Ütopik temizlik anlayışı

Evin temizliği için birini işe aldığınızda ne sıklıkta gelmesini istersiniz? Haftada bir ideal olur kuşkusuz ama 15 günde bir rutini en yaygın olan. Ayda bir isterseniz epey zorlar. Peki sadece ihtiyaç duyduğunuzda, yani kırk yılın başı, arada sırada gelecek bir temizlikçi bulabilir misiniz? O biraz zor. Çoğu temizlikçi bu şekilde çalışmadığını söyler çünkü. Arada sırada dip köşe temizlik yapılan evin “İşi çok olur” derler. “Yok ama bu bahsettiğim ev derli toplu, temiz zaten… “ falan derseniz de “ Düzenli temizliğe gittiğim ev gibi olmaz asla” derler ve sonuçta ikna olsalar ve gelseler bile normalden çok fazla para talep ederler. Düşününce hak vermemek mümkün değil. Düzenli olarak detaylı temizlik şart.


Vücudumuzun temizliği, cilt ve tırnak bakımı da rutin yapılır. Arabanın içinin temizliği, aracımızın “rot ve balans ayarı” gibi şeylerin de düzenli aralarla yapılması gerekir. Bu konularda hepimiz hemfikiriz ve bunları konuşurken anlaşmak kolay da iş kendi enerji alanımızın temizliği konu olduğunda nedense iş değişiyor. Neden mi? Gözle görülür bir kirlilik değil çünkü. Ancak aura fotoğrafı çektirince görünür ama sıra aura fotoğrafına gelene kadar öyle çok ihtiyaç var ki, olmuyor. Evimiz, aracımız kadar değer vermiyoruz en değerli aracımız olan bedenimize ve “aura”mıza. Enerji alanımız türlü üzücü olaylar, her gün maruz kalınan stres, olumsuzluk yüklü mekanların enerjisi ve iç karartıcı haberlerle kirlenmeye devam ederken, gözümüz görmediği için enerji alanımızın ne kadar kirlendiğini düşünmüyoruz bile…


Ne zaman ki sıkıntılar kaçınılmaz boyuta erişiyor, ruhun ve yüreğin darlığı olarak sinyal veren enerjik blokajiarın getirdiği olumsuzluklar artık işe, güce, ilişkilere de yansımaya başlıyor, “belki” o noktada enerji arınma seansına gitme fikri doğabiliyor. Hıçkıra hıçkıra ağlamanın, depresyona girmenin, işten güçten, eşten vazgeçmenin, hatta bazı fiziksel rahatsızlıklar edinmenin eşiğinde oluyor bu ne yazık ki. En sonunda, lüks müks demeden çakraları dengeleme telaşı sarıveriyor kişiyi.


Bu durumdayken acele seansa gelenler genelde 1-2 seansta kendine geliyor, büyük ölçüde toparlıyor. Bu, işin güzel kısmı. Tam denge oturtulup bu olumlu etkiler hayatına da yansımaya başlayacakken de… Hooop… Yine kayıplara karışıp ortadan yok oluyor…. Tam bir ivme kazanmışken birden bire duruyor her şey. “Biraz iyi hissetmek” yetiyor çoğu kişiye. Belli aralarla dengelenmek aklının ucunda bile geçmiyor çoğu kişinin. Öyle bir disiplinimiz yok ne yazık ki toplum olarak. Bu işi bilinçli ele alarak düzenli aralarla destek alanlar her zaman azınlıkta. Onlar seanslar sonucunda bilinç seviyesi yükselen ve algısı değişen, dolayısıyla da hayatında çok sağlıklı, kalıcı ve köklü değişiklikler yapanlar oluyor genelde. İç dünyasında eriştiği bütünlük hissini ve huzuru dış dünyasına da yansıtmaya başlayanlar, yani “mutlu azınlık”.


Belki bir gün gelecek bu konuda herkes bilinçlenecek ve “Aura temizliği” de rutine binecek, kim bilir? Hatta enerji alanını temizletmeden ortalıkta dolaşanlara “kirli”,”pasaklı” gözüyle bakılacak belki de. Bu konuda öyle büyük bir ihtiyaç doğacak ve öyle çok talep olacak ki “Aura temizlikçisi” bulmak güçleşecek. Kadınlar birbirine soracak “Sorsana, seninkinin hiç günü var mıymış? Yoksa da tanıdığı, bildiği, tavsiye edebileceği biri var mıymış?” diye. Böyle bir dünyada sokaklarda huzurlu huzurlu birbirine gülümseyerek dolaşan, işinde ve evinde etrafına sevgi ve ışık saçan, iyimser, çözüm odaklı,yaratıcı, dingin,başarılı,neşeli,potansiyeline erişmiş insanlar olacak. Düşünmesi bile iyi geldi, değil mi? Derin, huzurlu bir “Ohhhh” çektiriyor insana. Ütopik temizlik anlayışı… Çok istersem olur belki!

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.