Beynimizi kamçılayalım!

İş dünyasında dinamikler bu kadar hızlı değişirken fark yaratmak için kesinlikle yaratıcı olmalıyız. Artık herkes ile aynı fikirde olmak aslında bir fikir sahibi olmamak anlamına geliyor. Şirketlerin yaratıcı fikir projeleri, öneri grupları, fikir kumbaraları, bir fikrim var kutuları, en yaratıcı departman yarışmaları bize iş dünyasında yaratıcılığa her geçen gün daha çok önem verildiğini gösteren canlı örnekler…


Şirketlerin yaratıcı düşünceleri ortaya çıkartmak için çalışanlarına daha fazla fırsat yaratması çok önemli. Yenileşim hareketlerinin tüm şirkette aynı heyecan ile uygulanması, şirkete kısa ve uzun vadede değer katacak projelerin doğacağı ortamlar yaratılması, tüm önerilerin değerlendirmeye sunulması, konulara alışılmadık ve orijinal yaklaşımlar çağdaş iş süreçleri oluşturmak adına son derece önemlidir.


Yaratıcı olmak her şeyden önce farklı bir bakış açısına sahip olmayı gerektiriyor. “Herkesin ‘olur’ dediğine neden olsun, herkesin ‘olmasın’ dediğine neden olmasın?” yaklaşımı ile bakmak ve konulara bu bakış açısı ile yaklaşmak düşünme ve yaratıcılık arasındaki bağların sıkı olması, yeteneklerin bilinmesi ve geliştirilmesi adına her bireyin daha etkin görevlendirilmesi ilham verici iş ortamlarının yaratılmasına büyük katkı sağlar.


Yaratıcılık, hayal etme, farklı yollar keşfederek yeni fikirler geliştirebilme yeteneğidir. Herkesin baktığı noktaya herkesle aynı zamanda bakmak, bununla beraber herkesin görmediğini görebilmek ve hayal edebilmektir.


Parfüm şişesinden, karbüratöre…


Geminin yelkenine bakıp, yel değirmenini keşfeden ilk insan, parfüm şişesinin püskürtücüsüne bakıp karbüratörü bulan insan, bakteri küfüne bakarak antibiyotiği bulan bilim insanı hep aynı yere bakan ve farklı düşünendir.


Arnold Ludving’e göre yaratıcılığın ilk aşaması hazırlık sürecidir. Önce bir problemi çözmeye çalışırız, bir süre farklı ve yaratıcı çözüm yolları ararız. Sonra problemi cam bir fanusa koyar ve beklemeye başlarız. Başka bir işle meşgulken, gezerken, gözlemlerken hatta her gün yaşadığımız her zaman ki ortamlarımızda günlük rutinlerimizi sürdürürken birden "evreka" anı yaşarız.


Bu "evreka" anları genellikle zihnimizin berrak ve rahat olduğu zamanlardır. Beklenmedik anlardır, sonucu önemlidir, sosyaldir, sanatsaldır, bilimseldir ve daha pek çok anlamda değerlidir.


Örümcek ağından, asma köprüye…


İşte Asma Köprüsü de böyle bir anda icat edildi. Sir Samuel Brown, Tweed Irmağı’nın yakınında oturuyordu. Bu ırmağın üzerine ucuz fakat sağlam bir köprü yapmayı planlıyordu. Bir gün bu düşüncelerle bahçesinde gezerken gördüğü örümcek ağı ona, demir ipler ve zincirlerle bir asma köprü kurabileceği fikrini verdi. Sonuç; beklenmeyen anlarda yanan ışıkları ile yaratıcılığın tüm tarihe ve insanlığa katkısı… Asma Köprünün icadı…


Yaratıcı düşünceler geliştirmenin kilit taşlarından biri de bakış açımızda farklılıklar oluşturmaktır.


Phantom Tool Booth bakış açılarındaki farklılıkları şu sözleri ile çok güzel ifade ediyor; “Buradan bir kova su gibi görünüyor, ama bir karıncanın bakış açısından engin bir okyanus, bir filin bakış açısından sadece soğuk bir içecek, bir balığın bakış açısından ise elbette onun yurdu…”


Da Vinci gibi düşünmek için potansiyelimizi bilmek…


Yaratıcı olmak beynimizin doğal yeteneklerini değerlendirmekten geçer, beynimizin doğal yeteneklerini değerlendirmek pratik olarak "Da Vinci Gibi Düşünmek"tir. Michael J.Gelb’in "Da Vinci Gibi Düşünmek" kitabında anlattığı önemli detaylar var sizlerle paylaşmak istediğim. Beyniniz yaratıcılığınızın kaynağı ve bu kaynak herhangi bir süper bilgisayardan daha esnek ve çok boyutludur. Her saniyede yedi yeni şeyi öğrenebilir ve her zaman öğrenecek daha çok bilgi için yeterli yere sahiptir. Doğru şekilde kullanırsanız yaşlandıkça gelişir.


Biriciktir yaşamakta olan insanların hiçbirinde aynısı yoktur ve daha önce yaşamış olan insanlarda da bir benzerine rastlamak mümkün değildir! Sınırsız sayıda bağlantı yapma ve düşünme potansiyeline sahiptir.


