Yalanlar söyledim, değişmek istiyorum...

“Merhaba Yeşim Hanım. Üniversite son sınıf öğrencisiyim, 3 yıllık bir ilişkim var. Sevgilimle mazimiz 8 yıla dayanıyor. Bundan evvel hep o benim peşimden koştu, ayrılıklar yaşadık ve hepsi benim tarafımdandı. Biraz aklı havada, bağlanmaktan korkma ve biraz da gerçek sevgi nedir bilmemekti buna sebep. Üç yıl önce aklım başıma geldi ve ona açıldım, sabırla bekleyip beni kabul etti ve çok güzel bir ilişkiye başladık. O kusurlarını düzeltirken ben özgüven ve dik başlılığımla biraz başıma buyruk davrandım. O alttan aldıkça şımardım sanırım... Onun yapma dediklerini çok dikkate almayarak yaptım, en önemlisi yalana başvurdum sıkıştığımda "istemeden". Aradaki güven çok sarsıldı, sevgilim bu arada çok sıkıntılı olaylar yaşadı ancak hakkıyla destek olamadım. Şimdi stres bozukluğu ve panik atak yaşıyor, elimden ne gelirse yapmaya çalışıyorum ancak güvensizlik olduğu için ne kadar etkiliyim bilmiyorum. Ondan hiçbir şey saklamayıp açık olmaya uğraşıyorum. İki hafta önce basit bir olay yaşadık ama patlak verdi. 3,5 aydır beni görmeye bile gelmiyor ama bu durumdan çok acı çektiğini biliyorum. Çok üzgünüm, kalbim acıyor. Hayatta, onunla tam oldum ve “bu adam benim geleceğim” diyebiliyorum yürekten. Aramızda gerçek bir sevgi ve bağ olduğu için ilişkimizi kurtarmaya uğraşıyoruz. Yıprandığımız için geri sarıp duruyoruz. Zamana bırakmak çare olmayacak çünkü o zor durumdayken kendimi bir kez daha çekersem ne kadar kırılacağını tahmin ediyorum, ki buna benim de içim elvermiyor. Kendime güveniyorum yalnızca, biraz sabır gerek ve paniklediğim anlar ne yapacağımı bilemem. Yalancı biri değilim ama bu alışkanlık haline geldi kurtulamıyorum ve açık sözlü olamıyorum. Bu ben değilim Yeşim Hanım, nasıl kendim olurum, yeniden nasıl güvenini kazanabilirim, bu ikisini çözmem gerekiyor. Bunun için önerilerinizi bekliyorum.”



Yeşim Tijen’in cevabı:

Hayatı doğrularla bile yaşamak çok zorken, yalanlarla yaşamak iki misli zor olmalı sevgili okurum. Çünkü yalan söyleyen kişi hayatına sahip çıkamaz. Çıkabilse zaten yalan söylemez. Yalanlar yüzünden hayatın içinde hiç varmak istemediği yerlere sürüklenir durur. Yine söylediğiniz yalanlar yüzünden kendiniz olmaktan çıkıp kendinize yabancı gibi uzaktan bakarsınız ve ara ara bu durumu fark ettiğinizde ‘’ben bu muyum’’ dersiniz. Ben bu muyum? Değildiniz ama oldunuz. Hem de göz göre göre, güle oynaya… Bugün yalan söylerken siz eğlenirsiniz, yarın insanlar artık sizi tanıdıklarından onlar sizinle eğlenir. Değersizleşirsiniz. Bir zaman sonra artık siz de eğlenememeye, acı çekmeye başlarsınız. Çünkü kendinizden hoşnut olamazsınız. Çünkü bunun bir hastalık olduğunun farkına varırsınız. Psikolojik sorunlar zordur sevgili okurum. Kendi kendinizle savaşmak durumunda kalırsınız. Başkasını yenmek daha kolaydır da kendini yenmek bayağı güç iştir.


