Benim duyarlılığım senin duyarlılığını döver!

Son bir haftadır yaşananlar, konuşulanlar, yazılanlar yüzünden büyük bir mahcubiyet içindeyim. Allah aşkınıza söyler misiniz nedir bu olanlar? Herkes gerçek sorunu konuşmak, tartışmak yerine karşısındakinin olaylara ne kadar üzülüp üzülmediğini tartıyor. Sana ne kardeşim onun, bunun hassasiyetinden?


Sen kendine bak!


Konu öyle bir noktaya geldi ki, utanmasalar ağızlarından salya aka aka "benim duyarlılığım senin duyarlılığını döver" diye bağıracaklar.


Birilerinden daha duyarlı olduğunu sanıp karşısındakileri duyarlılık konusunda hizaya çekenlere bir çift lafım var…


Kardeşim, duyarlı olup da ne yaptın?


İstanbul’da bayram tatilini yarıda kesip uçağa atlayıp Gaziantep’e mi gittin?


Şehitlerimizin cenazesinde saf tutup arkalarından bir dua mı okudun?


Ayağında yırtık ayakkabıyla oğlunu vatan toprağına emanet eden babanın kapısını çalıp bir çift yeni ayakkabı mı hediye ettin?


Bağlanan maaşı kesilen şehidin ailesine bir nebze katkı olsun diye yardım mı yaptın?


Şehit annelerini bir kez olsun ziyaret ettin mi?


Bunlardan birini yapmış olsaydın duyardık, pardon daha doğrusu sen zaten dünya âleme duyururdun. Baksana üzüntünün (!) bile altını nasıl da çiziyorsun, reklamını yapıyorsun…


Acıyı bile adam gibi yaşamaktan, paylaşmaktan aciz, öylesine acınası bir noktaya geldik ki!


Herkes elinde davul ‘ben daha çok üzüldüm’ diye çığırtkanlık yapıyor. Ama günlük yaşantısından da geri kalmıyor.


Ateş düştüğü yeri yakar. Ateşin düştüğü evler, canlar dışında bizler sadece üzülürüz, biraz konuşuruz, sonra kendi hayatlarımıza döneriz...


Zaten olması gereken de bu değil mi?


Cadı avına çıkmış gibi üzülmeyenleri afişe edenleri anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.


Konuşulması gerekenler değil de, bunlar konuşularak esastan uzaklaşılıyor. Ülkede yangın var, acı var, belirsizlik var…


Elinde viski bardağıyla Boğaz’ın serin sularında Ipad’inden “o üzüldü, bu üzülmedi; şu sanatçı konserini iptal etti, şu etmedi” demek maharet değil! Elinizi vicdanınıza koyun (tabi varsa) biraz susmayı deneyin…


Paranın ve imanın kimde olduğunun bilinmediği gibi vicdanın da kimde olduğunu bilmek zor…


Bu nedenle duyarlılık ölçerlerinizi bir daha hiç kullanmamak üzere rafa kaldırın…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.