Behzat Gerçeker ve Ziynet Sali ‘Bir Melekten Hediye’ adlı single için bir araya geldi. Şefliğini Gerçeker’in yaptığı ENBE Orkestrası çaldı, Sali söyledi. Kariyerlerinde üçüncü kez bir araya gelen Behzat Gerçeker ile Ziynet Sali, birbirleri için neden özel olduklarını, ‘Bir Melekten Hediye’nin kendilerini yeniden buluşturma hikâyesini, müziğin sorunlarını, toplumsal olaylarda konserlerin iptal edilip edilmemesi gerektiğini ve iyi bir şarkının hangi özelliklere sahip olması gerektiğini anlattı.

‘Birbirimiz için özeliz’


Ziynet Sali ile üçüncü kez çalışıyorsunuz. Kendisini özel kılan nedir?

Behzat Gerçeker: Ziynet hem ülkemizin önemli yorumcularından biri hem de benim çok sevdiğim, ailece görüştüğüm bir dostum.

Ziynet Sali: Müzik bir duygu işidir. Aynı hislere sahip olmadığımız biriyle bırakın birlikte iş yapmayı yan yana durmak bile istemeyebiliriz. Benim için öncelikli kriter iyi insan olması. Behzat hem iyi bir insan hem de müziği iyi biliyor ve çok seviyor. Titiz, disiplinli, saygılı ve akademisyen olması Behzat’ı benim için her zaman özel kılmıştır.


‘Bir Melekten Hediye’ için nasıl bir araya geldiniz?

B.G.: ‘Bir Melekten Hediye’ Ziynet’e geldi. Nasıl geldiğini o anlatsın.

Z.S.: ‘Bir Melekten Hediye’yi Günay Çoban mail’le yollamıştı. Melankoli yaşadığım bir dönemde, Bursa konseri dönüşünde otomobilin arka koltuğuna uzandım, taktım kulaklığımı. Şarkıyı dinlerken gönül telim titredi.


Neden melankolik bir dönem yaşıyordunuz?

Z.S.: Kalbimin kırık olduğu bir dönemdi. O dönem aşk kıvılcımlarının olmasını istiyordum ama kalbimin kırıklığı aşka dayalı değildi. ‘Bir Melekten Hediye’yi bir kez daha dinledim. Kendi kendime “Acaba kalbimin kırıklığı nedeniyle mi şarkıdan bu kadar etkilendim?” diye sordum ama sonra “Nedense neden! Benim gönül telimi titretti. Dinleyen herkesin de gönül telini titreteceğinden eminim” dedim. Ertesi gün Behzat’la birlikte bir konserimiz vardı. Kuliste şarkıyı Behzat’a dinlettim.


‘Bizi çok heyecanlandırdı’


İlk tepkisi ne oldu?

Z.S.: Müzik için iyi bir şeyler yapmaya, müziğin yansıttığı sinerjiyi, güzelliği insanlara ulaştırmaya çalışanları hep çok sevmişimdir. Behzat da böyle biri. ‘Bir Melekten Hediye’yi dinlerken Behzat’ın nasıl heyecanlandığını gördüm. “Çok heyecanlandın, ben de öyle. Haydi birlikte yapalım” dedim. Ertesi gün çalışmaya başladık.

B.G.: Bir şarkının oluşturacağı etkinin nasıl olacağının bir ölçüsü yok. Şarkıyı bir yere yükleyip dinleyenlerin nasıl tepki vereceğini ölçemeyeceğimize göre belirleyici unsur histir. Ziynet’le birbirimizi yıllardır tanıyoruz. Bu nedenle bir şarkıya verdiğimiz tepkinin ne anlama geldiğini iyi biliriz. Bir şarkıyı beğenmezsek direkt olarak “Beğenmedim” deriz. Beğenirsek bir şey demeyiz ama tepkimiz şarkıdan ne kadar etkilendiğimizi zaten ortaya serer. ‘Bir Melekten Hediye’ zaten güzel. Bir de tam Ziynet’in ses tonuna uygundu. Güzel de klip çektik. Dinleyenlerden aldığımız tepki ‘Bir Melekten Hediye’de nokta atışı yaptığımızı gösterdi. İnsanları başka dünyalara götürmenin, keyif vermenin, umut aşılamanın derdindeyiz. ‘Bir Melekten Hediye’ de bu isteklerimizin gerçekleşmesi için çok iyi bir aracı oldu.

‘Kaliteli ve kalitesiz ayrılacak’

İyi şarkının tanımı nedir?

