Aynadaki gündönümü

Her gün biraz daha eski gördüğün suret. Tek bildiğin bu. Aradığın ne? Bir çizgi mi? Al işte, bir sürü var. Kaybettiğin tazelik mi? Evet, eskisi gibi ışıldamıyor artık yüzün. Bir gülümsemeyle kendine gelirdin eskiden. Şimdi pek işe yaramıyor. Vesikalık fotoğraf gülümsemesi gibi. İçinden gelmeyince zor. Ayna seni geçmişine götüremez, biliyorsun. Hep bildin. Bunun içindi sana geçmişini hatırlatan dostlarla buluşmalar. İlk aşkın acemiliği, yağmurda ağaç olmalar, bitmeyen akşam yürüyüşleri, gece gelen telefonlar, her defasında aynı yerde gerçekleşen sözde rastlantı, eksik günbatımları, dalga sesleri, pir aşkına dolunaylar…


Keyif aldın. İtiraf et. Anason kokusu anılarının kokusu oldu. Ama kurulan her masa, seni aradığından biraz daha uzaklaştırdı. Her seferinde aynanın karşısına döndün. Gördüğün tek şey, çizgilerin arasına karışmış anı kırıntılarıydı. Tazelenmeyi beklerken.


Zamanı kendi yüzünde izlerken kaçırdıklarını düşündün mü hiç? İşte bahar bunun için var. Genç bir tay gibi tepelerden aşağı koştuğun günleri unut. Her sokağı denize çıkan kentin taş döşeli sokaklarını geç. Bahar, içinde tortulanıp kalmış zamana yaptığın başkaldırıdır.


Haydi, pencereye git. Bak evin önündeki erik ağacı nasıl büyümüş kendinle ilgilenirken. Bahara kesmiş badem ağacı nasıl da çiçekler içinde. Yenilenmek istiyorsan bahara dön yüzünü, aynalara değil. Öyle ki, bu bahar, geçmişine yaptığın başkaldırının aynadaki gündönümü olsun.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.