Haksızlık karşısında…

“Can yaşlarında bir çocuk haksızlık karşısında nasıl davranmalı?” adlı konudayız bu ara.


Şans mı şansızlık mı bilemedim ama henüz bu yaşında önemli bir haksızlıkla karşılaştı.


Sık sık tenis turnuvalarına katılıyoruz.



Sonuncusunda hocası ona “Senden tek bir şey bekliyorum, o da puanlarına sahip çıkman” dedi.


“He he” dedi ama önemsemedi.


Nasıl olsa bir hakem olur, puanlara da o sahip çıkar sandı.


Hakem vardı var olmasına ama karşısındaki oyuncunun antrenörüydü.


Yanımda oturan hanım “Hakeme dikkat “dedi.


Ben de oralı olmadım açıkcası.


“Küçücük çocuğun puanına mı tenezzül edecek koskoca kadın?” diye düşündüm.


Ve tenezzül etti.



Beraberlikten uzaması gereken maçı karşı taraf puan aldığı an bitirdi.


Ben herhalde kurallar değişti diye aval aval bakarken, Can sakin sakin yanıma geldi ve “Anne kadın hakkımı yedi, çoğu servisimi de vermedi zaten” dedi.


“Aman ne önemi var” falan gibi şeyler saçmalayıp oğlumu aptal yerine koymadım tabii ki.


Değerli antrenör hanımefendiye ahlak, vicdan, gece rahat uyuma konulu bir konuşma yaptım.


“O zaman maç tekrarı yapılsın” dedi panikle, kazandırdığı kızın ne hissedeceğini hiçe sayarak. Zaten başka türlüsü de beklenemezdi böyle birinden. Maç tekrarı istemedim.



Can’ın koca bir insanın hak yiyebileceğini gördü o gün.


Al sana ilk ciddi hayal kırıklığı.


Maçlarda kimselere güvenmez bundan sonra.


Antrenörü “İyi oldu, ben onu uyarmıştım” dedi ama bence çok da iyi olmadı.


İnsanların ne mal olduğunu daha geç öğrenmesinde bir sakınca yoktu.



Çıktıktan sonra turnuvadan “Ama hayat böyle haksızlıklarla dolu, bunlarla da baş etmeyi öğrenmemiz gerekiyor oğlum” dedim.


“Evet de, ben bunu öğrenmek için çok küçüğüm” diyerek beni kalbimden vurdu.


“Evet, çok küçüksün oğlum ama erken kalkar yol alır, bundan sonra bu tür bir durumla karşılaştığında ne yapacağını bilirsin” türünde laflarla teselli ettim onu da, kendimi de.


Ne yapacak derseniz...


Bir daha susmayacak.



Asla rol yapmayacak.



Konu maçsa maçı durduracak.



Haksızlığa maruz kaldığı saniye olay çıkaracak.



Bundan sonra Can’ın benden beklemek yerine kendi sesini çıkarması için elimden gelen desteği vereceğim.


Ben susan, utanan, rol yapan bir çocuk yetiştirmek istemiyorum.



Politik bir insan yetişsin istemiyorum.



Bedeli ne olursa olsun.


Ben böyle öğrendim.


Kayıplarım az, kazandıklarım çok Allah'a şükür.


O da böyle yürüsün bu zor yolda.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.