Bazen çocuklar bilmezler asıl istediklerini…

Yaşamda her şey bir denge ile yürüyor… Dengede en ufak bir sapma olursa, sonuçları da dalgalar gibi büyüyerek bizi etkiliyor... Doğada her şey dengede... Vücudumuz bir denge şaheseri; en ufak bir dengesizlik bizi hem psikolojik hem de fiziksel olarak etkiliyor.


Çocuklardaki denge hepsinden daha hassas... Bebeklikten itibaren, bulunduğu ortamdan, yediği mamanın sıcaklığından tutun, verdiğiniz sevginin veya kızgınlığın bile dengesi önemli...Tabii onlara verdiklerimiz, aynı zamanda bir insanın şekillenmesinin temelini de oluşturuyor. Bilirsiniz her jenerasyonda çocuklarla ilgili yapılacaklar ve yapılmayacaklar değişir. Eskiden bebekler sırtüstü uyutulurmuş, sonra yüzüstünün daha sağlıklı olduğuna geçilmiş, sonra yan yatarak daha iyi denmiş... Şimdi nerelerde bilmiyorum. Ama mutlak değişmiştir...


Çocuklar büyütülürken değişmeyen ve değişmemesi gereken bir denge var ki çok önemli: EVET - HAYIR dengesi...


Şöyle bir yaşamınıza bakın öncesine bir bakın. Hayatınızdaki evet ve hayırları gözden geçirin. Hep dengede olmalılar. Hayatında hep EVET’lerle dolu bir insan olabilir mi?


Veya hep HAYIR denmiş bir insan? Peki biz ne yapıyoruz: "Aman ben yapamadım onun her istediğini yapayım" diye çırpınıyoruz. Peki biraz daha büyüyüp, topluma yalnız katılacak yaşa gelince karşılaşacağı HAYIR’lara hazırlıyor muyuz onları? Yoksa olmayan her istekleri, duydukları her HAYIR için onları mutsuzluğa mı itiyoruz.....


Geçen gün bir toplulukta 30’larının başında, tatlı genç bir hanımla konuştuklarım bana bunları hatırlattı... Ve bu uyarıyı bir kere daha yazmaktan kendimi alamadım... Genç kız, küçükken atlara çok meraklıymış. Öyle ki ortaokul yıllarında ebeveynleri onu hem lisanı ilerlesin hem de atlarla daha da ilgilenebilsin diye Londra'da bir yaz okuluna yollamış. Çocuk, okulda atlarla ve derslerle çok mutluyken, bir gün atları temizleme ve bakımlarına ait bir programa katılmış. Ve pisliklerden iğrenip, annesine geri dönmek istediğini söylemiş. Anne de hemen onun dediğini yapıp onu geri çağırmış...


Şimdi genç kız hayatının en önem verdiği konudan böylelikle uzaklaştırıldığını, mutlu olacağı şeyi yapamadığını, annesinin buna destek olmadığını anlatıyor... Annesi ise "Ama sen istedin" diyor, gözlerinde annelerin en sevdiklerine baktıkları bakışla.....


Genç kızın cevabı ise her evlat gibi acımasız. "Annecim ben küçük bir çocuktum, ne bileyim. Senin beni anlayıp bana HAYIR demen gerekirdi. Büyük olan, hayatı bilen sendin. Ben bilemezdim ki......"

İşte hikaye bu... Beni çok etkiledi... Umarım, bu hikaye EVET’lerinizde , sizin de aklınıza gelir ve dengenizi kontrol ederek sonradan çocuğunuzun gözlerinde "o bakışla" karşılaşmanızı engelleyen kararlar alabilirsiniz...


Sevgi ile denge ile doğru kararlarla kalın...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.