B.G.: Ziynet’in dediği gibi insanın yüreğinin telini titreten şarkı iyidir. Bazı şarkılar bir kez, bazılarıysa 3-5 kez dinlendiğinde etki eder. ‘Bir Melekten Hediye’ sanıyorum ilk dinlendiğinde insanların yüzünde bir tebessüm bıraktı, şarkıyı bir daha dinleme isteği yarattı.

Z.S.: Kesinlikle katılıyorum.

B.G.: Sonuçta bir şarkının iyi olup olmadığına toplum karar verir.

Z.S.: Kalite nedir? Yurtdışındaki meslektaşlarım da aynı soruyu soruyor. İnternette 250 milyon kez dinlenmiş olması onun kaliteli olduğunu gösterir mi? Her şey birbirine o kadar karıştı ki...

B.G.: Renkler birbirine geçti. Neyin ne olduğunu anlayamıyoruz. Sektörün sorunları sona erdiği, renkler birbirinden ayrıldığı zaman kaliteli şarkı, kalitesiz şarkıdan ayrılacak.





Klasik bir konu ama şarkılarımızı yurt dışına neden satamıyoruz?

B.G.: Zamana ihtiyacımız var.

Z.S.: Saray müziğimiz, klasik Türk müziğimiz ne yazık ki dünya çapında keşfedilmemiş, kendi dönemlerinde kalmış. Çok zengin içeriğe sahip olmasına rağmen bizim müziğimiz topraklarımızın dışına çıkamamış. Yunanistan şu kadarcık ülke ama Grek müziğini, sirtakiyi, buzukiyi bütün dünya biliyor. Oysa bizim de çok kıymetli, üst düzey müzisyenlerimiz var ama maalasef çeşitli festivallere katılmanın ötesine geçilemiyor.


‘Müzik salt eğlence değildir’

Bir toplumsal olay sonrası konserlerin iptal edilmesi doğru mu yoksa yanlış mı?

Behzat Gerçeker: Müzik salt eğlence değildir. Bir doktor olay günü hastaneye gitmiyor mu, bir bankacı banka şubesine gidip parasal işlemlerle uğraşmıyor mu? Konserler neden iptal ediliyor? O günlerde hayatlarını kaybedenler için ciğerlerimiz yanıyor. Ailelerinin nasıl bir halde oldukları gözümüzden önünden gitmiyor. Konserlerde şıkıdım şıkıdım oynayalım, göbek atalım demiyorum. O günkü repertuvar değiştirilebilir. Acıyı müzikle de paylaşabiliriz.

Ziynet Sali: Müzik sanatın en güçlü, iyileştirici ve birleştirici dalıdır. Bu zamanlarda sanata sarılmak çok önemli.


‘Dijital çağa ayak uyduramayanlar sektörün dışında kaldı’

Müziğin günümüzde en büyük sorunu nedir?

Behzat Gerçeker: Müzik doğal olarak dijital bir dönem yaşıyor. Bir geçiş dönemindeyiz. O geçişi tam olarak yapamadığımızı düşünüyorum.

Ziynet Sali: Bir de hızlı tüketim sorunu söz konusu.

B.G.: İnsanlar albüm yaparken korkuyor. 10 şarkılık bir albüm düşünün. Bir de bunların klipleri var. Bu hızlı tüketim çağında 10 şarkılık albüm yapmak zor. Dijital çağa ayak uyduramayanlar sektörün dışında kaldı. Böylesine hızlı tüketimin olduğu bir dönemde dinleyiciler için özel olmalısınız, onlara ulaştırdığınız şarkılar da özel olmalı. O da ancak en iyi şekilde yazmakla, en iyi şekilde bestelemekle, en iyi şekilde seslendirmekle, en iyi şekilde çalmakla mümkün olabilir.

Z.S.: Bir de sahne sorunumuz var.


‘Ülkemiz sahne konusunda çok geride’


“Sahne sorunumuz var” dediniz, bunu biraz açar mısınız?

Ziynet Sali: Ne yazık ki ülkemiz sahne konusunda çok geride. İmkânlar ve şartlar yetersiz.

Behzat Gerçeker: Rihanna, Kuruçeşme’de sahne kuramadı. Çünkü boyutu onun sahne kurması için yetersizdi. Madonna, Türk Telekom Arena’daki konseri için 25 TIR’la geldi. Konser bitti, o 25 TIR dolusu malzemeyle kurulan sahneyi 15 dakikada söktüler. Nasıl bir uzmanlık anlatamam. Adamlar işlerini bütün dünyaya sattıkları için konserleri de sahneleri de öylesine görkemli oluyor.

Z.S.: Biz de Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde 2 konser vereceğiz diye debelenip duruyoruz. Masraflar karşılanamazsa cebimizden para çıkıyor.


Röportaj: Mehmet Çalışkan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.