Şişmanlar şapşal, zayıflar sinsi mi?

Valla tüylerinizin diken diken olduğunu görür gibiyim. Ben demiyorum inanın ki.


Yapılan anket ve araştırma sonuçlarında bakınız neler var.


Menchester Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırma sonucu, aşırı kilolu bir kadının normal kilodaki bir kadına göre daha düşük maaş ve daha az liderlik fırsatı olan işlerde yer aldığı ortaya çıkmıştır. (yani nedir zayıf olmak büyük bir avantaj) Bir başka araştırma da Amerika’da Glamour Dergisi tarafından yapılmış. 18–40 yaş arası 2000 kadına bir anket uygulanmış. Ankette, kilolu ve zayıf kadınları tarif eden bir kelime söylemeleri istenmiş.


Sonuç ürkütücü…


Ankete katılan kadınlar kilolu kadınları, zayıf kadınlardan 6 kat daha fazla yavaş, 7 kat daha fazla disiplinsiz, 9 kat daha şapşal ve 11 kat daha tembel buluyormuş...


Durun daha bitmedi.


Aynı kadın katılımcılar zayıf kadını tanımlarken, 2 kat daha fazla kötü niyetli, sinsi veya içten pazarlıklı, 4 kat daha bencil, 8 kat daha kibirli buluyormuş.


Bu araştırma sonuçlarını okuduğum da ağzım bir karış açık kaldı.


Düşünebiliyor musunuz bu sorular sadece kadınlara sorulmuş. Yani zayıf kadın zayıf kadını güvenilmez buluyor, şişman kadın da şişman kadını tembel ve şapşal buluyor.


Ne feci sonuçlar, hani derler ya ‘’insan insanın kurdudur’’ diye. Yok yok bence sonuçlar gösteriyor ki ‘’kadın kadının kurdu’’ ne yazık ki.


Beden ölçüsü hepimiz için çok çok önemli. Maalsef kilolu olmak her zaman hor görülen açı bir gerçek haline dönüştürülmüş veya dönüştürmüşüz.


İçinde yaşadığımız tüketim toplumunda kilo almadan yaşayabilmek ne kadar mümkün onu da bilmiyorum. Aslında bu sonuçlar da tüketim toplumunun bir göstergesi. Yanlış ve olumsuz algılar oluşturarak aç gözlü sektöre dolaylı olarak hizmet etmek.


2012 yılını yarıladığımız şu günlerde tıp birçok şeye çare bulabildi ama şişmanlığa maalesef bir türlü çare bulamadılar. Gün geçmiyor ki medyada yeni bir diyet haberi çıkmasın. Müthiş bir pazar oluşmuş durumda.


Bir yandan en çekici şekilde sunulan son derece lezzetli yiyecekler ile kilo aldırılıyor, bir yandan da zayıflayabilmek için binlerce diyet kitapları, kitapcıların en çok satanlar listesinde yerlerini koruyor.


İnce ve genç görünme tutkusu değişmediği sürece yeni ve mucizevi diyet arama umudu hiç eksilmeyecek gibi görünüyor.


Kendi adıma konuşmak gerekirse hayatımın her döneminde vermek istediğim bir 3 kilom olmuştur.


Lise yıllarından bu yana kaç liste denedim hatırlayamıyorum. Karpuz peynir, İsveç diyeti derken listeler yerlerini kitaplara terk etti. Atkins amcam, Dukan amcam derken hep verilen o 3 kilo ve en geç iki ay sonra geri gelen kilolar.


Ve elime en son geçen kitap ‘’Dönüşüm Diyeti’’ biraz şaşırttı beni.


Hiç öyle listeler vermiyor, hatta mantı seviyorsan seviyorsundur diyor ve ekliyor sevdiğin şeyleri yemelisin, yasaklar her daim çok cezp edicidir. Yasak yok. Sonra psikolojik olarak okuru sanki karşılıklı konuşur gibi inanılmaz motive ediyor.


Bu hafta ‘’Dönüşüm Diyeti’’ kitabının yazarı Diyetisyen Simge Çıtak ile keyifli ve son derece aydınlatıcı bir söyleşi yaptım.


Merak etmeyiniz sizin yerinize kafamdaki ‘’Dönüşüm‘’ ile ilgili her şeyi sordum. Benim aklıma yattı bu dönüşüm işi.


Ya sizin?


>> Röportajı okumak için lütfen tıklayın…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.