İstekleriniz nasıl gerçekleşir?

Gençlik yıllarında çok daha detaylı ve kapsamlı hayaller kurar insan. Her şey mümkünmüş gibi gelir insana. “Neden olmasın?”sorusu çok daha yürekten inanarak ve heyecanla sorulur.


Sonra ne mi olur? Büyürüz ve hayat “törpüler” bizi. Bazı hayallerimizden tamamen vazgeçeriz ve bazı hayallerimizin de daha gerçekçi olması gerektiği kanısına varırız. Bir hayalin “gerçekçi” olması en manidar oksimorondur aslında.


Büyürken “küçülürüz” yani; inancımızı, motivasyonumuzu ve şevkimizi büyük ölçüde yitiririz. “İstemek bir şey değil, nasıl gerçekleşir ki o istekler?” diye soruyorsanız, bir kez daha düşünün derim. İlkbaharın gelişiyle belki sizin için de o yenilenme ve “silkelenme” zamanı gelmiştir? Yeter ki isteyin. Küçük adımlarla aşılırmış uzun yollar ama yola çıkıp çıkmamak tamamen size bağlı.

Ne istediğinize net bir şekilde karar verin:

Küçük büyük fark etmez, hayallerinizi ve amaçlarınızı yazın teker teker. Görmek istediğiniz ülkeler, denemek ya da öğrenmek istediğiniz şeyler, ruhsal ve bedensel alanda gelişiminizle ilgili hedefleriniz, maddiyatla ilgili konular, “keşke yapsaydım” ve “bir gün inşallah yapacağim” dediğiniz her şey bu listede yer alabilir.


Listeyi yazdıktan sonra her maddeyi detaylı olarak da ele almanız gerekiyor. Güzel bir ev istiyorum demekle kalmayın mesela. Güzel göreceli bir kavram malum; güzelden kastınız nedir? Kaç odalı, nerede, apartman dairesi mi yoksa villa mı? Ya da “çok param olsun” demeyin. ”Çok” ne kadar olur sizce? En geç hangi seneye kadar sahip olmak istiyorsunuz bu paraya?


İsteklerinizi belirlerken kısıtlı düşünmeyin, unutmayın ki sizin işiniz istemek , “nasıl”ını sihirli bir şekilde evrenin çekim yasası halledecek. Yani sizin üstünüze düşen sadece rotanızı saptamak. O güzel özlü sözü duymuşsunuzdur belki “Gideceği limanı bilmeyen yelkenliye hiçbir rüzgardan hayır gelmez.”


Hayalini kurduğunuz şey boğazınızı düğümlüyorsa bir an önce korkularınızla yüzleşin:

Diyelim ki çalıştığınız şirkette önemli bir terfinin peşindesiniz. Üst düzey yöneticilerinden birinin köşedeki manzaralı ofisine yerleşmek amacınız. Peki ama gözlerinizi kapattığınızda kendinizi o masanın başında çalışırken hayal edebiliyor musunuz gerçekten? Yoksa orda ilk gününüzü, rakiplerinizin olası olumsuz tepkilerini düşünmeniz bile biraz ezilip büzülmenize mi yol açıyor daha şimdiden? Veya şu anki iş arkadaşlarınızdan ister istemez kopacağınızı fark edince içten içe üzülüyor musunuz ?


Bilin ki amaç bellediğiniz ama hayalini dahi kuramadığınız bir şey gelecekte realitenizin bir parçası haline gelemez.Yüzleşmeniz gereken korkularınız ve endişeleriniz varsa bunların farkına varın ve onlardan arının ki yolunuz açılsın .


Kelimeleri lehinize kullanın:

Amaçlarınızı ya pozitif düşünen insanlarla paylaşın ya da tamamen kendinize saklayın. Bilinçaltı endişelerinizle yeterince cebelleşiyorsunuzdur zaten, bir de göz göre göre size üçüncü bir şahsın çelme takmasına izin vermeyin. Bu konuyla ilgili sohbetlerinizde hem kendi kullandığınız kelimelere dikkat edin, hem de paylaşımda bulunduğunuz kişinin kelimelerine. Gerekirse konuyu değiştirerek“enerji kirliliğini” önleyin.


Ayrıca olumlamalardan yararlanarak bilincinizi adeta yeniden formatlayabileceğinizi unutmayın. Bu konuya yabancıysanız bir an önce araştırmanızı öneririm. Göreceksiniz ki, olumlamalarınızı kendi sözcüklerinizle ve tarzınızla yazmanızın önemi büyük. Aksi taktirde inanmadan söyleyeceğiniz ve sizin duygu ve düşünceleriniz yansıtmayan sözcüklerin pek bir yaratıcı gücü olmayacaktır.

Adım atma ve davranma zamanı gelince vazgeçmeyin:

Amaçlarınızı belirleyerek kağıda dökmeniz, adım adım planlamanız ve isteklerinizin gerçekleşebileceğine yürekten inanmanız yetmez sadece. Hayatta kazananları kaybedenlerden ayıran en önemli noktanın “zamanında davranabilmek” olduğu bilinir. Başvurmanız gereken yeni bir iş, tamamlamanız gereken eğitim, gerçekleştirmeniz gereken önemli bir görüşme veya yapmanız gereken her ne ise geciktirmeden yapın.


Son dakikada erteleme eğiliminiz, gözünüzde büyütmenizden ve korkularınızdan kaynaklanır. En büyük engeliniz ve en zorlu eleştirmeniniz sizsiniz aslında. Cesaretinizi toplayıp o ilk adımı atmazsanız ne olacak biliyor musunuz? Bir gün elden etekten çekildiğinizde yanınıza pırıl pırıl pırıl hayalleriyle bir genç oturacak ve siz ona “Benim yaptığım hatayı yapma, hayallerinin peşinden git!” diyeceksiniz.

Ardından derin derin iç çekip:”Hayatta en büyük pişmanlığım, pişman olurum diye yapmadıklarımdır”diyeceksiniz. Seçim sizin….


Sevgiyle kalın.





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.