Kendi işinizi kurmadan önce yanınıza almanız gereken on şey!

Sizlerden harika mailler alıyorum, nefis mesajlar geliyor!


Kafasındaki projeyi paylaşanlar, "şunu nasıl yapsam ki?" diye soranlar, "Elif şunu bir genele açsana, herkesin fikrini alalım" diyenler, "benim için de şunu araştırır mısın?" diye rica edenler…


Neticede kalbinizdeki heyecanı, gece uykularınızı kaçıran hayallerinizi, yakası açılmadık yepyeni projelerinizi paylaşıyorsunuz; nasıl cevapsız bırakırım.


Hepsini bir bir okuyorum ve fikir vermek benim ne haddime; dilim döndüğünce, aklım yettiğince kendi görüşümü yazıyorum cevaben. Ve varsa o konu ile ilgili kişisel deneyimimi.


Fakat şunu unutmamak gerekir ki; ben sizden sadece "bir" adım öndeyim.


Siz "HAYAL" kutusundasınız, ben ise "HAREKET".


Bu iki kutuyu birbirine bağlayan bir halat var; onun da "İNANÇ".


Sizin kutunuz havada nazlı nazlı salınırken, benimki bol rüzgâr alan bir yerde, yer yer orta şiddette deprem kıvamında sallanıyor.


Aramızdaki halat ne kadar kalın, ne kadar güçlü olursa, sizin kutudan benimkine, benimkinden bir sonraki kutuya geçmek o kadar güvenli olacak.


Şayet tapon bir çamaşır ipi ile kutuları bağladıysanız, üzgünüm ama akbabalara yem olacaksınız; hem de yere bile düşmeden, gökyüzünde.


Çünkü işi batırdığınızda, önünüzden arkanızdan sağınızdan solunuzdan "ben demiştim"ler uçuşacak.


Yani sevgili okur kendi işimizi kurmadan önce yanımıza almamız gereken ilk üç şey:

  • Hayal
  • İnanç
  • Hareket planı

Hareket planından kastım şu basit sorulara verecek cevaplarınız olması:

İşi kurmak ne kadarlık bir bütçe gerektiriyor?


Bunun içinde tutacağınız dairenin, dükkânın, plazanın, sarayın ilk kirası ve ev sahibi ile el sıkışırken ödeyeceğiniz depozitoyu düşünün. Sonracığıma üç ay sonra ödeyeceğiniz stopajı ekleyin.


Dekorasyon giderlerinizi alt alta yazın. Çay bardağından perdeye, kırtasiye malzemesinden banyodaki çöp kutusuna kadar liste yapın. (ben ileri seviye Başak burcuyum, size de Başak alışkanlıkları edindireyim.


Kuracağınız iş eğitim gerektiriyor mu?


Eğitim masraflarını kuruluş bütçesine ekleyin.


Bir logonuz, web siteniz, marka adınız olacak değil mi?


O zaman patent ve her türlü tasarım için de bir miktar para ayırın. (Bana patente gerek yok, demeyin! O zaman siz bile markanıza inanmıyorsunuz, demektir çünkü. Sizin hayaliniz patentini alacak kadar kıymetli olmalı gözünüzde.


Bir ekibiniz olacak mı, yoksa tek tabanca mı ilerleyeceksiniz?


Şayet istihdam gerektiren bir iş kuracaksanız, işte bu ciddi bir iş; burada tekrar tekrar düşünmeniz gereken sorular var.


En iyi ihtimalle kaçıncı ayda para kazanmaya başlarım? Peki, en kötü ihtimalle? Bu süre içinde personelimin maaşını ve SSK’sını muhtasarını ödeyecek ne kadarlık bir bütçem var?


Gözünüzü korkutmak istemem elbette ama dost (yazar) acı söyler: benim gibi karabasanlar, kâbuslar görmek istemiyorsanız, en az altı aylık, tercihen bir yıllık aylık sabit gideriniz cebinizde başlayın işe.


Tamam tamam durun! Sayfanın sağ üstündeki çarpı ile ilişkimizi bitirmeyin! (bak küserim)


Ama hakikat bu sevgili dostlar. Ben yandım, siz yanmayın diye böyle gerçekçi bir tablo koyuyorum önünüze.


Yapacağınız işle ilgili hiç deneyiminiz var mı?


