Gebeliğimin 36. haftası

Bu haftam koşturmalar, hazırlıklarla geçiyor. Hangi ana kucağını alsak, nasıl bir beşik tercik etsek? Bunları daha önceden araştırmaya başlamıştım, şimdi sıra geldi satın almaya. Mümkün olduğunca ekonomik ve kullanışlı bir bebek alışverişi yapmak istiyorum. Evimiz zaten küçük, gereksiz, abuk subuk şeylerle doldurmaya gerek yok.


Babam bu hafta Çınar’ın odasını boyadı. O odadaki balkonumuzu ortadaki ıvır zıvırı toparlasın diye kapattık. İlk etapta bir bebek odası yapma kafasında değiliz ama Çınar’ın kıyafetlerini toparlayacak gardırobu ve diğer eşyalarını o odaya koyacağız. Ve adı şimdiden Çınar’ın odası!


Bebek alışverişinin en pahalı parçalarından biri bebek arabasıymış. Neyse ki yakın arkadaşlarımdan biri kendi arabalarını Çınar için saklamış. Bu hafta gittik onu aldık. Sonra yenidoğan dönemi için bir ana kucağı, onu arabamıza takmak için ufak bir aparat ve son kararımız Ikea’dan bir beşik aldık. Aslında ben anne yanı bir beşik istiyordum ama daha uzun süre kullanabilelim diye bu beşikte karar kıldık. İnternetten yaptığım araştırmalarla da aldığımız beşiği türkiş stayla anne yanı beşiğe çevirenler olmuş. Bizde aynen öyle yaptık. Aynı şekilde beşiğin iç yatağını, alezini ve beşik koruyucusunu da Ikea’dan aldık. Öyle cafcaflı, ayılı, böcekli koca koca beşik koruyucularını hiç sevmiyorum ama Ikea’daki gayet sade ve abartısız geldi, beğendim, aldım.


Çınar’ın gardırobunu da Ikea’dan alacaktık ama sonradan daha uzun ömürlü ve istediğimiz şekilde kendi marangozumuza yaptırmaya karar verdik. Onun şekli, şemali, ölçüleri, ağacını vs. belirlemek için marangozumuza gittik. O işi de aradan çıkarttık, içim rahatladı. Haftaya gardırobumuz da gelecek. Yıkama, ütüleme, yerleştirme işi bitse de, her şeyin ortada durma dağınıklık halinden bir kurtulsak. Şu an evimize bomba düşmüş gibi. Her yer her yerde…


Gardırop siparişi için gittiğimiz marangozda yaklaşık bir saat geçirdik. Böyle bir şeyi sıfırdan yaptırmak biraz riskli oluyor ama şimdiye kadar hep düşündüğümüz, hayal ettiğimiz gibi mobilyalar yaptılar. Umarım bu gardırop da istediğimiz gibi olur. Marangozumuz Beşiktaş’ta, oradan çıkınca da yine Beşiktaş çarşının içinde yakın bir arkadaşımızın yeni açtığı pub’a uğradık. Bir süre sonra eşimin bir iki arkadaşı daha katıldı aramıza. Bu arada benim için artık sandalye tepelerinde otumalı günlerin sonu geldi. Fazla oturamadım ve eve geçmeye karar verdim. Zaten sabahtan beri rahim kasılmalarım oluyordu. Bu kasılmaların hazırlık kasılmaları, yani Braxton-Hicks olduğunu biliyorum fakat sandalye tepesinde, zaten yorulmuş bedenimle daha sık kasılma yaşamaya başladım. Bu da Braxton-Hicks tanımlarına pek uymuyordu.


