“Anneni istemiyorum" diyor

Merhaba, 4.5 senedir evliyim. Nişanlılık dönemimde karımla kavga ettik sonra “Ben anneni istemiyorum, onunla yakınlaşma, onun ortamında bulunma” dedi, argo kelimeler kullandı. Biz eşimle aynı köydeniz. Bir de “Sen onun oğlu olduğun için senden nefret ediyorum, istemiyorum seni, ayrılalım” diyip duruyor. Babam vefat etti sonra biz de ev alalım dedik. Ben babam kanser olduğu için çalışamadım hep kan aradım. Sonra ev almaya karar verdik ben üstüme alacaktım şu an çalışmadığım için olmaz dediler. Annemin üstüne yaptık evi. Evin borcu bitti 4 ay oluyor. Geçen hafta aradım annemi, “Artık yerimiz belli olsun bana diye aldığın evi verir misin?” diye haftaya bakarız dedi. 1 hafta geçti, karım dedi ki annenlere git yüz yüze konuş. Gittim konuştum annemle. Evi vermiyor. Sonra eve geldim karıma anlattım. Bana “Sen insan mısın? Sohbet etmeye mi gittin? Ananı görünce yumuşayıveriyorsun, artık seni istemiyorum, bırak beni” diyor. Ben kafayı yiyeceğim ne yapacağımı bilemiyorum. Öyle kaldım tek başıma. Hocam bir de ben büyüklere saygımdan dolayı yani anneme bağırıp çağıramıyorum. Böyle yapmadığım için eşim bana “Seni herkes pısırık, saf görüyor, sen konuşmasını bilmediğin için ben seni istemiyorum” diyor. Çok zor durumdayım. Bir de 2 aşılama, 3 tüp bebek denedik olmadı.


Yeşim Tijen’in cevabı:

"Keşke benim de karşımda her zorluğa rağmen dimdik duran ve beni sevebilen biri olsaydı.

İnsan tek başına dağ olamıyor bazen. "

Nilgün Marmara


Merhaba sevgili okurlar, sanırım biz kadınlar hiç dağ olmak istemiyoruz, dağ olmayı hayranlıkla erkeklerden bekliyoruz. Gücümüz olmadığından değil erkeğe güç çok yakıştığından. Çocukluktan beri öyle kodlandığımızdan. Hem zaten gücü de kadın gösterecekse eşe ne ihtiyaç var değil mi? Kadın ve erkek o ayrıcalıklı özellikleri sayesinde bir bütünü tamamlıyorlar. Erkek bu güçlü duruşu sergileyemiyorsa kadın erkeksi tavırlar içine girmeye başlıyor, kadınlıktan uzaklaşıyor sonra da o erkeği fazlalık buluyor. Dolayısıyla gözden düşüşler başlıyor. Gözden düşenin sonu da gönülden düşmek oluyor. Mevzu bahis olan eşse o eşi mutlu etmek için şikayet ettiklerine kulak tıkamamak lazım. Kulak tıkadığınız, önemsemediğiniz her şey daha büyük bir gürültüyle ses getireceğinden eşinizin sözlerine kulak tıkamayın beyler. Kadınlar birçok erkeğe göre boş konuşuyor gibi gelebilir. Oysa sözleri hep mesaj doludur. Hem bilmeliydiniz sorunlar asla suskun kalarak çözülmez. Karşılıklı konuşarak, anlamaya çalışarak çözüme kavuşur. Eşinizin sorunlarını çözemiyorsanız size sevgiyle yaklaşamaz aksine eşinizi size bağıracak, kötü sözler söyleyecek duruma getirmişsinizdir. Kadın bağırıyorsa mutlaka eksiklik, aksaklık vardır. İşe bir de kaynana mevzusu karışmışsa ortalık karışacak demektir. Taraf olmak zorundasınız. Annelerin evlatlarından eninde sonunda gönlü olur. Eşler işte orası günümüzde artık sıkıntılı. Bu sıkıntıyı yaşamak istemezsiniz değil mi? Siz aslında nişanlıyken sıkıntıya düşmüşsünüz. Baktınız annenizi istemiyor, sizin de uzak durmanızı istiyor o zaman bu nişanlılığı bitirmeliydiniz. Siz üstüne üstük nişanlınızın söylediklerini annenize ve diğer aile fertlerine söylemişsiniz. Yani bu durumun bu noktaya gelmesine bizzat vesile olmuşsunuz. Düşüncesizce bir davranış. Her gelin kaynana birbirini sevecek diye bir şart yok. Nişanlınız annenizden gerçekten iyi bir elektrik almamış olabilir yoksa insan henüz nişanlıyken böyle bir söz söyleme cesaretini nasıl gösterebilir? Ya ona bu cesareti sevginizle siz verdiniz ya anneniz bu noktaya getirdi. Her ne nedenle olursa olsun yüzyıllardır süre gelen gelin-kaynana hikayesine bir başka sayfa daha açmış olmuşsunuz. Söyledikleri siz de kalmalıydı. Olan olmuş, şimdi neler yapabilirsiniz önemli olan bu.


