Cem sen konuyu biliyorsun!

“Bir zamanlar Almanya’nın Berlin kentinde Albinus adında bir adam yaşardı. Zengindi, saygındı, mutluydu; günün birinde gencecik bir metres uğruna karısını terk etti; sevdi; sevilmedi ve yaşamı felaketle son buldu.


Öykünün hepsi bu kadar. Biz de üstünde durmayabilirdik, eğer anlatmaktan keyif alıp kâr elde edebileceğimizi bilmeseydik. Üstelik her ne kadar bir insanın yaşamının özeti yosunla çerçevelenmiş olarak bir mezar taşının üstüne kolayca sığarsa da, ayrıntılar her zaman hoşa gider...”


Büyük yazar Vladimir Nabokov, ‘Karanlıkta Kahkaha’ romanına böyle başlıyor ve 200 küsur sayfa Albinus’un ‘başı, ortası, sonu’ belli hayatının ‘ayrıntıları’nı anlatıyor!


Filmin konusu bilinmemeli mi?

Geçen cuma günü Günaydın’da Mevlüt Tezel’in, Cem Yılmaz’ın yeni filmi Pek Yakında hakkında yazdıklarını okurken Nabokov geldi aklıma...

Pek Yakında’nın setini ziyaret eden gazetecilerin yazdığı izlenimleri keyifle okuduğunu belirten Tezel, “Filmle ilgili A’dan Z’ye her şeyi öğrendik. Filmin öyküsü çok fazla deşifre edildi galiba” deyip eklemiş: “Bir filmin vizyona girmeden önce öyküsünün bilinmesi, herkes tarafından konuşulup tartışılması yapım için sakıncalı aslında...”

“Cem Yılmaz ketum olmalı” diyen Mevlüt’ün yazdıklarını Nabokov okusa ‘Karanlıkta Kahkaha’ atardı eminim!

Titanic’in akıbeti sürpriz mi?

Ünlü yönetmen James Cameron’ın, filmin öyküsü bilinince heyecanının kaçtığını söyleyen Mevlüt Tezel’le hiç karşılaşmaması, kendisi ve sinema sanatı adına büyük şans olmuş mesela. Cameron, Mevlüt’e kulak verse sinema tarihinin en çok izlenen filmlerinden biri olan Titanic’i çekmezdi herhalde... Öyle ya, nereden gelip nereye gittiği, ne zaman nasıl battığı bilinen, hakkında yüzlerce kitap, onlarca belgesel çekilmiş bir geminin öyküsünü izlemek için insanlar sinemaya niye koşsunlar!


Ya da; J. R. R. Tolkien’in 1930’ların sonunda başladığı ve 1940’lı yıllarda tamamladığı dünyada 150 milyondan fazla satılan ünlü kitabı Yüzüklerin Efendisi’ni izlemeye sinemaya koşan insanlar filmde Frodo’nun elinde yüzükle büyücü Gandalf’ı yanına alıp komşu köyden kız istemeye gittiğini düşünmüyorlardı eminim...



Shakespeare’in Romeo Juliet, Hamlet, Othello gibi oyunlarının tekrar tekrar filme çekilmesi konusuna girmiyorum bile...


Peter’i gergedan mı ısıracak?

Son yıllarda Hollywood’un altın yumurtlayan tavuğu olan, bırakın konularını bilinmesini neredeyse bazı sahneleri kare kare aynen filme alınan çizgi roman uyarlamalarına ne desek acaba! Adamlar, Örümcek Adam üçlemesi bittikten 5 yıl sonra ‘İnanılmaz Örümcek Adam’ diye yeni bir üçlemeye başladılar...


Film için gişelere yüzlerce milyon dolar hasılat bırakanlar arasında yeni seride Peter Parker’ın bir gergedan tarafında ısırılacağını düşünen tek kişi var mıydı dersiniz?

Daha böyle yüzlerce örnek bulunabilir...


Vladimir Nabokov’un dediği gibi mesele öykünün ne olduğu değil, nasıl anlatıldığı sevgili Mevlüt... Küçük ayrıntılar, mimikler, sesler, renkler, ışıklar...

Sinema bunun için muhteşem bir sanat...


Sinemanın büyüsü aynı öyküyü 10 değişik yönetmen çektiğinde 10 değişik filmin ortaya çıkmasında zaten...

Herkesin bir ‘pek yakında’sı var.

İşte tam da bu yüzden Cem Yılmaz’ın filminin öyküsünün bilinmesinde, çok konuşulmasında hiçbir sakınca yok bence...

Filmin öyküsü bilinince heyecanı kaçıyor, insanlar izlemek istemez gibi bir tezin antitezini uzaklarda aramaya gerek yok. Her akşam televizyonda yayınlanan Hababam Sınıfı, Tosun Paşa gibi filmlere bakmak yeterli aslında...


İnsanlar Cem Yılmaz’ın yeni filmi Pek Yakında hakkında gazetelerde çıkan fotoğraflara bakıp, konusunu okuyup kafalarında bir film canlandırabilirler; ama ben Cem’in Pek Yakında’sının hepimizin kafasında canlandırdığı filmden çok farklı olacağına inanıyorum... Bunu da pek yakında göreceğiz zaten...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.