Keşke babam ile hiç konuşmasaydım!

Merhaba Yeşim Hanım,

Sizin sayfanızı uzun süredir takipteyim. Orada paylaşılanları ve sizin tavsiyelerinizi düzenli olarak okuyorum. Benim çözümleyemediğim mesele; bundan yaklaşık 10 yıl önce annem ve babam ayrıldılar. Mahkeme tam 3 yıl çekişmeli olarak sürdü maalesef. Annem babamı bırakma kararı aldı, ben o zamanlar lise 3. sınıftım. Ben de bırakması taraftarıydım, annemin destekçisiydim. İki ufak kardeşim var, şimdi biri 20 diğeri 22 yaşına geldi. İkisi de üniversite okuyor. Ben okuduğum bölümleri bitirdim. Keza annem de öyle ortaokul mezunuydu. O da 10 yıl içinde hem bize baktı hem dışarıdan dersleri verdi. Şu an özel bir kurumda müdür yardımcısı olarak kariyerine devam ediyor. Çok zor günlerimiz oldu. Ben okul bittikten sonra okulda tanıştığım erkek arkadaşımla evlendim. Düğünümü babam ve ailesine haber vermedim. Zaman geçti, 5 yıla yakın olacak evliyim. Geçtiğimiz hafta sürekli düşündüm durdum, babam ölmeden onu arayıp yine de görüşsem mi diye. Sonra bir cesaret telefonuna mesaj attım, önce reddetti ama akşama doğru baktım ki halam ve amcamlarla fotoğrafını yolladı diyor ki "amcan seni davet ediyor başımızın üstünde yeri var buyursun gelsin eşiyle diyor." Ben de gitmeye karar verdim, gittim. İyi karşılandım, babam ilk defa torununu gördü (çocuğum 2 yaşına yeni girdi). Neyse birkaç gün oldu ama çok sıkıldım ve bunaldım. Sürekli mesaj atmasından, evliyaymış gibi sürekli dini konuları açıp hepimizin bildiği şeyleri yazmasından. Sanki peygamber yani günahsızmış gibi ders vermesinden bıktım, usandım. Kaldı ki dinimize asla uygun bir yaşam tarzı olmamıştı. Bu yüzden daha da sinirlerimi bozuyor. Sürekli annemi bana kötülüyor. Geçmiş defterleri kapatmak için geldiğimi söylediğim halde sürekli devam ediyor. Eşim sürekli bana bir şey mi oldu, yüzün niye asık diye soruyor. Demek ki dış dünyama da yansıyor. İster istemez bunları düşündükçe başıma ağrılar giriyor, keşke hiç konuşmasaydım diyorum. Israrla kardeşlerimin numarasını istiyor. Ben de ısrarla hayır diyorum. Yine de ısrar ediyor. Babam enteresan kötü bir adam sadece katil değil, büyükbabamdan kalan tüm mirası yemiş, bitirmiş. Zaten onu biliyordum ama belki değişmiştir diye belki iyi bir insan olmuştur ümidiyle konuşmaya başlamıştım ama şimdi nasıl sınır koyabilirim bilemiyorum. Haline hem acıyorum hem öfkeliyim; duygularım çok karışık. Keşke diyorum keşke hiç yazmasaydım. Sizden ricam nasıl bir yol izlemeliyim? Hayatım alt üst oldu sanki. Zaten çocukluğumda çok acılar çekmiştim, çok şiddet gördüm ona rağmen affettim onu ama şimdi ne yapacağım konusunda en ufak fikrim yok sanki omuzumda yükler var gibi bir ağırlık var. Ne yapmalıyım bilemiyorum. Sanırım bu yük babam ölene dek devam edecek ancak öldüğünde sakin bir hayatım olacak. Adam 7 bela Hüsnü gibi tabiri caizse...


Yeşim hanım, size iyi bir yaşam diliyorum ve cevabınızı dört gözle bekliyorum.

Sevgilerimle...


Yeşim Tijen'in cevabı:

"Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derdim" demiş Cemal Süreya. Bu söz değerli annenize gelsin sevgili yavrum. O değerli kadın sizleri okutmuş, yetiştirmiş, kendini de baştan yaratmış. Ne mutlu sizlere böyle güçlü bir annenin evlatlarısınız. Sizlere insanın isterse her şeyi başarabileceğine çok güzel bir örnek anneniz; azimli, hırslı, çalışkan eminim hayatla da barışıktır. Çünkü yaşama hakkını verenlerin, kendinden bir şeyler katmasını bilenlerin kimseyle sorunu olmaz. Hayatına, kendine emek vermiş, kendini ortaya çıkarmış. Niye olsun? Ya babanız? Onun sorunları devam ediyor çünkü sizden sonra da kendini imha etmeye devam etmiş. Hatalarını görüp ders alamamış ama yine de babanız. İnsan bir zamanlar baba diye sevip saydığı gözünde yücelttiği birinin aslında ne kadar küçük olduğunu görse bile ondan vazgeçmek istemiyor. Hatalarını bile bile onun yanında olmak isteyebiliyor. Çok bir şey istemiyor aslında "yavrum, kızım" diyen sesini duymak, sevgiyle sımsıkı sarılmak galiba en çok da sadece baba diye seslenebilmeyi istiyor. Anne-baba olabilmek, bu sıfatlara her halükarda hakkını verebilmek maalesef herkesin harcı değil. Eşler ayrılabilir ama çocuklarından ayrılamazlar. Öyleyse kişi isterse yenilenerek geçmişi çocuklarında telafi edebilir bencil, düşüncesiz ve empati yoksunu değilse sadece kendini sevmiyorsa. Bu mümkündü. Babanız çaba göstermemiş olmalı ki siz aradınız. Oysa kendisi sizleri görmek için çaba sarf edebilirdi. Siz, babam belki değişmiştir diye düşünerek çaba içine girmişsiniz. İçinizdeki kendinize bile itiraf edemediğiniz gizli özleminizle sonunda babanızı aramışsınız. O da yıllardır biriktirdiği öfkeyle sizinle özlem gidereceğine eski defterleri açmış. Bir işe yaramayacağını düşünemeden vermiş, veriştirmiş. Aklı nasıl çalışıyor acaba? Kendiyle hiç mi hesaplaşmadı (bir kadın umudunu yitirmeden eşini asla terk etmez istisnalar kaideyi bozmaz)?