İşin arka planını öğrenmek, mutfağını keşfetmek için benzer işler yapan insanların etrafında dolanın bir süre.


Sorular sorun, aklınıza takılan hiçbir şey kalmamış olsun işi kurmak için kolları sıvadığınızda.


Hiç utanmayın; gerekirse kariyer rütbenizi hiçe sayın ama (size göre) çok alt düzey bir pozisyonda çalışın bir süre. (Sosyal medayada güncelleme yapmazsınız, kimsenin haberi olmaz.


Hali hazırda çalışıyor musunuz? Düzenli bir maaşınız var mı?


Bırakmayın o maaşı! Sarılın ona!


Şaka şaka elbette bir gün bırakmanız gerekiyor ama bu konuda çok acele etmeyin.


Elbette mesainizden aşırın, demiyorum ama en azından bir süre geceleri yeni kuracağınız işe odaklanın ve işin genel iskeletini, bütçesini çıkardıktan hatta belki bir iki adım attıktan sonra istifa edin.



Şayet şu an çalıştığınız işin tıpkısının aynısını yapacaksınız, sakın ama sakın müşterilerinizi bir bir arayıp, mail ya da mesaj atıp “abi ben de bunun aynısını kuruyorum, benden haber bekle, daha ucuza yaparım” muhabbetlerine girmeyin.


En sevmediğim tarzdır. Allah çarpar!


Sonra bana gelip “Ben senden gaz aldım, işi kurarken çarpıldım; niye ki?! Hı?” demeyin.


Haram lokma ile işe başlayanlardan hayır gelmez bu hayatta. (Evet hem Başak, hem de inançlıyım.


Siz yepyeni bir sayfa ve iyi niyetle çıkın yola Allah bir şekilde rızkınızı verir.

(kapımın önüne tavla atacak kadar esnaf oldum ben J Geri dönüp şu son yazdığım paragrafı okuyunca, bir defa daha emin oldum yeminle.

Neyse konumuza geri dönersek ben size verdiğim bu öğütlerin hiç birini yapmadım.

Cebimde beş kuruş olmadan, girişimci kadın kredileriyle kurdum Melissima’yı.


Hürriyet’te çalışıyordum ve inanılmaz sevdiğim saygı duyduğum insanlar vardı.


Duyulur, ayıp olur, hem hiç etik değil, diyerek; daha fikir aklıma geldiği gün grup başkan yardımcımıza açtım konuyu. O bana “bir daha düşün, delilik etme” modunda gerçekten dostça bir konuşma yaptıktan sonra bana ayırdığı sürede işi detaylı düşündüm. Bu da on beş günü geçmedi.


Maaşsız hayata geçtiğinizde kredi kartı ekstrelerinizin ne kadar çabuk kesildiğine, son ödeme tarihlerinin ne kadar çabuk geldiğine asla inanamayacaksınız!


O yüzden belli bir hayat standardından fedakârlık edeceğinizi çok net kabul edin.


Para para para! Ne çok bütçe, ödeme, masraf konuştum; değil mi?


Ama inanın işi mali boyutu çok önemli!


İş kurma sürecinizde sizin enerjinizi emen, hayallerinizi vakumlayan bir canavar maddi darlık. Ben çektim, siz çekmeyin diye anlatıyorum bu kadar detaylı.


Ve son olarak işin bir de sorumluluk boyutu var


Şahıs şirketi mi, limited şirket mi?


İmza sirküleri olacak mı?


Ticaret sicilde kimin adı, nasıl geçecek?


Sorumluluk alanı ne ile sınırlı?


Devletin hangi birimleri ile kim nasıl temas edecek? Yetkilendirme gerekiyor mu?


Şirket sözleşmesi, faaliyet belgesi, resmi gazete…


Bunları muhasebecinizle, mali müşavirinizle detaylı olarak tartışın.


Ay doğru ya! Biz size daha muhasebeci de tutmadık!


Of of of yapacak daha ne çok iş var; değil mi?


Heyy hayal kutusunda uyumak yok! Kaldır kafanı ahbap!


Uyursan ölürsün. (hayalindeki sen ölür)


Haftaya kalan yedi maddeyi bir bir sıralayacağım. Şimdilik size bu kadar ev ödevi yeter.


Haftaya görüşene dek içinizi hoplatacak müthiş hayallere uyanın.


Sevgiyle, dostlukla…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.