Londra Olimpiyatları’nın atmosferini Nazi Almanya’sıyla kıyasladı. Cambridge Düşesi Kate Middleton’a “Kibirli ve utanmaz” dedi. Hatta İngiltere’nin gözbebekleri Victoria ve David Beckham’ı ücrada sıkıştırıp aklı biraz olsun çalışan insanlara ettikleri dayanılmaz zulüm gereği kırbaçlamak istediğini bile söyledi. Morrissey, gerçek hayatta da müzik kariyerindeki kadar içten olan ender adamlardan.


Plak şirketiniz Harvest Records’tan ayrılmanızla ilgili birçok dedikodu çıktı. Hatta The Smiths’in yeniden bir araya geleceği bile sebep olarak gösterildi. Asıl sebep neydi?

Benden McDonald’s’ın videolarını çeken yönetmenle çalışmamı istediler ve ben de “Hayır” dedim. Benden saçma sapan medyatik çıkışlar yapmamı istediler, yine “Hayır” dedim. Böylece plak şirketinden atıldım.


Kariyeriniz böyle hikâyelerle dolu. Zor bir sanatçı mısınız?

Anlaşılan sömüremedikleri ve kontrol edemedikleri tüm sanatçıları zor olarak kategorize ediyorlar. Büyük plak şirketlerinin hepsi zombiye dönmüş müzik grupları ve mankafa şarkıcılardan oluşan kolay işler peşinde. “World Peace is None of Your Business” (Dünya barışı sizi ilgilendirmez) diyen biriyle başa çıkamıyorlar. İradesiz ve sığ beyinler için fazla külfetli, çünkü fazlasıyla doğru. Harvest Records için ben biraz fazla insandım, onların aradığı insan boyu kukla.


Popüler kültür eleştirilerinizden, mesela et ağırlıklı beslenme önerileri nedeniyle Jamie Oliver veya Kraliyet Ailesi’ne kadar herkes nasibini alıyor. Bu yorumlarınız bir şeylerindüzelmesini sağlıyor mu sizce?

Bahsettiğin insanlar hakkında kimsenin bilmediği şeyler söylüyor değilim. Aşırı uç görüşlerim yok. Çevremde de İngiliz Kraliyet Ailesi’ni seven kimse yok. Sadece, sesini duyuramayan vatandaşın aksine benim eleştirilerim ulusal basın tarafından yayımlanıyor. Bazen sağcılık veya gericilik yakıştırmaları yapılıyor, sağcı ya da gerici değilim.


Sahne alacağınız mekânı seçerken nelere dikkat edersiniz? Özel şartlarınız var mı?

Benim için en önemlisi et ürünlerinin satılmaması. Sonrasında mekânın rahatlığı, kısıtlayıcı olmaması ve asgari ses-ışık ihtiyaçlarına yetecek bir teknik kurulum olması. Gelen bilgilere bakınca harika görünen mekânlar, gidip gördüğünüzde bataklık gibi yerler çıkabiliyor. Yani aslında işiniz şansa kalmış.


2012’deki konserinizden sonra İstanbul’u favori konser duraklarınızdan biri olarak sıraladınız. Sonra da “World Peace Is None of Your Business” albümündeki şarkılarınızdan birine “İstanbul” adını verdiniz. Sizce Avrupalılar İstanbul’un kaotik hallerini neden bu kadar çok seviyor?

İstanbul’u beğeniyorlar. Sokaklardaki canlılığa ve hayatın kana kana yaşanmasına imreniyorlar. İnsanlar, İngiltere’de hayalleri ve umutlarıyla yaşıyor; gerçek hayatsa ancak kapalı kapılar ardında yaşanıyor. Tüm kaotikliğine rağmen İstanbul’da umut var; İngilizler ise sürekli umutsuz.


2006’da konserinize Zeki Müren’in bir portresiyle çıkmıştınız. Takip ettiğiniz Türk müzisyen var mı?

Yok, çünkü pek mümkün değil. Şarkıcıların ses renklerine bayılıyorum, sadece o bile beni üzüntüden paramparça ediyor. Ancak ne dediklerini anlamadığım için bir süre sonra vokaldeki iniş çıkışlar endişe verici bir hal alıyor.


Kiss grubundan Gene Simmons bir röportajında, rock’n roll’un evrimini tamamladığını söylemişti. Gerçekten de Simmons ve onunla aynı dönemde müzik yapanlar altın çağı yaşadılar. Şimdilerde rock müzik sürekli kendini tekrar ediyor, rock kültürü ise nostaljiden ibaret. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Sanırım bir bakıma doğru, ancak bir taraftan da müzik dünyasında kendim gibi bir başkasını tanımıyorum, bu nedenle de kendimi rock’n roll’un bir parçası olarak görmüyorum. Şarkıcı ve söz yazarı/besteci olarak benim ayrı bir dünyam var. Bunu kendimi yüceltmek için söylemiyorum.


Peki bu devirde orijinal ve başarılı olmanın sırrı ne?

Bana kalırsa bu devirde herhangi bir rock grubunun orijinal bir şeyler yaratabilmesi imkânsız. Şöyle bir düşününce aklıma pop veya rock müzik yapıp da söyleyebileceği bir şeyler olan kimse gelmiyor. Basın tabii ki seçtiği bazı isimleri parlatıp “muhteşemleştiriyor”. Bunun da sebebi, kalkıp da “Herkes boktan” derlerse basının işlevinin kalmayacak olması.


Son zamanlarda iyi bir şeyler dinlediniz mi?

Bize önerebileceğiniz yeni gruplar var mı? Hayır!


"Fiziksel ideal acımasız ve sahte olabilir"


"Let Me Kiss You" bugüne kadar yazılmış en iyi karşılıksız aşk şarkılardan biri. Hikâyesi nedir?

Demek istediğim şu; fiziksel olarak çekici olmadığım gerçeğini bir anlığına unutacak olursan, belki söylediklerime âşık olabilirsin ve belki de seni içimde, kalbimin tüm bağlılığı ve sadakatiyle yaşatmam yeterlidir.


İnsanın fiziksel olarak çekici bulmadığı birine âşık olması mümkün mü?

İnsan hep, sözleri ve davranışları tam istediği gibi olan birilerini arar ama bazen de söyleyen kişi fiziksel ideallerine uymadığı için bir kenara atar. Halbuki fiziksel ideal acımasız ve sahte olabilir. Daha yeni şarkılarımdan birinde şu dizeyi söylüyorum: “Sex and love are not the same” (seks ve aşk aynı şey değildir).


Röportaj: Sırma Karasu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.