Sosyal alanda emzirmek

Geleceğin kadınının halka açık her yerde emzireceğini söyleyen bu fotoğraf, aslında bir anlamda da günümüz kadınının sosyal alanda emzirme sorunu yaşadığını vurguluyor olabilir.


Peki, gerçekten bir annenin bebeğini her yerde emzirmesi mümkün değil mi?


Günümüzde “Sosyal alanda emzirme” farkındalığı yaratmak için çok çeşitli kampanyalar yapılmakta ve eylemler düzenlenmektedir. Bu eylemlerde çok sayıda emziren anne bir araya gelir ve halka açık alanlarda bebeklerini emzirerek topluma bir mesaj vermeyi hedeflerler. Bu eylemlerin adresine baktığımızda büyük oranda mega kentler ve modern şehirlerle karşılaşılmaktadır. Örneğin, New York şehri 2016 yılında onlarca “Sosyal alanda emzirme” eylemine ev sahipliği yapmıştır.


Acaba, Afrika’nın Gana ülkesine gitsek, Burkina Faso’ya ve ya Fildişi sahillerine gitsek ve halka “Sizler, sosyal alanda emzirme üzerine eylemler düzenliyor musunuz...” diye sorsak, nasıl bir tepki alırdık? Muhtemelen halk bize “Neden?” diye sorardı ve muhtemelen “Biz zaten her yerde emziriyoruz!” derlerdi. Doğru, bu ülkeler emzirme oranları oldukça yüksek ülkelerdir ve sokaklarında emziren, yani son derece normal olan bu işi yapan pek çok kadın görmek mümkündür.


Öyleyse, “Sosyal alanda emzirme sorunu” daha çok modern şehirlere özgü bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. New York gibi bir şehrin sokaklarında muhtemelen meme dekolteli bir çok kadın görülebilir ve birbirinden dikkat çekici giysili insanlara rastlanabilir. Ancak maalesef ki; sokakta bebeğini emziren bir annenin hoş karşılanmadığına ilişkin çok sayıda örnek vardır. Bunun en önemli nedeni, büyük ihtimalle uygarlığın handikaplarından biri olan insan yaşamına dair doğal ve normal olanın yok sayılması tavrının bir alışkanlık haline gelmiş olması olabilir. Yani son derece normal ve doğal bir ihtiyaç olan, bir bebeğin karnını doyurma ve annesinin teninde olma ihtiyacı; kısaca onun emme hakkı göz ardı edilmektedir. Bu hakkın göz ardı edilişinin aslında dolaylı olarak en çarpıcı göstergesi, son yıllarda sıkça karşılaştığımız emzirme odalarıdır.


Modern hayat, çeşitli alanlarda annelere sanki bu yolla emzirme hakları korunuyormuş gibi bir algı yaratarak emzirme odaları sunmaktadır. Çoğu zaman bu odalar son derece havasız, ışıksız ve küçük olup bebeklerin altlarının değiştirildiği ve çöpe atılan bezlerin kokusunun her yere sindiği ortamlardan oluşmaktadır. Bir bebeğin altının değiştirilmesi için çoğu zaman hijyen şartları nedeniyle bir odaya ihtiyaç duyulabilir. Ancak bir bebeğin karnını doyurması için neden bir odaya ihtiyaç olsun? Yetişkinler yemek yemek için gittikleri bir restoranda manzara seçerken, hatta masa seçerken, çoğu kez ortamı beğenmeyip oradan geri çıkarken bir bebek sadece annesini emmek için neden bir odaya hapsedilsin?


Bir bebeğin emzirilmesi, bebeğin ihtiyaç duyduğu sıklıkta tekrarlanması gereken (her emzirme aralığı 30 dakika da olabilir 3 saat de olabilir) ve süresinin yine bebek tarafından belirleneceği (her emzirme seansı 5 dakika da sürebilir 50 dakikada) bir süreçtir. Bu nedenle de emzirmek için anne ve bebeğin nerede olduğunun, zamanın ve mekanın bir önemi olmayabilir. Bir bebeği bebek her istediğinde memeye koymak gerekir. Emzirme eylemine haklarla ilişkisi bakımından bakmak oldukça önemlidir. Çünkü bir bebeğin annesini emerek anne sütü alma hakkı onun beslenme hakkıdır.


Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 24. maddesini bir hatırlayalım: “Devletlerin, çocuğun olabilecek en iyi sağlık düzeyine kavuşması yönünde çalışması; bebek ve çocuk ölüm oranlarının düşürülmesi için mücadele etmesi, anneye doğum öncesi ve sonrası uygun bakımın ve desteğin sağlanması gerekir” Bu bağlamda, “Bütün toplum kesimlerinin özellikle ana-babalar ve çocukların, çocuk sağlığı ve beslenmesi, anne sütü ile beslenmenin yararları, toplum ve çevre sağlığı konusunda temel bilgileri elde etmeleri ve bu bilgileri kullanmalarına yardımcı olunması gerekir”. Maddenin bu cümlesi son derece önemlidir. Emzirmenin önemi hakkında bilinçlenmek, sadece ana-babaları değil, toplumun tüm kesimlerini kapsar. Yani, annesini emen bir bebeğin bu ihtiyacı, toplumun her kesimi tarafından bir hak olarak görülmesi ve böyle bir eylemin son derece normal bir eylem olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Emzirme eyleminin normal olduğuna karşı gelen her düşünce, bir bebeğin beslenme hakkını ihlal eden bir düşünce olarak yorumlanabilir.


*Equinox şirketinin düzenlediği bir kampanya: "Features Woman Breastfeeding in Public"


Sosyal alanda emzirmenin zorluğunu yaşayan emziren anneler, toplumun bakışları karşısında kendilerini çözüm üretmek zorunda hissederek ticari hayatın onlara sunduğu bir takım ürünlerden yararlanmak ihtiyacı duymaktadırlar. Bu ürünler, hepimizin de bildiği gibi emzirme önlükleri, emzirme çamaşır ve giysileridir. Bir bebeği emzirmek için bir annenin bu ürünlerin hiçbirine ihtiyacı olmayabilir. Tercihen bir anne emzirme önlüğü kullandığında kendini daha rahat hissediyor olabilir; ancak tecrübelere göre bir bebeğin özellikle 3. ayından sonra bir önlüğün altında meme emmesi güçleşmekte ve bebeğin memeyi reddedebildiği gözlenmiştir.


Emzirmek özel bir durum mudur?

Evet, emzirmek özel bir durumdur; sadece anne ve bebeğinin yaşayabileceği eşsiz ama son derece normal eylemdir. Ancak bu özel durum, emzirmenin her zaman kuytu köşe bir yerde gerçekleştirilmesi gerektiği anlamına gelmemelidir. Kimi zaman anne ve bebek baş başa kalmak ister ve tüm emzirme seanslarını evin küçük ve sessiz bir alanında gerçekleştirmeyi seçebilirler. Kimi zamansa anne ve bebek hareketli ve sosyal bir ortama ihtiyaç duyar ve bu ortama özgü nedenlerle bir bebeğin emzirilmemesi, onu anne sütünden mahrum bırakmak olacaktır.


Sonuç olarak, düzenlenen her emzirme eylemi aslında emzirmenin algılanışına ilişkin önemli bir sorunu da gözler önüne sermektedir. Bu eylemler emzirmenin normal olarak algılanması gerektiğine ilişkin bir farkındalık yaratmayı hedefler. Oysaki, böyle bir çaba su içmenin ve yemek yemenin ne kadar normal olduğunu anlatmaya çalışmakla eş değerdir. Bu anlamda da, aslında bu çaba son derece acı bir çaba olarak yorumlanabilir. Öyleyse, bebeklerimizin beslenme hakkını korumak aynı zamanda sosyal ve toplumsal bir iştir.


Tüm toplumların bu hakkı korudukları bir dünya diliyorum...

Önerilen okumalar:


1.) İnsan hakkı olarak emzirme

2.) Uluslararası Mama Kodu

3.) Türk Gıda Kodeksi Bebek Formülleri Tebliği

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.