Beklemeyi öğrenmek lazım...

İsteklerimizin gerçekleşmesinin neden uzun zamana yayıldığını düşünürken twitter kullanıcılarından biri Mevlana’nın başucu sloganı olabilecek sözlerinden birini paylaştı.


Cümlenin orijinalini internette bulmaya çalıştım ama bulamadım. Aklımda kalan özeti şöyle: "Eğer çok istediğiniz bir dileğiniz hâlâ gerçekleşmemişse ya daha iyisi olacaktır ya da sizin için hayırlı olmadığı için gerçekleşmemiştir."


İşte; uzun zamandır "neden" diye başlayan can sıkıcı iç burulmalarıma deva olacak söz buydu…


İstiyoruz, istediklerimiz hemen gerçekleşsin istiyoruz. O süreç bazen öyle uzuyor, öyle bir kanırtıyor ki, bir noktadan sonra istemekten vazgeçiyoruz.


Beklemeye tahammülü olmayanlar için bizim oralarda "tez olsun, kız olsun" derler. İşte ben onlardanım. Daha doğrusu onlardandım… Artık değilim.


Son birkaç yıldır siz yaşın verdiği olgunluk deyin, ben tekâmül diyeyim, bu durum kişiliğimin bir parçası oldu. Ben bile artık kendime şaşırıyorum. Beklediğim, istediğim bir iş suya mı düştü, arkama dönüp bakmıyorum. Neden ‘neden’ sorularıyla değerli zamanımı geçireyim ki? Oysa eskiden böyle miydi?


Hem kendimi, hem etrafımdakileri huzursuz eder, günlerim, gecelerim, uykularım, kâbuslarım birbirine karışırdı.


İyi mi olurdu? Yok, canım nerde? Eziyetten başka bir şey değildi. Ayrıca sonuca da bir faydası yoktu.


Sonuca bir faydası olmadığını anladıktan sonra gelen derin huzuru artık çok seviyorum… O huzur bana daha büyük bir dinginlik ve mutluluk getiriyor. Bonus olarak bereketi de…


Bir şeyler olsun isterken o denge süreci göz ardı etmemek lazım. Hayırlı olan olsun istiyorsak evrene, Allah’a tam olarak güvenmek gerekiyor. İçimizdeki en küçük bir şüphe kırıntısı bile gerçekleşecek olanı engelliyor. Yani tam bir teslimiyet duygusunun bizi sarmasına izin vermek en doğrusu…


Galiba en hızlı gerçekleşen şeyler, o sırada en çok ihtiyacımız olanlar oluyor.


Kızılderili bilgeler, “Bir kişiyi ne kadar net imajine ederseniz, o kişiyi o kadar kolay şifalandırırsınız.” derler. Demek ki, aynı şekilde bir şeyi ne kadar net canlandırırsak o şeyi gerçeğe dönüştürmemiz o kadar kolay ve güçlü olur. Bu önemli bir nokta.


Yüzyıllardır bu topraklarda Hıdırellez’de gül ağacına asılan dilekleri düşünün… Kimi ev, kimi araba, kimi diploma, kimi de çöp adam çiziyor… Evrene ne istediğimizi yazıyla ulaştırmış oluyoruz.


Kendi adıma herkesin dilekleri gerçekleşsin istiyorum. Ama herkesin ki gerçekleşirken benimki de unutulmasın…


Evren, evren duy sesimi…


Bu Nilüfer’in dilek listesi…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.