Peynir ve yoğurt yemeği neden bıraktım?

Bizimkisi bir aşk hikayesi. Öyle böyle değil. Peynir, yoğurt ve ben kedimi bildim bileli ayrılmaz bir üçlüyüzdür. Peynir ve yoğurt yemediğim tek bir günü bile hatırlamıyorum. Hatta çoğu zaman her öğün ya birini ya ötekini yerim. Beslenmemin ana ekseni bu ikisi etrafında oluşur. Tabii uzun yıllar halimden memnundum. Son derece sağlıklı beslendiğimi düşünüyordum. Sütü ise annem zorla içirmeyi bıraktığını zannediyorum, 11 yaşımdan bu yana ağzıma bile sürmedim. Hatta sütün yararlı değil zararlı bir gıda olduğu anlaşılınca da zil takıp neredeyse oynadım. Oh olsun, süt hayatımızdan artık çıkmıştı. Kızım da ağzına inek sütü değmeden büyüdü. Ama kefir içiyor ve yoğurt yiyordu. Ben de durumdan mutlu, kendimden gururluydum.

Hatta 4 yaşlarındayken yaşlı bir bey parkta Ladin’e “Süt içiyor musun?” diye sormuştu. Ladin de “Hayır” deyince, adamcağız Ladin’e “Ama olmaz büyüyemezsin” diye gözdağı vermeye kalkmış, oyunuyla meşgul olan Ladin hiç oralı olmayarak “Büyürüm” deyip geçmişti. Ben de dev süt düşmanı olarak tabii zevkten zevke koşmuştum.

Gelin görün ki son yıllarda sütten sonra peynir ve yoğurdun da sağlığa zararlı pek çok etkisi konuşulmaya başlandı. Orada benim bir şalter attı. Hem çocuğa veriyoruz hem kendimiz deli gibi tüketiyoruz. Üstelik konu sadece endüstriyel hayvancılık nedeniyle hazır yem ile beslenen, otlamayan, güneş göremeyen ineklerin sütünden yapılan yoğurdu ve peyniri tüketiyor olmamız değil. Süt ürünlerinin neden olduğu en büyük sağlık sorunu, enflamasyon. Yani ödem! Ödem deyip geçmeyin. Şu anda sağlıklı beslenmenin odağı bağırsak sağlığı ve ödem odaklı. Çünkü bu ikisi birçok hastalığın ana nedeni olarak görülüyor.

Eklem, kas ağrısı ve baş ağrısı gibi pek çok şikayet ödem ya da bağırsak florası bozukluğundan kaynaklanabiliyor. Bana peyniri bıraktıran da işte bu oldu. Yaşam kalitesi kadar önemli bir şey yok. Kalori ve yağ beni hiçbir gıdayı bırakmaya ikna edemez. Ama yaşam kalitesi derseniz orada dört kulak sizi dinler hale geliyorum. Son bir yılıdır Lodos’ta başım ağrımaya başladı. Malum İstanbul’un lodosu da eksik olmaz! Ellerimde de kendini iyice belli eden bir şişlik var. Belli ki vücudumda ciddi bir ödem söz konusu. Hayat kalitem etkilenmeye başlayınca eliminasyon denen yöntemi el yordamı ile denemeye karar verdim.

Hal böyle olunca, peyniri ve yoğurdu 10 gün önce kestim. İki ay hiç tüketmeyeceğim sonra azar azar deneyeceğim. Yani iyi gelmediğinden şüphelendiğim gıdayı önce kesiyorum bedenimi dinliyorum, sonra azar azar yemeğe başlayıp bedenimin ne tepki vereceğine bakıyorum. Buna da eliminasyon deniyor. Tabii daha sistematik yapılan bir şey, aslında önden yapılan bir detoks ve sonrasında gıdaları yavaş yavaş ekleyip bedeni gözleyerek yapmak çok daha sağlıklı ama şu an için benim elimden bu kadarı geliyor.

Gluteni bırakalı da iki ay oldu. İlk kez bu kadar uzun süre bırakabildim. 6 aya kadar hiç tüketmeyip sonra düşük dozlarda onu da test etmek istiyorum. Bakalım bedenim ne diyecek? Artık 'peynir kötü', 'yoğurt iyi' gibi genel geçer kuralları beslenmede ciddiye alamıyoruz. Herkesin bedeninin reaksiyon verdiği gıdalar farklı ama bende olduğu gibi elleriniz şişse ve baş ağrısı gibi semptomlar varsa, beslenme şeklinizi gözden geçirmeniz gerekiyor.