Rehberimi kaybettim, hükümsüzdür...

Bir profesyonel olarak teknolojiden para kazanmıyorsanız, ilgi alanınıza girmediği için teknolojiye yakın değilseniz yandınız ki hem de ne yandınız…


30’lu yaşlardan sonra bilgisayarla tanışan bir nesil olarak androidlerle ilişkimizi mesafeli yaşıyoruz. Ancak söz konusu android telefonları işimiz gereği mecburen sık kullanmak zorunda kalıyoruz.


Doğal olarak problemler de eksik olmuyor. Resmen androidin oyuncağı olup, perişanları oynuyoruz.


Mesela ben; Mesleğe daktiloyla adım atmış dinozor gazeteci olarak sert hareketlere alışmışım. Dokunmatik telefonları kullanırken çok komik görüntüler veriyorum. Şarap kadehini tutarken serçe parmağını kaldırmaya çalışanların durumuna düşüyorum.


Ama bu telefonlardan vazgeçemiyorum da… Bitmeyen mail trafiği için laptop taşımaktansa androidle kanka olmayı tercih ediyorum.


Android kankalıktan ne anlar? Sorun çıkarmada üstüne yok. Mesela geçen hafta dokunmatiği yavaşladığı, sürekli donma yaptığı için telefonumun müşteri hizmetlerini aradım. Yaşadığım sorunu anlattım. Telefonun diğer ucundaki heyecanlı, yardımcı olmak için can atan genç adam sorunu çözebileceğini söyledi.


Müşteri hizmetleri görevlisinin direktiflerini uygulamadan önce ona net bir soru sordum. “Telefonumdaki rehber benim için çok önemli. Diğer programlar silinebilir ama bu yaptığımız işlemle rehberime bir şey olacak mı?”

Soru gördüğünüz gibi gayet basit… Cevap “Merak etmeyin, rehber silinmez!”


“Bir bilene!” sorunca insan merak etmiyor tabii… İki dakika içinde elbirliğiyle telefonumu fabrika ayarlarına döndürdük. Telefon sütten çıkmış ak kaşık oldu… Bir baktım ki içinde ne program ne rehber kalmış.


Panik, korku, kızgınlık, öfke gibi karmakarışık duygularla müşteri hizmetlerini yeniden aradım. O genç adam ne derse beğenirsiniz; Ben size söylemiştim… Neyi söylemiştin kardeşim!


“Kalite standartları gereği yapmış olduğumuz görüşme kayıt altına alınıyor” ya, ben de buna güvenerek yapılan konuşmayı yeniden dinlemesini istedim. Haklı olduğunda ısrar edince, görüşmeyi dinleyip bana geri dönüş yapmasını söyledim. Kabul etti. (Bir haftadır geri dönen yok. Çünkü yaptığı hatayı biliyor.)


Düşünebiliyor musunuz, rehberim buhar olup uçtu. Aynı telefon numarasını 18 yıldır kullanıyorum. 18 yıldır biriktirdiğim tüm telefonları iki dakika içinde kaybettim.


Panikledim, üzüldüm, salaklığıma kızdım, müşteri hizmetlerindeki görevliyi öldürme planları yaptım…


Sonra annemin telefonunu alıp en azında hısım akrabayı yeniden kaydederim diye düşündüm. Kızımın telefonundan onun arkadaşlarının annelerinin numaralarını aldım. Ama topu topu 30-40 numara kaydedebildim.


Benim için çok değerli bir cam vazoyu kırmış, bir daha bir araya getiremeyecekmiş gibi kekremsi bir duygu içimi kapladı. Koltuğun kenarına çöktüm.


Hiç tanımadığım bir adama güvenip, 18 yıllık rehberimi sanal dünyanın çöplüğüne göndermiştim.


Dünyada moda olan Dr. Hew Len’in ‘Ho oponopono’ öğretisi doğrultusunda ‘Bu içinde yaşadığım her neyse, sorumlusu yüzde 100 benim’ dedim. Birkaç kez tekrarladım. İşe yaradı mı? Yok canım nerde?


Çaresiz kaldığımı hissettiğim anlardaki gibi beynim hızlı düşünmeye başladı… Birden bir şimşek çaktı. Ben rehberimi bir zamanlar yedeklemiştim. (Galiba) Telefon operatörümü aradım, sordum. 6 ay önce yedeklemişim… 1 saat sonra kaybettiğim numaralarıma kavuştum.


İnanın, Milli Piyango’dan ikramiye kazansam ancak bu kadar sevinir, mutlu olurdum. Bana eşeğimi kaybettirip yeniden bulduran, müşteri hizmetleri görevlilerine selam ve sevgilerimi(!) gönderiyorum.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.