Suçlamak geçmiş yaşamına hakkını vermeyi bilmeyenlerin işidir (bu da benden olsun).


Halbuki yıllar sonra gördüğü ve acı verdiği kızının elleri elinde oturup bugünü konuşabilirdi. Siz de gittiğinize pişman olmaz, kavuşmanın mutluluğuyla "iyi ki"lerle dolardınız. Şimdi acaba gitmese miydimlerdesiniz. Bence iyi yaptınız. Hatta ne olursa olsun, tabi neler yaşadığınız bilmiyorum ama babanızı düğününüze çağırmalıydınız. Neyse geçmiş artık. O da yıllardır biriktirdikleriyle size yük yüklemeye devam etmiş. Babanız kendi iç dünyasını size yansıtmış.


Bilmez bazen anne bazen baba yaptıkları ya da yapmadıklarıyla çocuklarını ruhen hem eksiltip hem yük bindirdiklerini. İşte o eksiklikler bedeninizde değil belki ruhunuzda yara yavrum ama iyi biliyorum o yaralar geçecek. Bir bakmışsınız ne babanızla hesabınız kalmış ne yaranız kalmış. İçinizdeki o hüzün bitmiş biraz zaman ve kendinize, hayatınıza emek gerekiyor. Siz güçlendikçe yaralarınız küçülecek ve kaybolacak. Bu da biraz daha olgunlaşmanız ve kendinizi yetiştirmeniz, anneniz gibi hayatınıza emek vermenizle mümkün olacak. Yaşama kendinizden ne kadar katar, ne kadar emek verirseniz geçmiş yaralarınız o kadar kurumaya başlayacak. Bir de bakacaksınız kabuk bağlamış ve o kabuğu ellerinizle üzerinizden koparıp atacaksınız. Evet yavrum, söylemek istediğim yaralarınızın merhemi kendinizsiniz. Şayet akıllı, evlatlarını düşünen bir babanız olsaydı onda olabilirdi ama hala bir ümit olabilir. Şu an yılların öfkesi üzerinde olmalı. Biraz zaman vermelisiniz. O sizin babanız. Bu kelime bile aslında değerli.


Şimdiden sonra ne yapacaksınız? Bu bir seçim yavrum ya babanızı yaşaya yaşaya onun verdiği, yarattığı sıkıntılarla cebelleşe cebelleşe ama sonunda ben elimden geleni yaptım diyerek bu baba kız ilişkisinde iyi veya kötü bir nihayete varacaksınız. Bu da sizin için bir çözümdür. Biraz daha babanızı yaşamak ona ve kendinize bu şansı vermek. Şunu mutlaka yapmalısınız ona "Baba geçmişi konuşmayalım. Ben seninle, çekirdek ailemle birlikte bugünü yaşamak istiyorum. Birlikte baba kız olmak için hala vaktimiz var" diyebilirsiniz. Anne-babaları, kardeşleri hayatlarımızdan öyle bir çırpıda çıkaramayız yavrum. Ebeveynler hatalarıyla sevaplarıyla değerlidir ve her şeye rağmen sizin verdiğiniz bu şansı hak ederler. Umarım babanız bu durumu olumlu davranışlarıyla keyifli zamanlara dönüştürebilir. Bu şansı kullanmayı beceremezse işte o zaman daha bir gönül rahatlığıyla ben elimden geleni yaptım diyerek bu ilişkiyi bitirebilirsiniz çünkü insan olmak zaten elinden geleni yapmakla anlamını bulabilir. Evet belki üzüldüğünüz, sıkıldığınız, başınıza ağrıların girdiği günler olacak ama o günlerde sizi siz yapacak yavrum. Siz artık küçük kız değilsiniz kendinizi koruyabilecek akılda ve yaştasınız. Baktınız babanız da olumlu hiçbir adım yok, görüşmeyi derhal kesebilirsiniz ya da direkt görünen köy kılavuz istemez misali birden görüşmeyi kesip atacaksınız. Babanız hala 7 bela Hüsnü mü yoksa mülayim bir adama mı dönüşmüş bir görmekle karar vermemeli, biraz zaman vermeli öyle kararınızı vermelisiniz. Anne, baba, evlat aslına bakarsanız tüm ilişkiler emeği hak ederler yavrum. Yazımın sonunda güzel dileğinize teşekkür ederek Amin diyeceğim ve ben de size güzel bir yaşam dileyeceğim yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.