‘Güneşin Kızları’ dizisinde Melisa karakterini canlandıran genç oyuncu Ege Kökenli, 8 yaşından beri setlerde. Önce burslu olarak uluslararası ilişkiler okumuş, ardından da Haliç Üniversitesi’nde konservatuvara girmiş. Şu an 2’nci sınıfta okuyor. Bugüne dek rol aldığı diziler arasında ‘En İyi Arkadaşım’ ve ‘Çalıkuşu’ da bulunan Kökenli’yle Cihangir’de buluştuk. Henüz kariyerinin başında olan oyuncuyla diziyi, hedeflerini ve kendisi hakkında merak edilenleri konuştuk...


‘Bilgi sahibi olmadan oynarsan sahte olur’



‘Güneşin Kızları’nda canlandırdığınız Melisa karakteri gizemli olarak nitelendiriliyor... Melisa’nın hikâyesi soru işaretleriyle, gizemli başladı. İzleyicinin kafasında “Öldü mü?”, “Kayıp mı?”, “Nerede?” gibi sorular vardı. Son bölümde yaşadığı ortaya çıktı ama gizemler hemen çözülmeyecek. İlerleyen bölümlerde kaybolmadan önce başına gelenleri görünce bir kısım izleyici yaşananlara hak verecektir. Melisa’yla ilgili enteresan hikâyelerin izleyicileri şaşırtacağını söyleyebilirim.


Melisa ile sizin aranızda ne gibi farklar var?

Melisa’yla en büyük ortak özelliğim benim de birini sevdiğimde o kişiyi kaybetmemek için çabalamam. Bunu sadece aşk anlamında söylemiyorum. Ama ne yalan söyleyeyim Melisa kadar cesaretli değilim.


Dizi yazın başladı. Sezonda da devam edeceğinidüşünüyor muydunuz?

Hislerime güvenirim. Bu iş geldiğinde çok sevinmiştim. Dizimiz 2 başrolle sınırlı bir hikâye değil, herkesin bir hikâyesi var. Sadece bir aşkı veya aşk üçgenini anlatmıyoruz.






Dizinin izleyicilerinin sosyal medyada Melisa karakterine yüklendiklerini görüyorum zaman zaman.

Evet. Şahsıma güzel mesajlar oluyor ama Nazlı ve Savaş’ın arasına girdiğini düşündükleri için Melisa’yı taşlıyorlar. Bazen kırıcı şeyler de yazılıyor. Özellikle genç arkadaşlar kendilerini fazla kaptırmamalılar.





‘Arzum tiyatro yapmak’


Neden oyunculuğu seçtiniz?

Yaparken mutu olduğum için seçtim. Para kazanmak tabii ki önemli ama bir de mutlu olmak gerekiyor. Annem ve babam diş hekimi ama ben asla onlar gibi bir ofise kapanıp hayatımı sürdüremezdim. Hiperaktif değilim ama gülüp eğlenmeyi seviyorum. 22 yaşında neden oturayım ki?


Küçük yaşlardan beri settesiniz. Bu işi yapamayacağınızı düşündüğünüz oldu mu hiç?

Olmadı çünkü çok küçük yaşlarda başladım. O zamanlar eğitimim yoktu, bu iş bana doktorculuk oyanamak gibi geliyordu. Bilinçli olmadığım için endişe de yaşamadım. Başlayınca da devam etti.


Tiyatro deneyiminiz var mı?

Profesyonel anlamda tiyatro yapmadım ama Tuğrul Tülek’in asistanlığını yaptım. Lisedeyken Fransızca tiyatro kulübüyle yurtiçi ve yurtdışı festivallere giderdim. Profesyonele yakın müzikaller yaptık. Tiyatro yapmayı çok istiyorum, zaten konservatuvara girmemin en büyük sebeplerinden biri budur. Bir de sinemayı çok istiyorum.


‘Algı çok açık olmalı’


Oyunculukta sınırlarınız var mı?

Senaryo ne gerektiriyorsa oynarım, sınırlarım yok. Sonuçta her şey hayatın bir parçası ve biz de hayattan kesitler sunuyoruz. Tabii reyting kaygısıyla yapılan sevişme sahnelerine filan alet olmam.


Oyunculukta hayal gücü mü önemli yoksa bilgi mi daha ağır basıyor?

Bence yüzde 50, yüzde 50. Konservatuara başlamadan önce benim için hep hayal gücü, hayal edebilmek, gözünü kapattığında canlandırabilmek önemliydi. Ama konservatuvara girdikten sonra hocalarımdan bilginin çok önemli olduğunu öğrendim. Bir bilgiye sahip olman lazım. Yani bir dönem işi çekiyorsan mutlaka o döneme dair bir şeyler bilmen lazım. Çünkü bilmeden olmaz. Yalan olur, sahte olur. Canlandırdığın karakter gibi davranabilmek için bilmek zorundasın. Bir de akıl yürütebilmek ve algı çok önemli. Konservatuardaki hocam Murat Karasu’nun “Aptal insandan oyuncu olmaz’’ diye bir lafı vardır. Bu lafın doğruluğuna inanıyorum. Kamera önünde de sahnede de algılarınızın çok açık olması lazım.


‘Elim çok lezzetlidir’


İş dışında sosyal hayatta neler yapıyorsunuz?

Konservatuvarda okuduğum için sürekli kitaplarla haşır neşir oluyorum. Daha fazla şeye hâkim olabilmek için okuyorum, hobi olsun diye değil. Arkadaşlarımla ve ailemle gezmeyi çok seviyorum. Evde oturmaya dayanamıyorum, beni çok sıkıyor. Ancak yorgun olduğumda yatağıma uzanıp yabancı dizi izliyorum.


Evde oturduğunuzda mutfağa girer misiniz?

Girmez olur muyum? Yemek yemeyi ve yapmayı çok severim. Elim de oldukça lezzetlidir. Kardeşim hep “Hadi Ege mutfağa gir de bir şeyler yap” der. Benim bir spesiyalim var: Ege’nin spesiyali. Biraz benim uydurmam ama pilavı pirinçten yapmıyorum, şehriyeden yapıyorum.





‘Enerjim genetik’


Çok hızlı konuşuyorsunuz. Bunu düzeltmek için bir çabanız var mı?

Var tabii, olmaz olur mu? Bir kaptırdım mı konuşmam motor gibi gidiyor. Düzeltmeye çalışıyorum, çok uğraşıyorum. Hülya Gülşen bu konuda çok yardımcı oluyor bana. Tane tane konuşmayı, esler koymayı, nidalar, nefesler eklemeyi öğreniyorum.


Enerjniz çok yüksek. Bu enerji nereden geliyor?

Genetik. Benim annem ve dedem de böyle. Deli dolu bir aileyiz. Çok komiğiz, bütün gün gülüyoruz. Bana çalıştığım setlerde de “Sürekli gülüyorsun ve çok komiksin” derler. Eğlenmeyi ve gülmeyi çok severim. Telefonla uğraşmak yerine insanlarla sohbet etmeyi tercih ederim. Çevremdeki herkes “Çok enerjiksin, hiç durmuyorsun bizi çok güldürüyorsun” der bana.


Röportaj: Arif HÜR

Fotoğraf: Bilal ÇELİK

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.