecanıyla detaylı olarak cevap veriyor. Caner’in söylediklerine göre; 2005'ten bu yana Pastafaryanizm'i seçen Rusya'da yaklaşık 5 milyon kişi bulunuyor. Polonya'da ise sadece Facebook'ta 100 bin'in üzerinde takipçisi var. Facebook takipçilerini gerçekten din mensubu saymak doğru mu orası biraz muamma… Ortadoğu'nun göbeği İran'da da Pastafaryanizm'e gönül vermiş insanlar gün geçtikçe artıyor. "Din" diyorum, çünkü öğrendiklerimden ve araştırdıklarımdan sonra Pastafaryanizm'i din olarak kabul etmekte bir sakınca görmüyorum. Gelelim Pastafaryanizm nedir sorusuna yanıt aramaya...

Röportajı gerçekleştirdiğimiz yerden bir adet süzgeç aldıktan sonra işin derinliklerine dalıyoruz. Cemaatin bir diğer rahibi Özgür Saral bu konuda fazlasıyla ikna edici bir zat.

Özgür Saral (başında süzgeç olan) ve Caner Çelik

On Emir’e göndermeler

“Uçan Spagetti Canavarı nerden çıktı?” diye soruyorum Özgür Saral’a. “Bobby Henderson, "Uçan Spagetti Canavarı'nın Kutsal Kitabı"nı yazmak için çeşitli girişimler sonrasında 2005 yılında yaklaşık 80 bin dolarlık bir bütçe almış ABD hükümetinden. Bu bütçe, yeni bir din yaratılması için değil, ABD'nin resmi dinine karşı da olsa, özgürlüklere verilen bir destek olarak görülüyor. Kutsal kitapların temel öğretileri esas alınarak yeni bir kitap yazılıyor. Musevilik inancındaki On Emir'e gönderme yapacak şekilde. "Sekiz Eğer Yapmazsanız Çok Memnun Olurum” var Pastafaryanizm'de. Genel olarak dini çatışmalarının önüne geçmek için yazılmış hicivsel bir metin denilebilir…” diyor.

Caner Çelik

Uçan Spagetti Canavarcılığı (USC). George W. Bush'un ABD Başkanlığı döneminde ortaya atılan ve Yaradılış Teorisi ile Evrim Teorisi'ni birleştirme amacı güden Akıllı Tasarım girişimiyle dalga geçmek amacıyla kuruluyor. Bobby Henderson tarafından oluşturulan "parodi din"in kilisesinde paylaşılan inançları içeriyor aynı zamanda.

"Uçan Spagetti Canavarı'nın Kutsal Kitabı", Altıkırkbeş yayınları tarafından 2010 yılında Türkçe'ye çevrildi. Yani dini kitaplarını dilerseniz okuyabilirsiniz… Kitabın içinde bahsedilenler ise özetle şöyle:

• Evren; bir dağ, ağaçlar ve bir cüce ile birlikte, görünmeyen ve saptanamayan Uçan Spagetti Canavarı tarafından yaratılmıştır.

• Pastafaryanizm'in cennetinde, bira akan volkanlar ve striptizci fabrikaları yer alıyor (Kadınlar için dilerlerse erkek striptizci üretiliyor bu fabrikalarda, homoseksüeller için de homoseksüel striptizci).

• On Emir yerine, ahlaki açıdan çok daha esnek ve barışçıl olan "Sekiz Yapmazsanız Memnun Olurum" maddesi yer alıyor.

• Duaların sonuna "Amen" yerine "Ramen" getiriliyor. Çünkü makarna pastafaryanlar için kutsal ve ramen hâlihazırda bir makarna çeşidi…

Özgür Saral ve Caner Çelik'in bu din hakkındaki görüşlerini dinlerken, inanın ikna olmamak için elimden geleni yaptım. Lakin hoşgörü karşısında direncimin kırıldığını söylemeliyim… Onlara sorum şuydu:

Özgür Saral

"Ben Pastafaryan olursam, cennet cehennem kavramlarımı kendim oluşturabilir miyim?"

"Kesinlikle evet!"

Onların cennetinde striptizci fabrikaları var. Benimkinde özel güçler…

Tam şu sıralar, ortaöğretimde öğrenciler dini inançlarına uygun kıyafetleriyle okullarına serbest gidebiliyorlarken, Pastafaryanlar'ın da isteği bu doğrultuda. "Mağduruz, mazlumuz, eziliyoruz. Bayramlarımız resmi bayram olarak tanınmıyor. Dinimizi kimliklerimize bile işletemiyoruz. Azınlık haklarını koruyan ve ileri demokrasi ile yaratılan yeni Türkiye'nin mimarı olan AK Parti hükümeti döneminde bunlara 'Dur' demek istiyoruz. Bizim çocuklarımız da okullarına giderken kendi inançlarına uygun kıyafetleri giyebilmeli" diyorlar. Ve haliyle özgür bir ülkede yaşayan insanlar olarak kendi dini kıyafetlerini giyerek okullarına, işlerine gitmek; pasaportlarına, kimliklerine makarna süzgeçli fotoğraflarını koymak istiyorlar.

Türkiye Pastafaryan Cemaati herkesi kendi dinlerine davet ediyor ve ekliyor: "Eğer dininizden memnun değilseniz, bir de Pastafaryanizm'i deneyin. 30 günlük deneme süresi var, beğenmezseniz, nasıl olsa eski dininiz sizi seve seve kabul edecektir. Ayrıca deneme süresini istediğiniz kadar uzatabilirsiniz!"

Röportaj: Pınar Aksu

Fotoğraflar: Alper Tunga Çatal