Gebeliğimin 28. haftası

Bacaklarımın huzursuzluğu beni benden alıyor. İzmir’den döndüğüm gece başlayan huzursuz bacak sendromum sinirlerimi bozarak son hızıyla her gece kendini hissettirmeye devam ediyor.


Huzursuz bacak sendromu daha çok kadınlarda ve yaklaşık her 10 gebeden birinde veya ikisinde görülüyormuş. Bazen doğumdan sonra da devam ediyormuş. Hamilelikte değişen hormonlar ve beden yüzünden uykuya dalmak zaten daha zorken, ben uyumak için can çekişirken maraton koşmak isteyen bu bacaklarla neredeyse imkansız bir hal alıyor.


Tam yatağa uzanmışım, birazdan uykunun en güzel yerlerine dalacağım başlıyor bacaklarda bir hareketsiz duramama hali. Bir gerinme, uzama, yumruklanma isteği, bacakları durdurmaya çalışsan içine dolan bir sıkıntı…


Gün içinde elimden gelen her şeyi de yapıyorum. Hafif yürüyüşler, hamile pilatesi, akşam üzeri ılık bir duş, olmadı soğuk duş, hafif bir akşam yemeği, gece 22:00, 23:00’ten sonra çişe kalkmamak için çok az su içme ya da içmeme, yatağa yatmadan 15 dakika kadar esneme hareketleri, meditasyon ve yatak. Böyle de olmuyor, bacaklar durmuyorsa eşimin yaptığı ‘acıma yumrukla, salla, esnet’ masajı, ardından tekrar bir uyuma denemesi. Olmadı kalk tekrar duşa gir gibi döngülerle bu hafta 3 gün falan sabahladım. Gerçekten çok sinir bozucu bir durum. Bedenimdeki her hücre uyku, uyku diye yalvarırken bacaklarım sabahlara kadar dans etmek istiyor. Sanki bedenim iki ayrı kişiye ait. Bir gece delirip sabaha karşı yürüyüşe çıkmaya bile kalktım.


Son çareyi uyumaya çalışma programıma hamile masajı ve yogası eklemekte buldum. Bu haftayı biri harika ve biri rezalet olmak üzere iki hamile masajıyla tamamladım. Sanki biraz işe yaradılar gibi. Hamile yogasına gelirsek sanırım kalkıp yogaya gitmek yerine kendi pilatesimin son 15, 20 dakikası yaptığım yoga hareketleri, gün içinde yaptığım nefes ve meditasyonlar bana yetiyor. Tekrar kalkıp hamile yogasına gitmeme gerek yok gibi hissettim.


Sosyal hayatımdaysa mümkün olduğunca dışarıda takılmaya, arkadaşlarımla buluşmaya çalışıyorum. Doğumdan sonra en azından bir süre daha az yapabileceğim aktiviteleri hayatıma ekleme gayretindeyim. Mesela bu hafta Yılmaz Erdoğan’ın Münaşaka’sına gittik. Güldük, güldük rahatladık. İzlemenizi tavsiye ederim.


Bu hafta itibariyle bir doğuma hazırlık eğitimi araştırmanın vakti gelmiştir. Ben zaten doğuma hazırlık eğitimeni olduğum için tam bir haftasonu eğitime katılmak zoruma gidiyor ama aynı zamanda eşimin böyle bir eğitim alması gerekliliğin farkındayım. Doulam bizim için birkaç özel ders ayarlayacak. Böylece ihtiyaçlarımıza odaklı bir eğitim alabilecek ve çalışmamızı birkaç güne bölebileceğiz. Yoksa şu durumda eşimin yarım yarım bilgisiyle doğum sürecinde biraz zorluk yaşayabiliriz.


Doğuma hazırlık eğitimi almak gerçekten çok önemli. Doğumunuza sahip çıkmak, her şey geçip gittikten sonra aslında doğum sürecinizde alamadığınız, katılmadığınız kararların sizi nasıl yönlendirdiğini fark ettiğinizde üzülebilirsiniz. Çünkü ülkemizdeki genel doğum sonrası manzarası “tüh, bilseydim doktorumla konuşurdum, doktor değiştirirdim” gibilerinden… Onun için eşeği sağlam kazığa bağlamakta fayda var. Siz yeterli bilgi edinin, doğumunuza hazırlanın, doktorunuzla konuşun, gerekirse doktor, hastane değiştirin, kendinizi, isteklerinizi iyi anlatın, doğum planınızı hazırlayın gerisi kader, kısmet.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.