Ziynet Sali’nin albümünü henüz piyasaya çıkmadan önce dinlemiştim. Şarkıların dokusunda derin anlamlar var ve duygular dinleyiciye hemen geçiyor. Albümün müzik direktörlüğünü üstlenen Sıla’nın sekiz şarkısının yer alması çalışmayı bambaşka bir boyuta taşımış. Sıla, sadece üretmiyor, aynı zamanda ürettiklerini paylaşmayı da seviyor. Prodüktörlüğünü üstlendiği genç isimlerden sonra şimdi de Ziynet Sali’ye destek verdi. O da güzel sesiyle bu şarkıları yorumladı ve ortaya çok lezzetli bir albüm çıktı.


Yeni albümünün adı ‘No: 6’ ne anlama geliyor?

Albümün isminin hem beni hem de içeriği anlatmasını istiyordum. Kapak tasarımını yapan Mete Özgencil, ‘Kaçıncı albümün?’ diye sordu, ‘Altıncı’ dedim. O da ‘No: 6 olsun’ dedi. Sonra olayın spiritüel tarafını araştırdım ve Pisagor dilinde, şans anlamına geldiğini öğrendim. 6 her şekle giren bir rakam, ters çevirdiğinde de 9 oluyor, oynak yani.


Albümün müzik direktörü Sıla. Tanışalı kaç yıl oldu?

10 yıl oldu. Ben Doğulu Stüdyosu’nda ‘Mor Yıllar’ albümü için çalışıyordum. Sıla da ilk albümünü hazırlıyordu. ‘Sıla’nın da çok güzel şarkıları var’ dediler ama o zaman dinleyip repertuvarıma almamıştım.


Beğenmemiş miydiniz?

Beğenmemek değil, tamamen başka bir kafadaydım. Yunanca şarkılar arıyordum. Bir de sıfır bir şarkı almak, her zaman yüksek maliyetlidir. Sonra müzik bizi buluşturdu ama ruhların daha önceden tanıştığına inanıyorum.


Nasıl yani?

Herkes birbiri için, bir görev için gönderiliyor. Dönüm noktam olan bir albüm oldu. Profesyonel bir kavram taşımayan bir çalışma, bu da çok kıymetli.


Peki albümdeki hangi şarkı seni tam olarak ifade ediyor?

İsim olarak ‘Mevsimsizim’ çünkü ben de mevsimsiz bir kadınım. Şarkılarım da benim gibi dört mevsim Ziynet Sali. Eğer ben kendi duygularımı kaleme alabiliyor olsaydım, kelimelerim ancak olurdu. Ama ‘Çeyrek Gönül’ sanki biraz daha ben.


Aşkların ‘Çeyrek Gönül’ mü?

Yarım kalmışlıklar vardır ya, benimkiler hep çeyrek (Gülüyor). Hatta çeyreği bile bulamadı.


Ne zaman tam olacak?

Tam noktasına geldiğim anlar oldu ama olmadığını görünce çeyrekten daha az kalıyorsun ve dibe vuruyorsun.


Şu an seni heyecanlandıran biri var mı?

Şarkılarım beni heyecanlandırıyor.


Seni hiçbiriyle el ele görmedik, hatta bir sevgiliyle bile görmedik.

El ele gezmiyorumdur belki (Gülüyor). Ya da yakalanmıyorum. Ama keşke biri olsa da el ele çıksam. Aşkımı gümbür gümbür yaşasam.


Aşk bittikten sonra çok etkisinde kalır mısın?

Hepsinde değil. İnsan gönülden sevince üzülüyor tabii.





Terk eder misin? Terk edilir misin?

Hiç orayı anlamadım, nasıl başlayıp bittiğini bilmiyorum. Terk edilme durumunu hiç yaşamadım. Bu aralar müthiş bir bütünlük yaşıyorum. Şu an okunan ezan buna şahidim.


Ezan okunurken sorduğum her soruya doğru yanıt alabilir miyim?

(Kahkahalar) Benim yanıtlarım hep doğru ama biraz da kontrollüdür, çok cesur değilim.


Yormuyor mu bu kadar kontrol?

Yoruyor ama evimde, dostlarımla güvendiğim insanlarla çok rahatım. Ziynet Sali’ye çok emek verdiğim için, belki de onu koruyorum.


Kimden koruyorsun?

Evet, kimden? Bilmiyorum.


Çok mu canını yaktılar?

Hassas bir kişiliğe sahibim. Eskiden en ufak bir cümle bile beni üzüyordu ama şimdi olgunlaştım ve bakış açım değişti.


Olgunlaştıkça, daha dişileştiğin söyleniyor. Katılıyor musun?

Kendimi bilim bileli hep dişi hissettim. Dişi olmayı seviyorum. Anaçlık güzeldir.


‘Her şeyi bileğimin hakkıyla aldım’


Peki, kendini anne olarak hiç düşünüyor musun?

Düşünüyorum tabii ama kim doğuracak hiç bilmiyorum. Çocukları seviyorum. Funda Arar, ‘Böyle bir sevgi yok’ diyor. Ben de artık daha cesurum.


