Hoşgeldin yeni yıl...

Her yıl bu mevsim dönerken benim başım da biraz dönüyor. Doğum günüm tam sonbaharın başlangıcında bir yerlere denk geldiğinden mi nedir bir hasat başlıyor inceden. Sanki ekilmişlerimi biçmeye başlıyor gibiyim yine. Eylül gelirken yanında güzel hediyeler getirmiş, hoşgelmiş sarı ışığıyla...


Başkalarına da olur mu bilmiyorum, her yaş kendi gündemiyle geliyor sanki bana. Her doğum günümde o yıla dair yeni bir şeyleri aklıma sokuyor. Bu yılın gündemi dönüştürme...


Yaşamımda dönüştürmek istediğim şeyleri fark etmek benim için korkulacak bir şey olabilirdi. Zira içinde bulunduğum her alan korkarsam sımsıkı tutunmam gereken güvenlik şeritleriyle dolu. Garantili ve bildik durumlar insanı rahat ettirir. Tutunmak iyi gelir insana. Ama bir yandan da asıl fırsatları tepebilirsin rahatlıkla. Yaşam durağanlığı senin kadar sevmez. Tam tutundum derken gelecek yeniliklere direnmemek tam da ihtiyacımız olan şey. Ama korkarız...


Sımsıkı tutunduklarımı biraz bırakmak istiyorum bu yıl. Bağımlılıklarımı görmek, onların arasından sakince geçip asıl istediklerimi daha iyi anlamak. Beni ısrarla o alanlara çeken insanlarla usulca vedalaşmak. Ömrümü uzatacak yerler görmek, oralardan beslenmek. Tamamen olmasa bile şehrin kalabalığından, zorbalığından, acımasızlıklarından molalar almak kendimce.


Bir bahçeyi gönlümce sulamak...


Daha çok okumak, daha çok yazmak, daha az konuşmak ...


Yeni yılın Aralık sonunda başladığı sanılır. Oysa ben kendi kişisel yeni yılımı hep Eylül’de yaşıyorum. Benim için yılın başı hep sonbahar.


Kendime hediyeler vereceğim. Huzurlu ve akıllı insanlarla bir arada olmak gibi...


Yeni yılımı sevinçle kutlayacağım, daha çok dans edip daha çok müzik dinleyerek. Kendime kocaman bir yeni yıl pastası bile yapacağım ki kutlamam eksik kalmasın.


Sorumluluklarım mı? Hayatımı hep üstlerine kurduğum, onlarsız olamam sandığım, beni boğsa da ayakta tutan bitmez tükenmez, işledikçe çoğalan, becerdikçe üstüme kalan sorumluluklarım... Onların birazını dağıtmaya karar verdim. Ona, buna, şuna... Artık daha dengeli bir dağılım olsun en azından. Giderek ağırlaşan kamburumdan kurtulmam lazım zira...


Yağmurlar başladığından eskilerimiz de akıp gidecek onunla birlikte. Fazlalıklar dağılacak, sadeleşeceğiz. Önce nehirlere ardından denizlere ulaşacak hepsi. Pırıl pırıl eylül maviliğinde, sapsarı güneş ışınlarıyla atomlarına kadar ayrılacak tüm dertler. Eylül çok iyi gelecek hepimize. Söz veriyorum...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.