Alttaki fotoğrafa bakıp aldanmayın. Bende bir karış topuk var; o ise o kadar rahat ki ayağındaki panduflarla poz verdi. Ah Latinler! Latin kadınları böyle işte, bu rahatlıkları ve yuvarlak hatlarıyla dünyadaki güzellik anlayışını değiştirdiler. Bunu ben söylemiyorum, Fransız sosyolog Jean Claude Kaufmann da aynı görüşte. Güzellik kavramındaki incelik koduna bir meydan okumadan bahsediyor Kaufmann... Gezegenin güneyinden, Güney Amerika’dan, Afrika’dan gelen starlarla kendini somutlaştıran yeni güzellik kavramının Avrupa’da, Fransa’da giderek daha fazla genç kıza, “Ben de böyle bir vücut istiyorum” dedirttiğini anlatıyor. Onlar gibi silüetler arzulanıyor, bu yeni kod ile göğüsler de önemli hale geliyor tabii. Bu akımın öncü isimlerinin başında Eva Longoria da geliyor.





Eva Longoria, başta dediğim gibi ufak tefek ama Latin kadınlarının yuvarlak hatlarına sahip... “Merhaba” dediği herkesi hemen aurasına alıyor. Röportajdan önce, kokteylde ilk karşılaştığımız an “Elbisen ne kadar güzel” diyor. Türk tasarımcı Gamze Saraçoğlu’nun olduğunu söylüyorum büyük bir gururla ancak kendisi elbisesinin içinde son derece rahatsız. Zaten sonra röportajda da bunu itiraf ediyor. O kadar rahat işte...


Desperate Housewives’daki Gaby karakteriyle tanıdığımız Longoria, şöhreti geç yakalayanlardan aslında. Kameralar peşinden koşmaya, özel hayatı merak edilmeye 30’una bastığında başladı. Belki ondandır, şöhretin kıymetini iyi biliyor, kendisine gelen imza isteklerini geri çevirmiyor, herkesle selfie çektiriyor. Şimdilerde ise patronluğa merak sardı ve yapımcılığa adım attı. Cannes’ın favori yıldızı, L’Oreal Paris güzellik elçisi Longoria’yla uzun uzun sohbet edemedik ama kısacık zamanda bile bu şöhreti nasıl sonuna kadar hak ettiğini, dünya starı nasıl olunduğunu anladım. Darısı bizimkilerin başına...


'Yetenekli ve keşfedilmemiş çok aktör var etrafta’


Kırmızı halıda bugüne kadar oyuncu olarak yürüdünüz, bu kez hem oyuncu hem patron olarak yürüyorsunuz. Patron olarak burada bulunmak nasıl bir duyguymuş?

Aman tanrım, bunu hiç soran olmamıştı! Yapımcılık ve yönetmenlik yapmayı çok seviyorum. Bizler için kameranın arkasında da bulunabilmek çok önemli. Bu sayede kendi hikâyelerimizi, kendi bakış açımızı da anlatma şansımız oluyor. Diğer oyunculara da şans vermek hoşuma gidiyor, çünkü çok sayıda yetenekli ve keşfedilmemiş aktör var etrafta.





Latin ülkelerinde Türk dizileri çok beğeniliyor ve izleniyor. Siz hiç bir Türk dizisi izlediniz mi?

Ah hayır henüz değil! En popüler televizyon diziniz hangisi?


Binbir Gece... Biz yıllarca Latin dizilerini takip ettik, ağladık, güldük... Benzerliklerimiz olduğunu düşünüyorum.

Latin Amerika’da da çok fazla drama var evet, her ülkenin kendine göre bir dram anlayışı var tabii ki.


Peki İstanbul’a ne zaman geliyorsunuz?

Hiç gelmedim, ama gelmeyi çok istiyorum. İstanbul çok fantastik bir şehir onu biliyorum, Ayrıca konuştuğunuz dil Türkçe de öyle.