Mesleğe ilk başladığında ne tür zorluklar yaşadın?

Herkes kapılarını kolayca açmıyor. Karakter olarak sıcak biriyimdir ama gururumdan ve onurumdan özveride bulunmam. Benim hayatımda ucuz işler yürümez. Her şeyi bileğimin hakkı ve alnımın teriyle aldım. Geriye dönüp baktığımda, başımı yastığa koyduğumda huzur doluyum. Allah bana bir yetenek vermiş, ben de çalışarak bunu büyüttüm.


Müzik dünyasında kadın olarak var olmak zor mu?

Erkekler için de kadınlar için de zor. Ben 15 yıldır Gökay Özkan’la çalışıyorum. Öğrencilik zamanında yanında güçlü biri yoksa bu yol bedel ödeyebileceğin bir yol. Ama sakın yanlış anlaşılmasın, Türk filmlerinde yaşanan olaylardan bahsetmiyorum. Sabırlı, ısrarcı ve güçlü durmak lazım. Müziği ucuz yapmayıp, farkını ortaya koymak gerekiyor.





‘Güzelliğe çok düşkünüm’


Dibe vurup, maddi sıkıntılar çektiğin dönemler oldu mu?

Okul bittikten sonra 99 depreminde, ailem ısrarla, ‘Kıbrıs’a geri dön, öğretmenliğe başla’ diyordu. Deprem sonrası haliyle bütün eğlence hayatı durmuştu ama ayakta durup, İstanbul’da kalmak zorundaydım. 6 ay izin istedim. Tutunamazsam döneceğime söz verdim. Tam o sıralarda Dost Müzik’le tanıştım, sekreter olarak girdim, sonra basın danışmanlığı yaptım.


Kimlerin basın danışmanlığını yapıyordun?

O zamanlar şirkette Ciguli ve Grup Destan vardı. En son kendime bir albüm yaptırdım (Gülüyor).


Sesini mi keşfettiler?

Sesimin güzel olduğunu biliyorlardı. Ama öyle Türk filmlerindeki gibi, ‘Gel sana albüm yapalım’ demediler. Her şeyin peşinden kendin koşturacaksın.


Şu an çok fitsin ama şişman olduğun bir dönem oldu mu?

Oldu. Ben Boğa burcuyum ve yönetici gezegenim Venüs, yani güzellik. Güzelliğe çok düşkünüm. Ben küçükken güzellik yarışmaları çok şaşaalıydı. Bütün adayların vücut ölçülerini yazardım. Boy olarak hâlâ oraya gelemedim ama (Kahkahalar). 1.60’ım. Yarışmadan sonra elimde mezura ile gezerdim. Bel, kalça tamamdı ama boy bir türlü olmuyordu (Gülüyor).


‘Yorumculuğumu gösterdim’


Kaç şarkı var albümde?

10 tane, 8 tanesi Sıla Gençoğlu’na ait, 2 tanesi Mete Özgencil imzası taşıyor. Buram buram Akdeniz kokan, zaman zaman alaturka enstürmanları da duyduğunuz, akustik bir albüm oldu ve çok uzun süredir sergilemek istediğim yorumcu kimliğimi gösterdim.


Albümdeki şarkılar seni mi anlatıyor?

Evet, hepsi haute couture. Biz bu projeyi Sıla ile dört yıldır konuşuyoruz. Sandığından çıkarıp paylaşmayı çok sever. Önce ‘Deli’ sonra ‘Senin Olsun’u verdi, başarılı da olunca hoşumuza gitti. İnsan karşılıklı güvenince, eksiğini gediğini, her şeyini anlatıyor ve özün ortaya çıkıyor. Bizim de sohbetlerimiz böyle oldu, oturup şarkılar için bir matematik kurgusu yapmadık.


Müzikal birlikteliğiniz farklı dedikodulara da yol açtı.

Gözünün üstünde neden kaş var diye eleştiriyor insanlar. Egolarını aşmış, hazmetmiş ve ayakları sağlam basan 2 tane şarkıcı kadın var. ‘Nasıl bir araya geldiler’ diye bu işbirliğinin altında bir şey arıyorlar. Çıkarsız bir şeyler yapılmadığı anlayışı o kadar oturmuş ki... Hem kendi adıma hem Sıla adına bunu yerle bir ettiğimizi düşünüyorum. Bir mum diğer mumu aydınlattığında hiçbir şey kaybetmez. O yüzden bu çalışmanın altında bir şey aranmasın.


Bu şarkılar aşksız okunur mu?

Şarkı söylemeye dair yaşıyorum aşkı. El ele görene kadar da albüm bitiyor. ‘Başrol Benim’ diye bir şarkım var, her şey içimizde. Demek ki ben de istememişim ki, hep çeyrek şeyler yaşamışım. Hiç pişman değilim. Bu ruh halinin beni besleyip büyüttüğünü düşünüyorum.


Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu


Fotoğraflar: Sercan Kazancı


Mekân: Çırağan Kempinski

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.