Gönül İşleri’ dizisinde Bedir karakteriyle ilk televizyon deneyimini yaşayan Can Yaman, avukatlıktan oyunculuğa nasıl geçiş yaptığını, karakteri için nasıl değiştiğini, geleceğe yönelik nelere ihtimal verdiğini, set ortamını ve özel hayatını HT Magazin’e anlattı

Can Yaman kimdir?

Biyografimi anlatsam hava kararır (gülüyor). Kısaca, 25 yaşında İstanbul’da doğmuş biriyim.

Hukuk mezunusunuz. Oyunculuk nereden geldi?

Şartlar böyle gelişti. Keyif alacağımı düşündüm. Yetenekli olduğumu ben dahil başkaları da fark etti, bana inandı. Bu şekilde gelişti oyunculuk.

Herhangi bir eğitim aldınız mı?

Cüneyt Sayıl’dan aldım eğitimi. Kendisi oyuncu koçu. En büyük eğitimi de sette görüyorum. Türkan Derya zaten hocaların hocası döve döve bizi oynatıyor. Bir okul olarak görüyorum seti.. Çok büyük ustalarla oynuyorum.

'Artist gibisin diyorlardı'

Avukatlık yaptınız mı?

Yaptım evet. Mezun olduktan sonra bir sene mecburi staj yaptım. Ben daha çok ceza hukuku üzerine yaptım. 2014’ün başında ruhsatımı alınca kurumsal bir firmada avukatlık yaptım. Bunu seçmemin sebebi her iki dili çok iyi bilmemden dolayı. 2014 Haziran’na kadar avukattım. Menajerim İlker Bilgi ve Cüneyt Sayıl da beni tanıyordu avukatken. Adliyede bile hâkimler “Artist gibisin” diyordu. İlker ve Cüneyt “Avukatlığı bırak sana oyunculuk dersi verelim” dediler. Onlar bana çok inandı. Avukatlık yaparken hafta sonu ders almaya başladım. “Avukatlığı bırakıp oyuncu olacağım” diye radikal bir kararla girmedim bu işe. Bir hobi gibi başladım. Yapımcımız Erol Avcı, cast direktörleri ve Türkan Derya bana çok inandı.

Aileniz ne dedi? Avukatlık ve oyunculuk arasında keskin bir çizgi var.

O kadar keskin bir çizgi yok. Dünyada da örnekleri var; Monica Bellucci, Gerard Butler hukuk mezunu ve iyi oyuncular. İnsanlar meslek değiştiriyorlar, önemli olan keyif aldığın işi yapmak oluyor. Babam çok rahat bir adamdır. Liseden beri çok fazla hobisi olan bir adamım. Çok fazla şeyi denedim, tüm sporları yaptım. Lisanslı basketbolcuydum, aynı zamanda bizim aile futbolcudur, Beşiktaş’ta futbol da oynadım. Dansa gittim. Bir sürü hobim vardı. Hukuk fakültesinde de bunu bırakmadım. Maymun iştahlı bir yapım var. Stajyer avukatken barmenlik eğitimi almıştım. Yüksek lisans yaparsam paramı barmenlikle kazanırım diye. Bu şekilde kendimi geliştirmeyi seviyorum. Rönesans adamlarını örnek alıyorum kendime. Her konuda başarılı olmayı isteyen ve olabilen adamları örnek alıyorum. Oyunculuktan keyif alacağımı düşündüm ve yapıyorum. Keyif aldığım sürece yapacağım. Ne zaman keyfim kaçarsa başka bir iş yaparım. O konuda da kendime güvenim sonsuz.

'Sinem Kobal'a hayranım'

Sette ortam nasıl?

Aile ortamı gibi set. Kendimi Türkan hocaya teslim ediyorum. Usta oyuncularımız var ve çok şey öğrendim onlardan. Herkesle aram çok iyi. Karavanda oturan bir insan değilim, çok darlanıyorum. Sürekli hareket halindeyim. Sinem Kobal’ı çok takdir ediyorum, kendisine hayranlığım var. Çok sohbet ediyoruz, bir sürü püf nokta anlatıyor.

İdolünüz var mı?

Türkiye’de Şener Şen, Uğur Yücel ve Haluk Bilginer.

Hobilerinize zaman ayırabiliyor musunuz?

Film izliyorum bolca. Her gün bir tane izlemeye çalışıyorum. Oyunculukla ilgili, diksiyonla ilgili kitaplar okuyorum.

Geleceğe yönelik beklentileriniz neler?

Beklentisi olan biri değilim. Anı yaşayan bir adamım. Hem iş yaşamımda hem özel yaşamımda. Bu kendime güvenimden kaynaklanıyor. Beş sene sonra avukatlık ofisi de kurabilirim ya da restoran işletmeyi de düşünebilirim.

Röportaj: Özlem GÜRPINARLI