Herkesin yaratıcılık süreci farklı beslenir. Ben sevdiğim bir kitabı okurken, ruhumu dinlendiren bir filmi izledikten sonra, keyif aldığım bir mekânda sıcak çayımı içerken yaratıcılığıma “Haydi Sahne“ diyebilenlerdenim.


Yaratıcı düşünmenin, stratejik düşünme ile birleştiği ve yepyeni bir düşünce sisteminin temellerinin atıldığı günümüz dinamiklerinde söz sahibi olmanın ve fark yaratmanın tek yolu yaratıcı olmak, yaratıcı düşünmek ve yaratıcılık ile farkındalık ve yaratıcı vizyon yaratmaktan geçiyor.


Değişimin kaçınılmaz olduğu dünyamızda her günkü bilgi yarın eski bilgi olurken yaratıcı düşünmek olmazsa olmaz şeklini alıyor. Heraklit’in “Her gün yeni bir güneş doğar” sözleri yaratıcı düşüncenin söz konusu değişen dünyada ne kadar büyük önem taşıdığını ispatlar nitelikte…


Işığı fark etmek için…


Sevgili iş kadınları yaratıcılık ve yenilikçilik yolculuğunda büyük düşünmek önemlidir. Işığı fark etmek demektir.


Büyük düşünerek zihnimizi kutularda sıkışmaktan kurtarırız, düşüncelerimize özgür alanlar yaratırız ve elimize geçen fırsatları doğru değerlendirebiliriz.


Büyük düşünmemek bazen elimizdeki değerleri doğru zamanda doğru yerde kullanamamaya neden olabilir.


Sahip olduklarımızı kolayca değerlendirebilecekken önyargılarımız ve kutulara koyduğumuz düşüncelerimiz yaratıcılığımızı hapsettiği gibi başarıya giden yoldaki fırsatları da kaybetmemize neden olur.


Büyük balık mı? Küçük tava mı?

Jim Corbett ağır sıklet boks şampiyonu olduğu dönemde, göl kenarında bir gün koşu antrenmanı yaparken balıkları birbiri ardına ağına çeken bir balıkçı görür. Dikkatlice baktığında balıkçının yakaladığı büyük balıkları tekrar göle, küçük balıkları ise kendi kovasına attığını fark eder. Balıkçıyı şaşkınlıkla izler ve daha fazla dayanamayarak balıkçının yanına yaklaşır ve bu hareketlerinin nedenini sorar.


Balıkçı : “Bu durum beni de rahatsız ediyor der. Ve ekler; fakat başka şansım yok. Elimde kullanabileceğim tek tava var, o da çok küçük!”

İşte bakış açımızı sınırlamak, her zaman gittiğimiz yolun en kestirme yol olduğunu düşünmek, büyük düşünmenin tehlikeli olduğuna inanmak yaratıcılığımızın ortaya çıkmasını önleyen bariyerlerdir.

Zihninizdeki kilitleri açtınız mı?

Ben her zaman yaratıcılık sürecinde zihnimin kilitlerini açmanın ve “Farz edelim ki” sorusunu her fırsatta sormanın çok yararlarını gördüm. "Neden yaratıcı olmalıyım?" diye sordum hep kendime… Cevap; değişime uyum sağlayabilmek için, değişim hızla gerçekleşirken artık mevcut sorunları dünün yöntemleri ile çözmek imkânsız hale geliyor. Ya oturup işlerin eskisi kadar kolay olmadığına sızlanıp şikâyet edeceğiz ya da yaratıcı yeteneklerimizi kullanıp yeni cevaplar, yeni çözümler ve yeni fikirler üreteceğiz.


Yaratıcılık sürecinde kâşif olmalıyız; bulunduğumuz ortamlarda her zaman varsayımları unutmalı ve yeni cevaplar aramalıyız. 19. yüzyılda İngiliz bahçe mimarı Joseph Paxton, dünyanın ilk cam-demir binası Crystal Palace’ı, dev su nilüferi Victoria Amazonica’nın destekli yaprak damarlarını inceleyerek dizayn etmiştir.


Ayrıca unutmayalım ki yaratıcılık eğlenceli bir süreçtir.

Yaratıcılığımın sahne aldığı zamanlarda kendimi bir kâşif, bir mizah ustası, kalıplara meydan okuyan bir sanatçı, cam ve demir ile oynayan bir mimar, uçaktan atlamaya hazır bir paraşütçü gibi hissediyorum.


Okumanın, çok araştırmanın verdiği bilgi zenginliği, bilmenin ötesinde yapabilmenin önemine olan bilincim ile sınır tanımadan Da Vinci gibi düşünüyorum.


Haydi, bu hafta sizde farklı bir bakış açısı ile varsayımları ortadan kaldırın ve en iyi bildiğiniz yolun dışında bir yoldan evinize ulaşmayı deneyin. Size en çok katma değer sağlayacak olan işinizi ya da projenizi geliştirmek için yaratıcılığınızın en üst noktasını test edin ve çevrenizdekileri de bu yönde cesaretlendirin.


Kâşif olun, sanatçı olun, mimar olun, savaşçı olun… Paraşütlerinizi açın…


Zihin bir paraşüt gibidir ancak açıldığında iş görür… Denis Waitley

Sevgiyle ve çalışarak kalın…


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

Yazarın önceki yazıları

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.