Uzun, iğrenç bir cuma trafiği içine girip kendimi eve zor attım. Kasılmalar devam ediyor. Uzun bir duş yaptım. Sol tarafıma yattım. Meditasyon, gevşeme yaptım. Susuz kalmadım ama kasılmalar hala devam ediyor. Bu arada eşim ve bir arkadaşımız eve geldiler. Ben yatarken yemek, salata için mutfağa giriştiler. Kasılmalarım hala devam ediyor. Artık doktoruma bir mesaj atıp durumu açıkladım. O da NST çektirip kendisine yollamamı söyledi. Bizimkiler anca salatayı yapmışken eşime doktorumun önerisini söyledim ve arkadaşımızı evde bırakıp yakınımızdaki bir özel hastaneye gittik.


Yirmi dakikalık NST sonucunda nöbetçi doktor beni muayene etmek istedi. Vajinal muayenenin doğumu tetikleyebileceğini bildiğim ve doktoru hiç tanımadığım için pek yanaşmadım. Kendi doktoruma NST sonucunu yolladım. O da kasılmaların olduğunu ama pek bir şey ifade edecek şiddette olmadığını, şu an için vajinal muayeneye gerek duymadığını söyledi. Önerisi bana serum vermeleri ve tekrar NST çekmeleriydi. Ben de telefonu nöbetçi doktora uzattım ki ikisi aralarında anlaşsınlar. Adam bu duruma bir hayli kıl olsa da bir şey diyemedi.


Serum aldım ve tekrar NST sonucuna baktığımızda sancılar daha da düzene girmişti. Ben herhangi bir ağrı, sızı hissetmiyordum. Sadece kasılma olunca karnım taş gibi oluyor ve yamuk yumuk bir şekle bürünüyordu. Nöbetçi doktor artık muayeneden kaçışınız yok dedi. (Sanki ben korkumdan muayene olmuyorum!) Bir bakalım, eğer doğum başladıysa başka türlü anlayamazmışız. O arada yeni NST sonucunu kendi doktoruma yolladım ve o da hemen beni geri aradı. Önerisi muayene olduğumda içim rahat bir şekilde eve gidebileceğim yönündeydi. Ben de bu şekilde ‘doğum başlıyor mu’ endişesi içinde kalmaktansa muayene olmayı kabul ettim. Bu arada nöbetçi doktora ultrasonla bakabilir miyiz diye de sordum. Acaba Çınar dönmüş müydü? Ve mutlu haber: Oğlum dönmüştü! Yaklaşık bir haftadır yaptığım yardımlar işe yaramıştı. Çok çok çok mutlu oldum.


Mutluluktan ağlayacak gibi oldum ve büyük bir sevinçle hazırlığımı yapıp çatala yerleştim. Çınar dönmüştü. Eşim elimden tuttu. İyi ki de tutmuş. Allahım o nasıl bir vajinal muayene. Adam bayağı kolunu içime soktu, sonra da şöyle bir karıştırdı! Ben bağırdım, doktor benden özür diledi, eşimin gözleri fal taşı gibi açıldı.


Vajinal muayene sonrası normal doğum yapmaktan vazgeçen kadınları şimdi daha iyi anlıyorum. Böyle suratsız, empati yoksunu ve sert bir doktorla doğum yapmak zorunda kaldığımı düşünemiyorum. Çataldan indiğimde bacaklarım titriyordu. Bu arada muayene korkusu olan, muayene olurken acı duyan, kasan, korkan bir insan değilim. Neyse ki kısa süren muayene sonucu rahim ağzında bir açıklık olmadığı iyi haberini aldık ve hemen doktoruma haber verdim. Yarım saatlik işimiz var dediğimiz hastaneden yaklaşık iki saat sonra çıkabildik ve hala kasılmam vardı. Akşam yemeği yalan oldu. Arkadaşımız da bizi bekleyip bekleyip evine gitmişti.


Sonuç: Her şey kitaplarda yazıldığı gibi olmuyormuş. Bazen hazırlık kasılmaları benim yaşadığım gibi uzun ve güçlü kasılmalar olarak hissedilebiliyormuş ve bazı doktorlar çok feci vajinal muayene yapıyorlarmış…




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.