‘Elbisemden bir an önce kurtulmayı bekledim’


Sizi hep seksi kapaklarda, kırmızı halılarda görüyoruz ama evde saçına un bulaşmış bir kadın haline geldiğiniz olur mu hiç? Farklı bir Eva var mı?

Şu anda ayağımdaki panduflardan belli değil mi? Rahatlık ve konfor benim için çok önemli. Zaten moda anlayışım da bu. Kırmızı halı farklı tabii, orada odak noktası elbise. Dünkü elbisemden bir an önce kurtulmayı bekledim mesela!


Evet, rahatsız görünüyordunuz. Beraber çektirdiğimiz fotoğrafta da yüzünüz biraz asıktı sanki. Rahatınıza düşkün olduğunuz belli...

Evde en çok önemsediğim şey, kendim olmak ve bu şekilde rahat etmek. Makyaj yok, hiçbir şey yok.


‘Kadınlar bir araya geldiğinde başaramayacakları şey yok’

Sizce güzellik bir kadının hayatını nasıl değiştiriyor?

Bence güzellik kadının hayatını her açıdan çok fazla etkiliyor. Kadınlar yaptıkları her şeyde bir güzellik bulabilir. Ben annemin kızı olarak, yeğenimin teyzesi olarak, kız kardeş olarak ya da bir hümanist olarak tüm bunlarda güzellik bulabiliyorum. Güzellik içeriden dışarıya yansıyan bir olgu ve L’Oreal, kadınlara sahip oldukları güzelliği dış dünyaya en kolay şekilde yansıtmaları konusunda yardımcı oluyor, tabii ki bunun köklerinin içimizde olduğunu unutmadan.


Size kendinizi özgüvenli hissettiren nedir?

Eğitimim. Bir otel görevlisiyle de, bir devlet başkanıyla da rahatlıkla iletişim kurabileceğimi çok iyi biliyorum. Burada yalnızca akademik eğitimden söz etmiyorum, hayata dair de söyleyecek sözlerim ve tecrübem var, dernekler için çalışıyorum. Kendiniz dışında bir şeyleri düşünmek dünyaya güvenle ve şefkatle bakmanızı sağlıyor.


Genç kadınlara ne tür önerilerde bulunur, nasıl mesajlar vermek istersiniz?

Onlara ellerinde nasıl bir güç olduğunu fark etmeleri gerektiğini söylerdim. Kadınlar bir sonraki devlet başkanının kim olacağından gençliğin eğitilmesine kadar her konuda söz sahibiler. Bir araya geldiklerinde başaramayacakları hiçbir şey yok. Genç nesillere söyleyebileceğim en önemli şey bunu fark etmeleri ve hem kendilerine, hem de başkalarına yardım etmeleri olurdu.





‘Ah Latinler!’


Latin kadınlarının inanılmaz, bitmeyen bir güzellikleri var. Siz de en güzel örneklerinden birisiniz tabii. Bunu neye borçlusunuz sizce?

Ah Latinler! Latin kadınlarının sırrı ruhlarında gizli. Her Latin kadının ruhu hayat ateşiyle, şevkle, tutkuyla dolu. Böyle doğuyoruz biz, içerideki güzellik bir şekilde dönüşerek dışarı yansıyor.


‘Tam bir deli!’


Yapımcılığını üstlendiğiniz dizide nasıl bir karakter izleyeceğiz, size yakın bir karakter mi?

Bir televizyon yıldızını canlandırıyorum ve evet bu açıdan bana benziyor. Ama tam bir deli! İsmi Anna Sofia, ah neredeyse Gaby (Desperate Housewives’daki karakteri) diyecektim. Bir televizyon dizisinde oynuyor, eski kocası geri dönüyor ve birlikte çalışmak zorunda kalıyorlar. Duygusal olarak birbirlerini yiyorlar. Aynı zamanda çok komikler.


Röportaj: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.