Son dönemin en başarılı oyuncularından biri Burcu Biricik... Onun hakkında herkesten sevgi sözcükleri ve övgü cümleleri duyuyordum. Tanıştıktan sonra ne kadar haklı olduklarını anladım. Her şeyden önce şen kahkahaları var, devamlı gülümseyen bir yüzü ve girdiği ortama huzur veren bir enerjisi var. İşte o güzel enerjiyle karşınızda Burcu Biricik...


‘Çok Uzak Fazla Yakın’ vizyona girdi. Konusu nedir?

Üniversite yılları, sonrası ve yetişkinlik döneminde iki gencin arasında geçen, buram buram aşk kokan bir film. Aşkın nasıl evrim geçirdiği anlatılıyor. İlk günden itibaren nelerin değişip nelerin değişmediği görülüyor. Aslında tam bir kesit. Kalbe dokunan bir film yaptık.


Çok aşk filmi var. Sizinkini diğerlerinden farklı kılan ne?

Öncelikle Türkan Derya’nın enerjisi ve inancı. Her filmin kendine has bir farklılığı vardır. Hepimizin bahsettiği temel nokta; aşk ve his. Bizim filmimizde, bu çok gerçek ve çok yaşayabileceğimiz bir şey gibi geliyor. Hepimizin mutlaka gençlikte, olgunlukta ya da yetişkinlikte yaşadığı hisler bunlar.


‘YAŞLANMAKTAN KORKMUYORUM’


Filmde 3 farklı dönemi birden canlandırıyorsun. Bir oyuncu için çok önemli.

Beni heyecanlandıran şeylerden biri de buydu. Aslı’nın üniversite dönemleri ve bitirdikten sonrası, benim iç enerjime çok benziyor. İkimiz de kendimize güveniyor, ne yapmak istediğimizi iyi biliyoruz. İçimizde tuttuğunu koparan ama uçlarda yaşamayan bir kız çocuğu var. Asıl merak ettiğim, yetişkinlik dönemine hayat verirken ne çıktı?


Yaşlanmak seni korkutuyor mu?

Yok korkmuyorum, tonton bir anneanne olurum. (Kahkahalar) Küçük kırışıklıklar çıkmaya başladı. Sürekli sırıtan bir insanım ve gülmelerimden ötürü çizgiler çıkıyor.


Saçlarda beyazlar var mı?

Bir tane var ama saçım belli etmeyecek galiba. (Gülüyor) İlk gördüğümde çok korkmuştum. “Beyaz mı o beyaz mı?” deyip durmuştum. Anneannem ve dayımın saçları 15 yaşında bembeyazmış. Sanırım ailede iyi kurtulanlardanım.




‘ÇİZGİLERİMİ SEVİYORUM’



Estetik yaptırmaya sıcak bakıyor musun?

Kimseyi yaptırdığı için yadırgamam ve eleştirmem. Ben mimiklerimden para kazanıyorum ve çizgilerimi seviyorum. Yaşlanmış birinin yüzüne baktığında, yaşanmışlığı görüyorsun ve ben o kırışıklık durumunu seviyorum. İleride ne olur bilemem ama şu anki yüzümü ve vücudumu seviyorum.


Yaşamın, Antalya’da bir güzellik yarışmasına katılmanla mı değişti?

Lisede okurken, annem, abim ve ben birlikte yaşıyorduk. 3 ev arkadaşıydık. Onlar çalışıyordu, ben de yazları eve katkım olsun diye iş bakıyordum. Asistanlık filan yaparım diye, bir ajansa gittim. “Güzellik yarışmamız var. Seni oraya alalım” dediler. Annem ve abim katılmamı istediler. Birinci oldum. O taç, annemin evinde güzel bir anı olarak duruyor.


Çocukken hayalin neydi?

Mahalleyi toplayıp, yaptığım taklitler ve anneannemden bulduğum kıyafetlerle hazırladığım gösteriler vardı. Onlar da kıyamam, hepsini izlerlerdi. Beni komşularım yarattı. (Kahkahalar) Ama televizyon ve sinema alanındaki oyunculuğu hiç düşlemezdim. Dedem hep, “Tamam kızım hayalin oyunculuk ama bir altın bileziğin de olsun” derdi ama ben o altın bilezik hayalini hiç kurmadım.