Nasıl kendim olurum demişsiniz. Kendiniz olmadığınızı fark etmişsiniz ya, artık bundan sonrasında kendi kendinize direneceksiniz. Olumsuzluklardan bir kaçış şeklidir yalan. Doğru söylemek de cesaret işi… O zaman cesaretli olmanız gerekiyor. Bütün bunları göz önüne alınca hayatınızdaki her şeyle yüzleşeceksiniz demek oluyor ki bundan sonraki yaşamınızda kaçmayacaksınız. Söylemek istediğiniz yalanlarla, havai davranışlarınızla, sorumsuzca davrandığınız ne varsa hepsinin karşınıza dikileceksiniz. Hatalarınızı biliyorsunuz. En basit yalanınızdan başlayarak yalan söylememe ilkesi edineceksiniz. Bir bakıma kendi kendinizin polisi olacaksınız. Kendinizi zapturapt altına alacaksınız. Tam adım atmaya mesela yalan söylemeye hazırlanıyorken, ‘’Ben bu değilim, olamam’’ diyerek hani küçük bebeğe yapmamasını öğretmek amacıyla denir ya parmak sallanarak ‘’hııııı’’ bu şekilde kendinize doğruyu söyleteceksiniz. Bir düşünün sevgili okurum, doğruyu söylemenin bedeli ne olabilir? Güven kazanmaktan, güven vermekten başka… Diğer taraftan, yalan söylemenizin altında yatan sebepleriniz olmalı. Bunları düzeltmelisiniz ki yalana gerek duymayın. Sizi bu yalanlara teşvik eden yanlışlarınız, mesela bir yere gitmemeniz isteniyor siz gittiniz, yalana başvurmanız için bir neden oluşturmuş oluyorsunuz. Bu davranışı yapmasaydınız, yalan söylemeniz için bir nedeniniz de olmazdı. O zaman yapmamanız gereken şeyi yapmayacaksınız. En basit örneğiyle bunun gibi önce kendinizi düzeltmelisiniz. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş bir insan düzelir mi? Düzelir, önce bunu fark etmiş ve istemiş olması lazım. Psikiyatrist ve ya psikolog veya bir yaşam koçu bu durumlar için var. Bu tür yardımları almaktan kaçınmayın. Şayet kaçınırsanız, kendi kendinize düzelmeye çalışmak yolunda size önerim, yalan söyleme sebeplerinizi irdeleyin. Sebepleriniz, sorununuzu çözme ve sizin kendinizi tanımanız konusunda yardımcı olacaktır.


Sevgilinizle sorununuza gelirsek, o genç sizi çok sevmiş olmalı sevgili okurum. Yoksa birçok erkek sizin tarzınızdaki kızla arkadaşlık etmekten kaçınır. O sizin her şeye rağmen yanınızda olmuş biri, ne yazık siz onun yanında yer alamamışsınız. Umarım bundan sonrasında daha akılcı ve sevgi dolu yaklaşımlarınızla, onun size olan sevgisinde haksız olmadığını ona gösterebilirsiniz. Panik atak, insanın genelde en zayıf, sıkıntılı olduğu dönemde ortaya kendini çıkaran bir rahatsızlık ve zor bir hastalık. Buna rağmen atlatılabilir. O da kendi kendiyle mücadele edecek. İlaç tedavisinden daha önemli kendi kendinin sorunlarının farkında olup, çözebilmek. Çünkü ilaçlarla bir yere kadar, sonrası hep insanın kendinde bitiyor. Siz ne yapabilirsiniz, ona şunu söyleyin: ‘’Canım, aşacaksın bunu, senin hiç bir şeyin yok’’. Aslında zaten hiç bir şeyi yok. Kendi kendini bir şeyim yok sözleriyle ikna edecek. Nefes egzersizleri çok yardımcı olur. Kötü hissettiğinde, derin derin nefesler alacak. Bu nefes alıp vermelerle o panik anlarını savuşturacak. Ne konuda panik yapıyorsa, her şeyin insanlar için olduğunu düşünerek, korkmuyorum diyecek ve sonunda kendi kendine her gün azalarak alt edecek. Onun bunları yaşadığını bildiğiniz halde nasıl bu kadar vurdumduymaz davranabildiniz? Yanında olmalıydınız. Destek olmalıydınız. Sizinle üç aydır görüşmemiş, aramamış, sormamış ve siz beklemişsiniz. Neden, hiç düşünmediniz mi? Sorunları olan biri size ihtiyacı varsa bile söylememiştir. Siz gidecektiniz yanına, ‘’Neredesin sen? Merak ettim…’’ bunlar ne güzel kelimelerdir. Sevgi vardır, değer vardır o merakın içinde. Şimdiden sonrası için çaba göstermeniz gerekecek. Emeksiz sevgi olmaz. Sevgilinize karşı özenli olun. Ona değer verin. Hoşlandığı ne varsa onları yapmaya çalışın. Bu davranışlarınızı fark etsin, görsün. Yapma dediği şeyleri yapmayın, şayet yaptıysanız doğruyu söyleyin. Güven bir anda kazanılmaz. Sizin için daha uzun bir zaman istiyor. Her doğru sözünüz, her ilgili, sevgili davranışınız, sorumluluklarınıza sahip çıkışınız bu güveni sevgilinizde zaman içinde oluşturacak. Bunun için de sabırlı olacaksınız.


İnsan kendine kolay ulaşamıyor. İlla hatalar yapılıyor bu ulaşma safhasında ama bunları fark etmek çok büyük bir adımdır. Bu adımdan sonrasını da eğer isterseniz, gerçekleştirebilirsiniz. Dürüst, güvenilir, inanılır biri olmak, bunlar kazanılması zor değerlerdir. Yalnız istemekle ulaşılmıyor, emek vermek de lazım. Neden siz de bu değerleri taşımayasınız? Bence taşıyabilirsiniz. Şöyle bir söz var ‘’Siz yaşama hakkını verin, yaşam da size hakkınızı versin.’’ Bu benim çok beğendiğim bir söz. Siz de bu sözü kendinize ilke edinirseniz, sizin yolunuzu da aydınlatacak, hayatın anlamını fark etmenize yardımcı olacaktır… Yaşama hakkını sevgiyle, saygıyla, cesaretle, doğrulukla, merhametle, vicdanla çalışarak, hayal kurarak, umut ederek verin. Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.