Anneler önemlidir tabii yavrum ama siz evlenerek bir yuva kurmuşsanız önceliğiniz eşiniz olmak zorundadır. Onu mutlu etmek için çabalamalısınız ki o da sizi mutlu etmeye çalışsın. Bu karşılıklı yaklaşımla olur. Sizde nasıl? Eşiniz tek taraflı bağırıyor, kızıyor siz de idare ediyorsunuz heralde. Eşiniz size şikayetlerini iletmiş eğer bu evliliğe davranışlarınızda değişiklik yapmadan devam etmeye çalışırsanız fazla sürme ihtimali çok düşük olacaktır. Sizin sessiz kalışınız, annenizin hoş karşılanmayacak tutumu sayesinde yuvanızı bozacaksınız. Bunu siz de hissediyor olmalısınız ki bana yazma gereğini duydunuz. Biraz kendinizi içinizden çıkarın. Canlı kanlı, eşine değer veren, onu mutlu etmeye çalışan, sahip çıkan bir eş olun sonra üzüleceğiniz durumlar yaşarsınız. Sadece eşiniz için değil kendiniz içinde bu pısırık görünümünüzden çıkmanız gerekir. Yoksa annenizin kucağında usul usul ağlayacaksınız.


Şu an radyomda Müslüm Gürses anlaşılan alışmışım, sensiz olmaz, sensiz olmaz diye o güzel sesiyle bana eşlik ediyor sonra devam ediyor; gece gelmiş yatağım boş, sensiz olmaz, zaman geçmez sabah olmaz, yine kendi kendime sormadan durmadım, niye seni böyle istiyorum diye giden birinin ardından böyle yanıyor değerli sanatçımız. Siz de böyle yanarsınız. Sensiz olmaz diye peşinden koşarsınız eşinizin yavrum ama kaçanı yakalamak zordur. Evliliğinizin bu noktaya gelmemesi için enerjik, neşeli, evliliğin sorumluluğunu taşıyan ve eşinize eş olarak hakkını veren bir eş olmak için gayret içinde olun. Eşinizi sevginizle ilginizle şımartın. O zaman evinizdeki huzursuz hava da dağılacaktır, eşinizin size yaklaşımı değişecektir. Evinizdeki atmosferi değiştirmek istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz. İnsan yaşadığı müddetçe hep kendini geliştirmek zorunda yoksa yetersiz kalır. Annenize anneniz diye başınızı eğmek zorunda değilsiniz haklı olduğunuz yerde hakkınızı savunmalısınız. Size ait bir evi vermekte nasıl direnebilir? Bunu gelinini sevmese bile oğlum ev almış diye mutlulukla sizin üzerinize vermesi gerekirdi. Annenizin böyle bir yaklaşımı karşısında nasıl sessiz kalabildiniz? Kararlı bir şekilde davranmalıydınız, eşiniz çok haklı. Biraz dik durmayı öğrenin her şeye he he denmez, denirse kimse sizi saymaz çünkü sınırınız yok. Kendince sizin haklarınızı gelinden mi korumak istiyor? Her ne nedenle olursa olsun yanlış bir yaklaşım. Kavga edin, bağırın çağırın demiyorum ama kararlı bir şekilde "Anne bugün geleceğim ve evi bizim üzerimize devredeceksin" diyerek kararlılığınızı annenize hissettireceksiniz ki anneniz size böyle kafasına göre davranamasın. İlginç gerçekten. Resmen gelin kaynana düellosu.


Diğer konu iki aşılama ve tüp bebek denemesi yapmışsınız olmamış, daha gençsinizdir mutlaka. Gençlik umuttur yavrum. Öncesinde eşinize huzur verin. Kadın evliliğinde huzuru bulursa belki bu denemeler güzel sonuç verebilir. Allahtan ümit kesilmez, ümitsizliğe sakın kapılmayın. Bir sürü insan kaç kez deniyor ama sonunda bebek sahibi oluyorlar. Sizin de olacaktır. Önce içsel olarak karı koca huzura kavuşun, bebek de inşallah o huzura gelsin diye siz ve eşiniz için yürekten diliyorum yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çok başarılı yorum olmuş yüreğinize saglık
    CEVAPLA
  • Misafir Bu kadar maddeci bir eş bence yaramaz. Hazır daha genç iken aynen boşan başkası ile deneşansını.
    CEVAPLA
  • Misafir Hayat. Boyu çalışıp bir ev aldılar. Anne aniden ölse o ev bütün mirasçılar arasında bölüştürülecek. Bu maddiyatçılık değil buna ses çıkarmamak tam bir kerizlik olur neden bir ömürlük emeği altın tepside başkasına versin?
    CEVAPLA
  • Misafir Mükemmelsiniz vesselam
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.