‘YAZLARI KAFEDE ÇALIŞIRDIM’



Anne ve babanın sen küçükken boşanması, seni nasıl etkiledi?

Çok etkilemedi. Ailede erkek anlamında dedem, dayım ve ağabeyim vardı.


Erken olgunlaştın mı?

Kesinlikle, çalışıp eve para getirmenin önemini erken yaşlarda kavradım.


Kazandığın ilk parayı hatırlıyor musun?

Yazları Antalya Elmalı’da bir kafede çalışıyordum. Kazandığım parayı da dedeme veriyordum. Aileye ne gelirse, tek bir kasada birleşirdi. Dedem de bana, kafi miktarda geri verirdi.


Biraz da aşktan konuşalım. Aşk nedir sence?

Huzurlu bir yaz akşamı.


Eşin Emre Yetkin’e olan aşkın?

(Düşünüyor) Sırt çantalarımızla ikimiz saçmasapan bir yerde geziyoruz. (Kahkahalar) Çok eğleniyoruz, gözlerimizin içine baktığımızda o güveni ve huzuru alıyoruz.


Nasıl tanıştınız?

Emre, arkadaşımın kuzeniydi. Onun vasıtasıyla 4 yıl önce tanıştık. 2 yıl sonra tekrar bir yerde karşılaşıp sohbet ettik. O günden sonra, her gün beraberiz.

Evlenme teklifini dağın tepesinde mi yaptı?

Evet, aslında o bambaşka bir şey tasarlamış. Başka bir yere gidecektik, her şeyimiz hazırdı ama bir volkan patlaması sonucu bütün uçak seferleri iptal oldu. Biz de ertesi gün Sri Lanka’ya uçmaya karar verdik. Farklı bir şey olması için dağın tepesinde evlenme teklif etmeye karar vermiş.

Hemen ‘Evet’ dedin mi?

Yok. Son dakikaya kadar ne yaptığını anlamadım. Kırmızı kutuyu görünce, bir teklif aldığımı anladım. “Ama ben çok küçüğüm” diye bir cümle çıktı ağzımdan. Ki aslında evlilik fikrini aşılayan bendim. “Bak ne güzel arkadaşlarımız evleniyor. Sürekli düğündeyiz” diyordum. (Gülüyor) Sonra Emre, “Burcu, hâlâ evet demedin?” deyince, “Eveeet” diye kabul ettim.





‘Çocuk için 2-3 yıl var’


Düğününüz de çok eğlenceliydi. Dans ederek geldiniz.

Çok küçük bir düğündü ve çok samimi olduğumuz can dostlarımız vardı. Herkesin rahat ve içinden geldiği gibi eğlendiği bir düğün oldu.


Gelinliğin de çok hoştu.

Çok teşekkür ederim. Gelinliği ilk gördüğümde annemin sandıktan çıkardığı bir gelinlik hissi uyandırdı. Arabamız, Emre’nin damatlığı, düğün süslemeleri her şey çok nostaljikti.


Anne olmaya hazır mısın?

Emre ile ara ara konuşuyoruz. 2-3 yıl sonra çocuk yapmayı düşünüyoruz. Biraz benim de olgunlaşmam gerekiyor. Bir anda parlayabiliyorum. Daha sabırlı ve tatlı bir anımda düşünüyoruz. (Gülüyor)


‘İnsanların sevgisi harika’


Erken evlenen oyuncular için, “Kariyerinin başında evlenmemeliydi” eleştirisi yapılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?

Ben ikisini birbirinden ayırmıyorum. Kariyerim ve özel hayatım bir bütün. Anne olacaksam, bu da onun içinde. Bunlar iç içe geçip birbirinin ayağına basmadan ilerlemeli. Ben bunu başarmaya çalışacağım.


Son dönemde yıldızı en çok parlayan oyunculardan birisin. Bu popülerlik yaşamını nasıl etkiledi?

Şu an çok mutluyum. Hayatımı kısıtlayan hiçbir şey yok. Her şey çok tadında. İnsanların sevgisi harika. Instagram’da fotoğraflarımın altına çok güzel şeyler yazıp dualar ediyorlar. Gözlerim dolarak okuyorum. Her türlü eleştiriye açığım. Ama bana yapılan eleştiri de güzel bir enerjiyle yapılıyor. O yüzden çok mutluyum.




Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.