Keser mi, rende mi, testere mi?

İletişim hepimizin hayatının kilit taşı…


Kilit taşının mimaride önemi büyüktür.


Restorasyon okuduğum yıllarda tanıştığım bu kavram, bu taşın yerini ve önemini merak ederek araştırmama sebep oldu. Kilit taşı taştan yapılmış kemer ve köprülerde, kavisin en üst tarafında yer alan, eşkenar yamuk veya üçgene benzeyen taştır.

Kilit taşınız sağlam mı?

Kemer; taşlarının en büyüğü ve en önemlisidir. Yapının dengede kalmasını sağlar, bir nevi yapıyı kilitler.


Kilit taşını yerinden çekmek yapının çökmesine neden olur.

Aynı iletişimin dengelerinin bozulmasının hayatımızda meydana getireceği etki ve değişiklikler gibi…


Günümüzde, kilit taşı aynı zamanda büyük bir yapının temel taşıyıcı elemanına da denir. Aynı hayatımızın temel taşıyıcısının iletişim olması gibi…


İletişim kodlarını analiz etmek…

İletişim aslında kişiler arasındaki mesaj alışverişidir, her zaman söylediğimiz gibi iletişimi başlatan iletişimin sorumluluğunu taşır. Aktardığımız veya paylaştığımız konular karşımızdaki kişi tarafından anlaşılmıyorsa, biz karşımızdaki kişinin iletişim kodlarını çok iyi analiz edememişiz demektir.


Başka bir deyişle, iletişimi başlatan karşı tarafın kültür ve değerlerini anlayarak iletişim kurmak durumundadır.


İletişimde niyetimiz ile etkimiz her zaman aynı olmayabilir ve burada önemli olan nokta karşımızdaki kişi ve kişilerin ne algıladığıdır.


Mutlaka kendinizi ifade etmek isteyip edemediğiniz, yanlış anlaşıldığınızı ya da hiç anlaşılmadığınızı düşündüğünüz anlar olmuştur.


Özellikle dinlemekten çok anlatmayı seven toplumumuzda yaşanan en büyük iletişim kazalarından biri dinlenmeden suçlanmak ve kendinizi savunmak zorunda kalmaktır.


Oysaki yapmak üretmek istediğiniz işler vardır, o gün hayata gülümseyerek uyanmışsınızdır, motivasyonunuz yükseklerdedir ve pırıl pırıl bir güne merhaba dersiniz.


İşte o anda film sahnelerinde camları açan, elektrikleri yakıp söndüren bir uğultu ile odanıza giren rüzgâr kilit taşınızı yerinden oynatır.


Bu gibi anlarda sakinliğinizi korumalı, iletişim tarzınızı her zaman olduğu gibi uygulamalı ve iletişimin dört aşamalı bir süreç olduğunu hatırlamalısınız.


Anlamak ile başlayan, anlatabilmek ile süren, anlaşılmak ile yol alan ve anlaşabilmek ile meyvesini veren bir süreç…


Anlaşabildiğimiz noktaya geliyorsak ne mutlu bize. Tabi ki bu süreç tek taraflı ilerlenen bir yol değildir, bu meyveleri alabilmek için bu sürecin içinde yer alan herkesin aynı emeği vermesi gerekir.


Emek olmadan yemek olmaz sözünü çok severim, hayatta her şey iyi niyetle verilen emek sonucu ortaya çıkar.


İletişimde de kilit taşımız ne kadar kuvvetli ve yerine ne kadar sağlam yerleşmiş ise iletişim o kadar olumlu, değer katan, sürekli ve sağlam bir süreç olur hayatımızda.


Ne söylediğimiz mi, nasıl söylediğimiz mi?

Her zaman ifade ettiğimiz gibi “ne söylediğimizden” daha çok, “nasıl söylediğimiz” önemlidir...


Çinliler diyorlar ki ; “Soğuk çay ve pilavı kabul edebiliriz ama asık suratlılığı asla”


Lütfen söylemek istediğiniz şeyi enine boyuna değerlendirin.


Çok kritik konular tatlı dil ve olumlu tavır ile son derece kolaylıkla çözüme kavuşabilir. Olumlu ifadeler zihinlerde olumlu çağrışımlar yapacağından bize enerji verir.


Böylece duygusallığın etkisi ile içimize kapanmak, çatışma yaşamak, kendimizi savunmak yerine çözüme odaklanır ve olumlu adımlar atarız. Algıları da mutlaka dikkate almalı ve iletişim sürecimizin başkahramanlarından biri olarak düşünmelisiniz.


Burada da hatırlamamız gereken önemli bir detay; aynı şeyi farklı kişiler farklı algılarlar ve iletişim karşımızdakinin farklı olduğunu kabul etmekle başlar.


Hayatımızda çatışmaları yönetmek durumunda kaldığımız anlar da yaşıyoruz, böyle anlarda karşınızdaki kişiyi anladığınızı yüksek sesle ifade edin, unutmayın anladığınızı söylemeniz kabul ettiğiniz anlamına gelmez.


Bu ifade iletişim sürecinizi çatışmadan uzak tutmak için uygulayacağınız bir yöntem olmalıdır. Sakin ve olumlu bir tutum ile konuyu anlatın. Ve empati kurun. Kilit taşımızın yerine oturmasını sağlayan en önemli itici güç empatidir.


Empati kendimizi bir diğer kişinin yerine koyup, onun gibi hissedebilmek ve düşünebilmektir.


Empatide üç "O" nedir?

Empatinin üç önemli aşaması vardır, önce gözlemleme sonucunda “o”nun gibi bakabilmek, sonra “o”nun gibi hissetmek ve düşünebilmek, son olarak da ‘o’na bunu ifade edebilmek...

O zaman bu hafta iletişim süreçlerimizi yönetirken üç "O"yu unutmuyoruz ve bizim kilit taşımız nasıl daha sağlam yerine yerleşir, etkili bir iletişim için neler yapmalıyız düşünüyoruz…

Olma keser gibi hep bana, olma rende gibi hep sana, ol testere gibi bir sana bir bana!


Sevgiyle ve çalışarak kalın…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

Yazarın önceki yazıları

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.