Tekme tokat birbirimize giriyoruz!

"Merhaba Yeşim Abla,




24 yaşındayım ve erkek arkadaşımla 3 yıldır birlikteyiz. Onu kendimden çok seviyorum diyebilirim. O da beni seviyor, her şeye rağmen koparmıyoruz birbirimizden. Ama gerçekten artık beni çok üzen bir şey var. Biz erkek arkadaşımla eğer yanyanayken kavga ediyorsak tabiri caizse tekme tokat birbirimize girerek kavga ediyoruz. Sonradan pişman oluyor tabi ama artık olanlar olmuş oluyor. Her seferinde özür diliyoruz ben de o da ama artık bu durum bana zarar veriyor ruhen. Çok yıprandım, ilerde eğer evlenirsek çocuklarım olduğunda da böyle mi olacak? Korkuyorum. Sizden yardım istiyorum bu konuda. Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim."




Rumuz:Tekme tokat






Saygı kayıp, sevgili okurlarım, haber vereyim istedim size. Gerçi hepinizce bilinen, malumun ilanı gibi olacak, ama yine de yazıma böyle başlamak istiyorum bugün. Özenli, ölçülü olmamızı sağlayan kavram, saygı, kaybolmuş. Herkes etrafında arıyor, başkasından bekliyor. Böyle aranınca da saygıyı bulamıyoruz, çünkü vermeden alınmıyor saygı. Annem ben büyürken fazlasıyla hatta biraz da abartıp verdi ruhuma. Biraz törpülemem gerekti fazlalıkları, ama buna rağmen hala çokça barındırıyorum ruhumda. Gerekli yerlerde kullanmaya çalışıyorum kendimce. Ya sizdekiler? Onlar da yerli yerinde mi? Yerinde öyle mi? Allah Allah, nasıl oluyor da herkes birbirinde arayıp duruyor? Neden herkes bir diğerine bakıyor ki? Kayıp işte! Kayıp listesine baktım: sevgi, saygı, güven, sadakat en başta. Ya hepsi mi bir milletin ruhundan uzaklaşıp gider? Bunları taşıyan ruhta birini buldunuz mu sıkı tutun elinden, sakın bir yere bırakmayın olur mu? Define bulmuş kadar olursunuz. Biraz kendi kendimize eğlenelim istedim. Yarı şaka yarı ciddi, ama siz de biliyorsunuz her şakada biraz da gerçeklik payı var.






İnsan birini sevmese de saygılı olmak zorunda, o kesin. Neden? İnsan olduğu için. Duygularını incitmemek için karşısındakine özen göstermek zorunda. Genelde saygı sevgiyi doğurur, daha bir çoğaltır. Eğer aksi olmuşsa, saygı yitirilmişse sevginin varlığından söz etmek pek de doğru olmaz, buna alışkanlık demek daha doğru olur. Ve ben mailinizi okuyunca gözlerime inanamadım. Genç bir kıza el kalkar mı? Birbirinizin neyine tahammül edemiyorsunuz bu kadar? Kimi zaman insan yaşadığı ilişkiyle bir bakar ki çıkmaz sokakta. İnat edip yürümeye devam eder o yol çıkacak diye. Sizinki de böyle bir şey olmalı. İnsan tekme tokat birbirine vurmaya başlamışsa, bu ilişkiden ileriye yönelik evlilik hayal etmek, ilerde bir kabusun içinde yuva kurmak demek olur kanımca. Önce saygıyla başlar bütün ilişkiler sonra sevgiye dönüşür. Nerede yitirdiniz siz ikiniz saygıyı, sevgiyi? Anneleriniz sizlere tekme tokat atmaya değil, dokunmaya kıyamazken, bu yaşa gelene dek istemeden vursa bütün gün bunu ifadesini alırken kendinden, siz böylesine bir ilişkiyi nasıl hala sürdürebilirsiniz? Bu ilişkide saygı nerde? Saygı olmayınca özen, itina, sevgi olmaz, dolayısıyla bu yaşadığınız da ilişki olamaz. Siz hala nasıl kabul edip içinize sindirebiliyorsunuz adına sevgi dediğiniz bu ilişkiyi? Size insanların birbirine özenli, saygılı olması gerektiği öğretilmedi mi de böyle kolay kabullendiniz tekme tokatları. Belki sizinki kendini savunmak o gence karşı, ama her ne nedenle olursa olsun ilişkiler bu şekilde yaşanmaz. Bu ilişkinin devamından ne bekleyebilirsiniz?






Diyelim ki evlendiniz, çocuklarınızda oldu. Bu çocukların bu pat kütler arasından nasıl sağlıklı bir ruh halinde çıkmasını beklersiniz? Olsa olsa serseri ya da mafya olurlar değil mi? Bu ilişki bu noktalara kadar gelmişken hala bir şeylerin zamanla düzeleceğini ummak kendi hayatınızda zamanı israf etmek olur ki o zaman çok kıymetli, boşa geçmemeli. Yaşadığınız sağlıklı bir aşk değil. Birbirinize verdiğiniz tekme tokattan öte bir de yara bere ve sızıları olmalı. Benim size tavsiyem gerçekten mutlu olacağınız bir aşkı bekleyin. Sevgiyle, saygıyla bakınca ona mutlu olacağınız bir sevdiğiniz olsun, şimdi vurdu vuracak diye korkmayacağınız. Böyle aşk mı olur? En yakın zamanda bu ilişkiye bir son verin sevgili okurum. Kadınlar sevilmek içindir, dövülmek için değil. Sevgiler…






DEMODE




Ben gülü sever gibi severim seni,




Zamanın gerisinde yaşarım sevdamı




Korkarım sana gelecek belki de bu aşkım demode.




Dokunmaya kıyamadan,




Kokunu içime çekerek,




Sade bununla yetinmek,




Sabretmek,




Bunun anlamı sevmek!




Sevgiliyi tutup kolundan gidememek,




Dokunmak ellerine, saçlarına, dudaklarına,




O dudaklara bakınca dayanamıyor bu yürek,




Öpmek gerek.




Ben gülü sever gibi severim seni bilesin,




Sevgili yanında buna nasıl dayansın?




Naçar sabırsız bu yürek,




Ama benim sevdam eski moda, yani demode!




Duygularıma ketler koydum bilesin,




Sarhoş olsam da füsunsaz güzelliğinle,




Soldururum der,




Dikenleri batar der, korkarım.




Bilirim güzellikler övgü ister,




Güzel sözlerle de sevilmek ister,




Ama benim sevdam eski moda, yani demode!




En sevdiğim kırmızı gülümsün sen, bilesin isterim.




Daha güzeli var mı bilmem, isterdim sana söyleyeyim.




Bütün güzel sözleri Cemal Süreya aşklarına söylemiş,




Benim sözlerim sana sıradan gelebilir.




Benim sevdam eski moda yani demode,




Ama gülü sever gibi yürekten severim seni,




Benim sevgim eski moda, bunu böyle bil.




Yeşim Tijen


***



Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

Diğer Yazarların Yazıları

Not Found
404
Not Found
  • Aradığınız sayfa silinmiş ya da yayından kaldırılmış olabilir.
  • Yanlış bir linki takip edip olmayan bir sayfaya ulaşmaya çalışıyor da olabilirsiniz.
  • Bu durumda tekrar arama yapmanızı öneririz.
  • İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.